Ladislav MNACKO'nun bu kitabı, 2. Dünya Savaşı'nın hemen ardından Dresden'de geçen bir gece üzerine kurulu...
Basit bir buluşma öyküsü gibi başlayan "Dresden Gecesi", sizi yavaşça bu basit öykünün güvenli kıyısından, ürkütücü açık denizlere sürüklüyor.
"Dresden Gecesi" savaşın taraflarının hele kuşak farkıyla savaşa bakışlarını ortaya koyarken derin bir ahlâk felsefesi sorgulamasına girişiyor. Ama belki daha da önemlisi tarihin nasıl yazıldığına dair önemli bir tarih felsefesi dersi veriyor.
Yazarın Sovyet sosyalizmine muhalif cesur çizgisi, insanı ideoloji şablonundan görmeyi reddeden, onun fert olarak değerine inanan tarzında ortaya çıkıyor.
İç içe geçmiş öyküleri her seferinde sizi daha da şaşırtarak okunuyor. Parçalanmış anıların birer birer bütünleşip bir gece boyunca birbirleriyle ne yapacaklarını bilemeyen kadınla erkeği nasıl etkilediğini okumak, başlı başına bir zevk.
Aşka dair incelikli ve romantik duyarlılığı, savaş sonrası nihilizm modasıyla taban tabana zıt ve bu onu her zaman okunmaya değer bir klâsik haline getiriyor.
"Dresden Gecesi" öykücünün dünyasına girmekten hoşlananlar için şahane bir kitap.