|
İngiliz gazetesi The Guardian:
Başlık: Türkiye'de ifade özgürlüğü kayboluyor
"Dünyada hangi ülkede şuan diğerlerinden daha fazla gazeteci hapiste? Çin Halk Cumhuriyeti mi? Hayır. İran mı? Yine yanlış. Daha üzücü yanıt Türkiye Cumhuriyeti. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na göre, ülkede demir parmaklıklar arkasında yaklaşık 100 gazeteci var. Evet doğru: modern, laik ve batı eğilimli Türkiye demokratik yollarla iktidara gelen hükümetiyle Çin ve İran'dan daha fazla basın mensubunu içeri attı. Gerçek, Türkiye'nin Müslüman çoğunluklu Tunus ve Mısır gibi ülkelere, kendi içinde düzene girmeden model ya da örnek olamayacağı. Dışarıdaki özgürlüklere ilham verebilmek için, önce Türk hükümetinin kendi ülkesindeki özgürlükleri garanti altına alması gerekir."
Birleşik Arap Emirlikleri gazetesi
Gulfnews:
Başlık: Türkiye Somali'nin yeniden inşasına öncülük
ediyor
"Somali'ye barış ve istikrar getirmek için Mayıs ayında 57 ülke temsilcisi İstanbul'da biraraya geldikten sonra, bir ülke Somali'ye daha özel çaba gösterdi. O da Türkiye. Somali'nin pekçok ülke için çalışma bakımından tehlikeli kabul ettiği başkenti Mogadişu'ya geçen yıldan bu yana hastane, okul ve devlet binası inşa etmek üzere pekçok Türk işçi ve gönüllü gitti. Somali'nin geçici Başbakanı Abdül Veli Muhammed Ali, "Afrika Birliği güçleri ülkenin El Şabab örgütüne yönelik savaşını sürdürürken, Türkiye bu durumda da inşaat ve yardım çalışmalarının yürütülebileceğini kanıtladı"
İngiliz Haber Ajansı
Reuters:
Başlık: Türkiye'nin güneybatısındaki depremde 6 kişi
yaralandı
"Türkiye'nin güneybatısında 5,8 büyüklüğünde meydana geldi, en az 6 kişi yaralandı. Yaralanmalar, insanların panikle balkondan ya da camdan atlamaları sonucu meydana geldi. Türkiye'de gün içinde depremle karşılaşmak olası. Geçen yıl ekim ayında da ülkenin doğu ili Van'da 7,2 büyüklüğünde deprem meydana gelmiş, şiddetli artçı sarsıntıların da etkisiyle 600'den fazla kişi hayatını kaybetmişti."
İtalyan gazetesi La
Stampa:
Başlık: Türk yönetmen rotasını İstanbul'a
çeviriyor
"Open Road İtalyan Sineması Günleri'nde "Şahane Misafir" filminin tanıtımı için New York'ta bulunan yönetmen Ferzan Özpetek en kısa zamanda Türkiye ile ilgili bir film yapacağını söyledi. Roma'nın kaderine terk edilmiş ve insanlarının kaba ve saygısız olduğunu hatırlatarak bundan böyle çok sevdiği bu kentte film yapmayacağını açıkladı. Bol ödüllü yönetmen rotasını İstanbul'a çevireceğini ve iki üç ay Boğaz'da yaşadıktan sonra filmin konusunu belirleyeceğini kaydetti."
CNN TÜRK
Amerikan New York Times
gazetesi:
"AKP’nin Türkiye’yi on yıl içerisinde güçlü
bir ekonomiye dönüştürdüğünü en sert muhalifler bile kabul ediyor. Fakat sorun
şu; Başbakan Tayyip Erdoğan aynı zamanda bağımsız
yargıyı devredışı bıraktı. Basına da gözdağı verdiği için siyasi kontrol
mekanizmaları artık yok. Ortadoğu’nun karışıklığı nedeniyle AKP’nin artan otoritarizmine dışarıdan uyarı
da gelmiyor. İstanbul’da Türklerle sohbetim hep “Aman adımı yazma. Erdoğan çok
kindar olabiliyor” cümleleriyle bitti. Eğer Erdoğan’ın Türkiye’yi ‘sultanlığa’
dönüştürmesi engellenmezse Türk demokrasisi zarar görecek. Obama’nın Erdoğan’a
açık kart vermesi şu anlama geliyor: “Ekonomik büyümeyi sağla, sonra adım adım
demokratik kurumları sınırlayabilir ve dini istediğin kadar
dayatabilirsin."
Amerikan Haber Ajansı
AP:
"Bir zamanlar Türk devlet ideolojisinin temel taşı olan Atatürk kültü yavaşca, bazen de fark
edilmeyecek derecede seyreltiyor. Yerine de kısmen Osmanlı İmparatorluğu
döneminden ilham alan İslamcı kökenli hükümetin modernite, ahlak ve dinin
toplumdaki yeri hakkındaki düşünce sistemi geliyor. Atatürk’ün ateşli inananlarının hayranlığının
kaynağı ‘Türklerin babasının’ nüfusu ağırlıklı olarak Müslüman olan bir ülkede
laik değerleri dayatmasıydı. Atatürk’e hakaret hala ceza yasasında olsa da
yargılamalar yumuşatıldı. Hükümet, Atatürk’ün sözlerinin ve geleneksel saygı
gösterilerinin dokunulmaz olduğu fikrini aşamalı olarak yok
etti."
Amerikan Newsweek
dergisi:
"Türkiye’deki kültür savaşlarının son raundunda
İstanbul’da binlerce kadın sokağa döküldü. Türban tartışmasında Erdoğan, AB’nin desteğine sahipti. Kürtaja karşı son
kampanyası ise Brüksel’den çok farklı yanıt aldı. Avrupa Erdoğan’ın dini bir
gündem empoze etmeye çalışmasından kaygı duyuyor. İstanbul’daki bir diplomat,
‘İktidarının ilk yıllarında AKP’nin önceliği, ordunun siyasi rolünü
azaltarak totalitarizmin mirasını ortadan kaldırmaktı. Şimdi ise dini temelli
toplum mühendisliği yetkisi olduğuna inanıyor, bu da kaygı uyandırıyor’ diyor.
AKP’nin kürtaja saldırısı bir Erdoğan klasiği
yani, ima edilen dini tonlar destekli kaba bir Türk
milliyetçiliği."
Katar merkezli El
Cezire:
"Kürtaj yasağı Türkiye’yi kutuplaştıran en son
konu. 74 yaşında rahim kanseri tedavisi gören ev
kadını Zehra Özer “Tecavüz için istisna olmaz. Dikkat etsinler. Biz niye
tecavüze uğramıyoruz?” dedi. Türbanlı öğrenci Afra Akay “Kürtaj benim dini inançlarıma uymuyor. Ama
kürtaj olmak isteyen kadınlar bu yasaktan kötü etkilenecek” yorum yaptı.
Hükümetin 2004 yılında zinayı suç sayma girişimi kamuoyu ve AB’nin tepkisi sonucunda
engellenmişti."
Milliyet
dünya,haberlervan,türkiye,amerika