e-İhracat'la dünyayı fethettik
Türk ürünleri PttAVM.com aracılığıyla 55 ülkeye ulaştı. Türk kahvesi, çay, baklava, lokum, semaver ve halı çok talep görüyor. e-Ticaret'te Çin'den sonra 'en çok satılabilir ürünü olan' ikinci ülke olduk.
PTT ile Katar Postasının anlaşmasıyla hayata geçirilen ve Türk ürünlerinin dünyaya açılmasını sağlayan Turkishsouq.com, ramazan ayında da yoğun talep görüyor. Türk ürünleri bu platform sayesinde dünyanın dört bir yanından sipariş ediliyor. PttAVM.com Genel Müdürü Hakan Çevikoğlu "Turkishsouq sayesinde Katar ve bölge ülkeler başta olmak üzere birçok ülkeye Türk ürünleri ulaşabiliyor. Ramazan ayında ülkemizin çayından semaverine, halısından lokumuna birçok ürününe ciddi talep olduğunu gördük” diye konuştu. Türk ürünlerinin dünya pazarında yoğun bir ilgi gördüğünü vurgulayan Çevikoğlu, “Yerli ürünlerimiz yurtdışında ‘kaliteli’ görülüyor. Yine bu dönemde, Türk kahvesi ve baklavasına da talep var. Türk semaveri de son dönemde ilgi çeken ürünlerin başında geliyor. Bunlardan yola çıkarak talebin artarak devam edeceğini söylemek yanlış olmaz” ifadelerini kullandı. Türkiye'de e-Ticaret platformlarında satışa sunulacak çok fazla ürün olduğunu da söyleyen Çevikoğlu, “Dünyada Çin'den sonra bizim kadar e-Ticaret’te satılabilir ürünü olan ülke yok” dedi. Turkishsouq platformu aracılığıyla PttAVM’deki birçok ürünün dünyaya açılabildiğini söyleyen Çevikoğlu, bu yıl itibariyle 55’ten fazla ülkeye e-İhracat gerçekleştirildiği bilgisini verdi.
İNTERNET ALIŞVERİŞİ 34 MİLYARI GEÇTİ
Türkiye’de e-Pazaryerlerinin ticaret hacmi 2020 yılının üçüncü çeyreği itibarıyla 2019 yılına göre yüzde 42,1 arttı ve 34,1 milyar liraya ulaştı. Özellikle salgınla birlikte e-ticaret tabana yayıldı. Ayakkabı, parfüm, giyim, tüketici elektroniği, gıda gibi ürünler öne çıktı. Tüketici değerlendirmelerine bakıldığında; uygun fiyat, zaman tasarrufu, güvenilirlik, mağazaya gitmek istememe, internetin daha kolay fiyat karşılaştırma imkânı sunması gibi sebeplerle e-Ticaret tercih ediliyor.
YERLİ MARKALAR YURT DIŞINDA ATAKTA
Pandemi sonrasına hazırlanan Türk perakende markaları, yurt dışında hem şubeleşme hem de franchising metoduyla hızla mağazalaşıyor. Ulusal Franchising Derneği Üyesi Muhammet Nezif Emek “Tekstil sektörü daha çok Avrupa, ABD ve Rusya’da yurt dışı şubeleri açarken gıda sektörü Arap ülkeleri ve Avrupa’da şubeleşiyor. Salgın öncesi mağaza sayısı 5 bine yaklaştı. Çin ve Afrika’da şubeleşme yok. Bu konuda fırsat var. Türk firmaları bu pazarları kovalamalı” dedi.
Türkiye Gazetesi