Eğer yeniden başlayabilseydim

Eğer yeniden başlayabilseydim hayata, ikincisinde daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz, sırt üstü yatardım.
Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar.
Çok az şeyi ciddiyetle yapardım.
Elbette mutlu olduğum anlar oldu ama yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.
Eğer yeniden başlayabilseydim, ilkbaharda ayakkabılarımı fırlatır atardım.
Ve sonbahar bitene kadar, yürürdüm çıplak ayaklarla.
Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır, çocuklarla oynardım.
Bir şansım olsaydı eğer.
Ama işte 85'imdeyim, ve biliyorum ölüyorum…
Yaşayamadığı her şeye özlem duymuş Jorge Lois Borges…
Peki, siz yeniden başlayabilseydiniz hayata neler yapmak isterdiniz?
Keşke sözcüğüne sığınmadan, 85 yaşına gelmeden, neden içinizden geçenleri şimdi yapmıyorsunuz?
Yoksa hata yapmaktan mı korkuyorsunuz?
Hayatımızda ki keşkeler hep, korkularımız yüzünden olmuyor mu?
Neden geçmişi yaşamak için bu yalvarışlar.
Özlemlerinizi neden şimdi yaşamıyorsunuz?
Her sabah uyandığınızda yeni bir güne merhaba diyoruz.
Yeni bir gün, yeni bir yaşam demek.
Söyler misiniz bana sizi alıkoyan zincirler neler?
Ömrümüzün yarısı gece, yarısı gündüz.
Bebeklik dönemini de çıkarın içinden. En az 5 yılda öyle. Ne kaldı geriye hesaplayın.
Ve geriye dönmek için haykırışlarınızı düşünün.
Ne kadar saçma öyle değil mi?
Kayıp asla yok.
Yaşandı bitti. Ama yeni gün ve hayat var önünde.
Neden bu hayatı özlemlerini gidererek değil de, geçmişe hasret kalarak geçiriyorsun.
Bundan birkaç yıl sonra da boş geçirdiğin bu günlerin hasretini yaşayacağını düşün.
Düşün ki elindeki değerin farkına var.
Yaşamak için yarın çok geç.
Peki, siz neyi bekliyorsunuz?
Yeniden dünyaya gelmeyi mi?
Hadi durma, düşünme, korkma bugün senin günün anı yaşa…
Sevgiyle ilerleyin…

Bakmadan Geçme