Memur-Sen’e bağlı Eğitim-Bir-Sen, derslik sıkıntısından kılık kıyafete,
öğretmenlerin yaşadığı sıkıntılardan ilin eğitim durumuna kadar birçok
konuda yapılması gerekenleri bir basın açıklamasıyla duyurdu.
Memur-Sen Van İl Temsilciliği adına bir açıklama yapan Naci Dündar,
2012-2013 eğitim öğretim yılının 17 Eylül’de başladığını hatırlatarak,
“Yeni eğitim öğretim yılında ilkokulu 4, ortaokulu 4 ve liseyi 4 yıl
olarak 12 yıl zorunlu kesintili eğitimi ön gören ve toplumda 4+4+4
olarak bilinen yeni eğitim sistemi 1-5 ve 9. sınıflarda ilk kez
uygulanmaya başlandı.
Özü itibarıyla tarihi bir değişiklik olarak
gördüğümüz 4+4+4 eğitim sisteminin uygulandığı yeni dönemde okula kayıt
yaşının geri çekilmesi ve lisenin zorunlu olmasından dolayı öğrenci
sayısında kayda değer bir artış söz konusudur. Kademeli eğitim
sisteminin uygulandığı 2012-2013 ders yılı öğrenciler, veliler ve eğitim
çalışanları için hangi şartlarda başlamıştır ve bu dönemde ne gibi
sorunlar çözüm beklemektedir? Ülkemiz eğitimde altyapı sorunlarını
yıllardır giderememiştir. Son 10 yıllık sürede okullaşma oranı ve yeni
derslikler kazandırmada kayda değer ilerlemeler yaşanmıştır. İlkesel
olarak merkezi yönetim bütçesinden en fazla payın eğitime ayrılıyor
olması çok önemlidir, fakat dünyadaki değişkenlere paralel eğitimde
zorunluluk sürelerinin değişmesi derslik ihtiyaçlarını artırmakta ve
altyapıya kaynak ayırmayı zorunlu kılmaktadır.
Yeni eğitim
sisteminde zorunluluk nedeniyle okula gidecek öğrenci sayısında ciddi
oranda artış söz konusudur. Bu durum özellikle bazı bölgelerde sınıf
mevcutlarının 50’nin üzerine çıkmasına neden olmuştur. Ülkemizin ve
neslimizin geleceği adına önemli olan kademeli eğitim sisteminin
sağlıklı olarak işlemesi için okulların bir an evvel normal eğitime
geçmesi ve eğitim kademelerinin ayrıştırılması gerekir. Yeni eğitim
sisteminde özellikle 5. sınıflarda haftalık ders saatlerinin 30’dan
36’ya çıkması ikili eğitim yapan okullarda giriş ve çıkış saatlerinde
sarkmalar meydana getirmekte ve bu durum alışılmışın dışında yeni
tartışma alanları oluşturmaktadır. Hükümet bu yılı eğitimde altyapıyı
güçlendirme anlamında yatırım yılı ilan etmeli ve özel sektörün
imkânlarını eğitime kazandırmak için projeler geliştirmelidir. Bu
noktadan hareketle 2012-2013 eğitim öğretim yılı derslik ihtiyacındaki
artış sebebiyle sıkıntılı geçecektir, fakat derslik açıkları ve kademeli
eğitim sisteminin hayata geçirilmesindeki yönetim hataları kesinlikle
yeni sistemi gölgelememelidir” dedi.
“EĞİTİM KURUMLARININ KAYNAK PROBLEMİNE HENÜZ KÖKLÜ ÇÖZÜM GETİRİLEMEMİŞTİR”
Eğitim kurumlarına merkezi yönetimden bütçe ayrılmaması ve kurumların
giderlerinin okul aile birlikleri kanalıyla velilerden bağış yöntemiyle
karşılamasının eğitimin en önemli çıkmazlarından birisi olduğunu ifade
eden Dündar, “Okullarda yardımcı hizmetli personelin yok denecek kadar
az olması aile birlikleri bütçeleriyle ücretli personel istihdamını
zorunlu kılmakta, bu durum eğitim kurumlarında yöneticilerin eğitim
liderliği görevini yerine getirmesini engellemektedir. Her ne kadar
Milli Eğitim Bakanlığı yaptığı yönetmelik değişikliği ile yöneticileri
aile birliklerinin yönetsel mekanizmalarından soyutlamış olsa da bu
durum gerçeği örtmemiştir. 2011-2012 eğitim öğretim yılında köklü çözüm
getirilmeden okul yöneticilerinin kayıt döneminde bağış kabul etmeleri
sebebiyle inceleme ve soruşturmalara tabi tutulmaları ve bazılarının
ceza alması yöneticilerde moral ve motivasyon bozukluğuna yol açmıştır.
Yeni eğitim öğretim yılında da okulların yardımcı personel sorunları
giderilememiş, kaynak problemine henüz köklü bir çözüm getirilememiştir”
ifadelerini kullandı.
“ÖĞRETMENLER, AİLE BÜTÜNLÜKLERİNİN SAĞLANMASINI BEKLEMEKTEDİR”
Naci Dündar, “Öğretmenlerin il içi, il dışı isteğe bağlı yer
değiştirmeleri ile özür grubu atamalarında yaşanan sorunlar, henüz aile
bütünlüğü sağlanamamış 7 bini sınıf öğretmeni olmak üzere 11 bin
öğretmen olduğunu ortaya koymaktadır. Tayin dönemlerinin
kurgulanmasından önce, alan değişikliği gibi bir kısım adımların
zamanında atılmaması nedeniyle normlarda yaşanan daralma, öğretmenlerin
tayin taleplerinde hareket alanını daraltmış ve anayasal zorunluluk olan
aile bütünlüğü hala sağlanamamıştır” diye konuştu.
“EĞİTİMDE KILIK KIYAFET DAYATMALARI SON BULMALIDIR”
Ülkemizin eğitimde yıllarca kaliteyi değil, ideolojik dayatmaları,
baskı ve zulümleri konuştuğunu ifade eden Dündar, “Üniversite
kapılarındaki gözyaşları ve turnikelere sıkıştırılan özgürlükler yeni
YÖK yönetiminin özgürlükçü uygulamaları ile üniversite kapılarında son
buldu. Hukuki dayanaktan yoksun yasak ve dayatmalar, bazı yönetmelikler
dolayısıyla çalışanlara uygulanmaya devam edilmektedir. ‘Kamusal Alan’
yalanı insan onurunun önüne dikilmekte ve kamu çalışanları inancı gereği
olan en demokratik hakkını kullanamamaktadır. Yeni eğitim öğretim
yılında insanları tek tipleştiren, onurunu hiçe sayan, karma eğitim
mecburiyeti dâhil bütün antidemokratik dayatmalar son bulmalı, meşru
talepler yerine getirilmeli ve insanı merkeze alan yaklaşımların hayata
geçirilmesine ve eğitimin sivilleştirilmesine devam edilmelidir” dedi.
“2012-2013 YÖK REFORMU YILI OLMALIDIR”
Katsayı ve başörtüsü gibi konularda bilimsel gerçeklikten uzak bağnaz
yaptırımlara son veren yeni anlayışın devamı olarak YÖK’ün yeni eğitim
yılında YÖK Reformu’nu gündemine alması gerektiğini de ifade eden
Dündar, “Bilimsel ve yönetsel özerklik ile birlikte demokratik,
katılımcı yönetim anlayışının gereği olarak bütün yönetsel süreçlere
çalışanlarını temsilen sendikaların dâhil edilmesi, eğitim
çalışanlarının kılık kıyafet özgürlüğünün temin edilmesi gibi birçok
konuda yeniden yapılandırılması gereken YÖK’ün değişim ve gelişim
sürecinde üniversitelere ayak bağı değil, ön ayak olması esas
alınmalıdır” dedi.
VAN’DA EĞİTİM ÖĞRETİMİN DURUMU
Geçtiğimiz
yıl yaşanan depremlerde en büyük zayiatlardan birinin de eğitim
kurumlarında olduğunu kaydeden Dündar, “Depremin yaraları sarılmaya
çalışılırken eğitim kurumlarımızın yaralarının sarılmasında ihmalkâr
davranılmıştır. Okulların tatile girmesiyle yıkılan okulların yerine
yenilerinin yapılması, hasar gören okulların hızlı bir şekilde
onarılması gerekirken maalesef eğitim öğretimin başlanması beklenmiş,
öğretmen, öğrenci ve veliler mağdur edilmiştir. Yaz tatili boyunca
hiçbir çalışma yapılmamış olması akla birtakım sorular getirmektedir.
Maalesef ilimizde eğitim öğretim sembolik olarak başlatılmıştır. Buradan
yetkililere seslenerek diyorum. Yıkılan okulların onarımı bir an önce
bitirilmelidir. İnşaatı devam eden okulların bazısı adeta bir enkaz
yığını halindedir. Bazı okullarımızın güçlendirme işlemine daha yeni
başlanmıştır. Bazı okullarda inşaat bitmeden eğitim yapılmaktadır. Aynı
binada birleştirilen okullar arasında sıkıntılar had safhadadır. Taşıma
yoluyla başka okullara giden öğrenciler arasında kavgalar olmakta ve
ciddi yaralanmalara varan olaylar yaşanmaktadır. Derslik
yetersizliğinden dolayı öğrencilerin yarısı ya çok erken derse girmekte
ya da çok geç okuldan ayrılmaktadır. Bu aileleri zor durumda
bırakmaktadır. Binalardaki laboratuar, kütüphane vb. yerlerin derslik
olarak kullanılmasından dolayı öğrenciler buralardan mahrum
bırakılmışlardır. Bu durum eğitimi olumsuz etkilemektedir. Ayrıca başka
okullara giden öğretmen-idare ve diğer personel birçok sıkıntı ile
karşılaşmaktadır. Kademeli eğitim sistemiyle ilköğretim okullarının ilk
ve ortaokul olarak ayrılması sonucunda idari işlerin aksamaması için
mutlak suretle bu okullara müdür, müdür yardımcısı ataması yapılması
gerekir. Mevcut idarecilerin iki okulu birden idare etmesi eğitim
öğretimi olumsuz etkilemektedir. Dolayısıyla idarecilik sınavını
kazanmış öğretmenlerden sınav puanı üstünlüğüne göre atanma hakkı bir an
evvel verilmelidir. Okullarda donanım eksikliği bulunmaktadır. Önceki
yıllarda eğitim bakımından birçok yatırımın yapıldığı ilimiz okullarında
şu anda donanım sıkıntısı had safhadadır. Norm fazlası sınıf
öğretmenlerinin yan branşa geçme imkanından yararlanmaları sorunu
halletmek yetmemektedir. Deprem nedeniyle diğer illere giden öğrenciler
farklı tür ve okullara kayıt yaptırdıklarından geri dönüşte kendi
alanlarına nakil yapmakta sorun yaşamaktadırlar. Bu konudaki belirsizlik
uzun süredir devam etmektedir. İl Milli Eğitim Müdürlüğü bu konuda ne
tür bir girişimde bulunduğunu velilere ve okullara açıklamak zorundadır.
Çünkü birçok öğrenci bu durum nedeniyle eğitim öğretime başlamış
değildir. Depremden dolayı konteynır kentlerde kalmak zorunda olan
öğrenciler adrese dayalı kayıt sisteminden dolayı sorun yaşamaktadırlar.
İmam hatip ortaokullarının müfredatında belirsizlikler mevcuttur. Bu
durum bir an önce netliğe kavuşturulmalıdır. İlimizde öğretmenlik yapan
eşler biri birinden uzak yerleşim birimlerinde görev yapmaktadırlar.
Aile bütünlüğünün bozulması eğitim öğretimi de olumsuz etkilemektedir.
Van ilimizin SBS ve YGS-LYS’deki başarısızlığı kronik bir hal almıştır.
Diğer illerin bu sınavlar için aldıkları tedbirler, farklı uygulamalar
bu şehirdeki çocuklardan neden esirgenmektedir? Yeni anayasa çalışmaları
bir an evvel bitirilerek hayata geçirilmelidir. Başörtülü okumak
isteyen öğrenciler ve kamuda başörtülü çalışmak isteyen kardeşlerimiz bu
haklarından mahrum edilmeye devam etmektedirler. Şimdi değilse ne
zaman, söylemi artık halkımızın dilinden düşmemektedir. Son günlerde
dünyanın çeşitli ülkelerinde Peygamber Efendimize yapılan hakaretleri
lanetliyor ve özellikle Taraf Gazetesi eski yazarı Sevan Nişanyan’ın
açıklamalarını kınıyor, söz konusu şahsın İslam ümmetinden özür
dilemesini bekliyoruz. Kürtçe’nin seçmeli ders olması elbette olumlu bir
gelişmedir, ancak anadil eğitiminin önündeki engeller ortadan
kaldırılmalıdır. Her biri Allah’ın birer ayeti olan insan dillerine
getirilen anlamsız yasaklar artık son bulmalıdır. Herkesin hakkında
konuştuğu ama kimsenin ciddi bir çözüm bulmadığı Kürt sorunu
halledilmeden ülkenin ve bölgenin istikrara kavuşmayacağı kesindir.
Memleket evlatları gruplar halinde can verirken yetkililerin aymazlığı
artık isyan ettirmektedir. Komşumuz Suriye ile oluşan gerginlik zaten
kirli bir savaşın içinde olan ülkemizi yeni bir savaşın içine
sürüklememelidir. Bu konuda atılacak adımlar sağduyudan mahrum olmamalı,
onurlu bir tavır sergilenerek ırkçıların ve ABD ile İsrail’in tuzağına
düşülmemelidir” şeklinde konuştu.
vanhaber, van, haber, van haber
memursen, eğitim, sıkıntı, öğrenci
Bakmadan Geçme




