Yaşadığımız şu hayat tam ve mükemmel olmayan eksikliklerle dolu bir hayattır. Bu gerçeğe rağmen bu hayatı yaşamaya çalışan bizlerin hayat algısı tamamen tersinedir. Yani hayat konusunda bir yanılgı içerisindeyiz diyebiliriz. Hayatı sorunsuz tam ve mükemmel bilme, bu eksik ve sonlu hayat üzerinden mükemmelliği gerçek mutluluğu arama yanılgısı. Kendisi de nakıs olan tam ve mükemmel olamayan ve buna rağmen hep mükemmelliği arayan, sürekli çokluğa ve mükemmel olana sahip olma koşuşturmasında olan insan acaba bu gerçeğin farkında mı?
İşte bu eksik ve mükemmel olmayan hayat içerisinde bir mutluluk arayışçısıdır insan. Bütün gayesi, amacı çabası uğraşı, mutluluk içindir, hep ona ulaşma derdindedir. Büyüyünce, zengin olunca, bir mevkie bir makama sahip olunca mutlu olacağını sanır insan. Peki, bu durum karşısında, yani eksik bir hayat içerisinde aradığını bulması mümkün mü? Bakıyorsun mutluluğu bunlara bağlayan mutluluk arayışçısı, bunlara kavuşunca yine mutlu olmadığı görülür. Elbette mutluluk kişiden kişiye değişen, kimisi için mutluluk sebebi olabilecek bir şey, bir başkası için tam tersi mutsuzluk nedeni olabilecek göreceli bir kavramdır. Ancak kastettiğimiz mutluluk, herkesi aynı şekilde ilgilendiren ve aslında aradığı gerçek mutluluk diyebileceğimiz ontolojik bir boyutu olan mutluluktur. İnsana gerçek anlamda mutluluğu yaşatan ve onu özgür kılan mutluluk işte bu mutluluktur. Mutluluk sandığı diğer haller ise aslında hipnoz etkisine sahip olan ve kısa bir süre sonra mutluluk olmadığı anlaşılan aldatıcı geçici bir durumdan ibarettir. En sahici mutluluk, bütün olumsuzluklara, eksikliklere rağmen, kalbin itminan durumunda gizlidir.
Kendimize hiç şu soruları soruyor muyuz acaba? Şu yaşadığım hayat içerisinde mutlu muyum ben? Yâda ne kadar mutluyum? Peki, neden niçin mutlu değilim? Mutluluğumun önündeki engeller nelerdir? mutluluk sebebi olarak bildiğim şeylerde neden mutluluk bulamıyorum.? Dünyanın en mutlu insanı kimdir? Gerçek mutluluğa nasıl ulaşılır? Kavuşmak sahip olmak soru sormakla başlar. Soru sorabiliyor, sorgulayabiliyorsanız kavuşmaya yakınsınız demektir.
Hayatımız eksiktir evet, çünkü ölüm gibi bir hakikat ile çepeçevre kuşatılmışız. Ölümün en büyük söz sahibi olduğu bir hayatta insan geçici ve eksik şeylerle nasıl kalıcı ve sahici mutluluğu yakalayabilecek ki. Öyleyse mutluluk düşüncesini ve ona ulaşma çabasını gözden geçirmeli insan. Bu eksik ve sınırlı hayat sonrasını da kaplayacak bir mutluluk arayıcısı olmalı insan. Mutluluk birazda özgürlükle bağlantılı ve iç içe bir durumdur. Yani insan hayatta ne kadar özgür olursa ancak o kadar mutlu olabilir diyebiliriz.
Mevlana Mesnevisinde insanın ve hayatın bu durumuna ilişkin güzel örnekler verir. Derki “ Bir adamın eşeği vardı semeri yoktu, semeri yaptı eşeği kurt kaptı. Bir adamın su testisi vardı su bulamıyordu, suyu bulunca da su testisi kırıldı.” Yani hayatın tam ve mükemmel olmadığını anlatır bu vb örneklerle. Bir şeyler mutlaka eksik kalacak şu hayatta. Asıl olan bu eksikliklerle hayatı yaşamayı bilmek ve mutlu olabilmektir.
Çok teşekkür ederim değerli dostum
Kalemine sağlık Erdal abim
Kalemine sağlık Erdal abim