El vicdan bu ne biçim Müslümanlık
Ortadoğu'da Cehennem sıcaklığı var desek yanlış söylemiş olmayız. Biz Müslümanlar, Allah'ın yaratmış olduğu Cennete mi, Cehenneme mi çalışıyoruz doğrusu anlamış değilim. Dünya Müslümanlarının yaşadığı tüm yerlerde savaşlar hiç eksilmedi, katliamlar yapılıyor, insanlar diri, diri yakılıyor, kıyımlar oluyor ve maalesef demokrasi ve özgürlükler adına bu insanları kışkırtanlar utanmadan özgürlükler gelecek vaadiyle, çökmekte olan ülke ekonomilerini, Arap baharı diye isimlendirdikleri, cehennem ortamına silahlarını satarak, düzelttiklerini görmekteyiz.
Tüm Ortadoğu'da cereyan eden ve basın aracılığı ile gördüğümüz kadarıyla her gün onlarca insanın ölümüne şahit olmaktayız. Birbirlerini vuran bu insanların, ortak bir özelliği sözde Müslüman olmalarıdır. Hangi taraf diğerini vuruyorsa Allah u Ekber diye tekbir getirmektedir. Oysa vurduğu kardeşidir ve katil olduğunun farkına varamayacak kadar, Yahudi kölesi olmuşlardır. Mısırda laikler ile İslamcılar birbirlerini katlede dursun, İsrail Siyonist denen babaları kanlarına nüfuz etmiş, Mısır kendileri için sağılan bir inek değerinde olup, başta doğalgazı olmak üzere sudan ucuz kullana gelmişlerdir. Velinimet bildikleri ve Arap yarımadasının ağabeyi durumunda olan, Mısır ve coğrafyasındaki değişimler, dengeleri sarsınca, menfaatperest Siyonistler buraları kan gölüne çevirmekten geri durmadılar. Onlarca Müslüman'ı katleden Yahudi dostu Sisi utanmadan kameraların karşısına geçip, Euzubillahi mineşşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim diye bilmektedir. Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınmak, Katliam yapmışsın, kıyım yapmışsın ve insanlık suçu işlemişsin, halkın iradesine, demokrasi ve insan haklarını çiğneyeceksin, senin gibi düşünmediği için seçilmiş cumhurbaşkanını darbe ile indireceksin, demokrasi adına iradesine sahip çıkan milyonların üzerine kurşun yağdıracaksın bu iblisliğin en büyüğüdür. Katliam yaparken ve üstelik kardeşini katlederken Allah'ın adını kullanmaktan, tekbir getirmekten utanın.
Sadece Mısır'mı, Tunus, Libya, Suriye ve diğer Arap Ülkelerinde aynı olay devem etmektedir. El kaide uzantısı, el nursa Kürt yada Arap yakaladığı Müslüman esirleri insanlık dışı işkencelerle katledecek ve tekbirler getirerek vahşiliğini kutlayacak kadar Yahudi uşaklığını yapmaktadırlar. Türkiye'nin de desteklediği bu çeteler Somali'de Türk büyük elçiliğini yine el kaide uzantılı (El Şebap) aracılığı ile bombalamaktadırlar.
Rojova'da Kürtlere ait bir camiyi tekbir getirerek, bombalarla yerle bir edeceksin ve kendine İslam savunucusu diyeceksin. Yemezler artık, sen Allah'ın evini bombalarla yıkacaksın ve tekbir getirerek kutlayacaksın. Peki Allah sana demez mi, manyak kulum, sen benim evimi yıktın kendi evimi yıkmak için benden yardım mı bekliyorsun, al sana gazabım.
Suriye'de ki durum bana göre, Mısır'dan çok daha vahim durumda. Ortadoğu'nun yetimleri olan Kürtler hiçbir tarafa karışmadan yıllardır kimliksiz yaşadıkları Yurtlarında mazlumluğun ve yıllarca ezilmişliğin mükafatı olarak, kendilerini yönetme şansı yakalamışken, çetelerin ve bu çeteleri besleyenlerin hedefi haline geldiler. Kürt Yüksek Konsey Üyesi İsa Hüso, Tunus muhalefet lideri, Muhammed Brahmi, Mısır'da 200 kişiyi katleden, Somali'de büyük elçiliğimize bombalı saldırıyı düzenleyen zihniyet, Arap baharını Ortadoğu da empoze eden zihniyet aynı zihniyet.
Özgür Suriye Ordusu adına savaşanların kaç tanesi Suriye'li, yüzde doksanı paralı ve belki Müslüman bile değiller. El kaide ve uzantıları, yıllardır tüm dünyaya korku saldınız, İslam dinine zarardan başka ne kazandırdınız. Zorla kaç kişiyi Müslüman ettiniz? İşiniz Siyonistlerin ekmeğine bal sürmek oldu, Müslümanları bile dinden soğuttunuz. Eğer ki mücadeleniz Allah için olsaydı inanın çoktan meyvesini alırdınız. Lakin Siyonist uşaklığı böyle bir şey olsa gerek.
Ülkemizin Ortadoğu yangınından zararsız çıkması, kendi içerisinde ki iç barışı bir an önce sağlaması ve Kürtlerle dostane ilişkiler kurması gelecek adına faydalı olacaktır. Kürtlerle dost ol. Çetelerle kardeş olma.
Sağlıcakla kalın.