İnsan en nihayetinde el ve dildir. Bunlar aklın dışarıya uzantılarıdır. Elle maddi kültürü dil ile de maddi olmayan kültürü yaratırız. Bu iki özelliğimiz bizi diğer varlıklardan ayırır. El başka bir yazının konusu bugün geçen haftadan devamla kelimeler ve dil üzerinde duracam.
Dil ile bilir, dil ile konuşuruz, dil ile aktarır, dil ile yaratırız. Onunda yapı taşı kelimler.. Kelimeler olmazsa dil, dil olmazsa tek başına akıl bir işe yaramaz. Dil aklın sesi ve duygunun evidir.. Bir de vicdan var bizi sorumulu kılan. Herkes bir bakıma vicdanı kadar insandır. Akıl, dil ve insan bir araya gelince yaratımlar ortaya çıkar. Bunlardan biri dünyanın en büyük buluşu sayılması gereken kitaptır. Kitapları insanlara benzetirim ben. Sayfaları günlerimiz, bölümleri mevsimler.. Ve kelimeler, harfler ve onların arasındaki esler. Saatler, dakikalar, saniyeler gibi.. Onları iyi kullananlar ve kullanmayanlar olarak ayrılır birbirinden kişiler.
"İnsanekeihsaneke" denmiştir. Kelimeler insanın atıdır; onlara binen istediği gibi şahlandırabilir hünerince. Lakin at binicisine göre kişner. Koşulmuş atlar eşliğinde dörtnala giden arabalar gibi kitaplar da en değerli düşüncelerinizi yüklenebilirler, zamanı ve mekanı aşarak geçen.. geçebilen.. Ya da uçsuz bucaksız bir bozkırda dörtnala uçan sol dudağında bir özgürlük gibi ıslık taşıyan bir süvari gibi.. her neyse.. Dolayısıyla insan ve kavram at ve bincisi gibidir, kullanma hüneriyle biçimlenen, yerine göre şekilden şekile giren ve zamanın içinde dolaşabilen. Bu insana sadece insana mahsus bir özellik.