- Haberler
- Enflasyonla mücadele için faiz artırımı yolu seçildi
Enflasyonla mücadele için faiz artırımı yolu seçildi
Küresel piyasalardaki gelişmeler ve iç ekonomideki alınan aksiyonlar piyasalarda etkili olmaya devam ediyor. Tüm dünyanın sorunu olan enflasyonla mücadele için merkez bankaları faiz artırımı yolunu seçti.
Dolar, euro, borsa ve mevduat ile ilgili çarpıcı analiz geldi. Ekonomiye yönelik atılan önemli adımların sonrasında borsa, mevduat, altın, fon ve döviz tarafında hareketlilik görülmeye başlandı. Mevduat faizleri yükselirken kurlarda da yukarı yönlü hareket etkili olmaya başladı. Altın fiyatları ise Fed'in faiz artırım hamlesiyle ve Fed Başkanı Jerome Powell'ın yönlendirmesi nedeniyle sınırlı hareket alanında seyrediyor. Uzmanlar piyasa enstrümanlarını genel hatlarıyla yorumlayarak önemli tavsiyelerde bulundu.
Hürriyet'ten Burak Taşçı'nın haberine göre; Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası da faiz artırarak enflasyonla mücadele etmeye başladı.
Orta Vadeli Program kapsamında alınan önlemler, fiyatların düşürülmesi için getirilen kurallar etkisini göstermeye başladı.
Seçimlerin ardından oluşan güven ve istikrar ortamı da piyasalarda rekorları beraberinde getirdi. Borsa İstanbul 8456 puana kadar yükseldi, döviz kurlarında faiz artırımı sonrası oluşan düşüş ve enflasyona oranla sınırlı artış piyasalardaki güveni körükledi.
Borsa İstanbul 8456 puana kadar yükseldi, döviz kurlarında faiz artırımı sonrası oluşan düşüş ve enflasyona oranla sınırlı artış piyasalardaki güveni körükledi.
Cemal Demirtaş - Ata Yatırım Araştırma GMY: Temmuz ayında yayınladığımız strateji raporunda, 12 aylık BIST-100 endeks hedefimizi 8.400 olarak paylaşmıştık.
Genel seçimler ardından oluşan güven ortamında, borsada hızlı bir ralli yaşandı ve Eylül ayında bu hedefler 9 ay öncesinden yakalandı.
Şu anda enflasyon ve kur tahminlerimizdeki revizyonlar ışığında 12 aylık BIST-100 endeks hedefimizi de gözden geçiriyoruz. Genel olarak, ekonomide risk algısının azalmasıyla revizyonların genelde yukarı yönlü olabileceğini düşünüyoruz.
Mayıs sonundan bu yanan yüzde 80 üzerinde yükseliş kaydeden BIST-100 endeksinin, yükseliş hızının Eylül ayında ivme kaybettiğini gördük.
Siyasi ve ekonomi gündeminin yoğun olduğu Ekim ayında da borsanın mevcut seviyeleri sindirmeye çalışacağını ve hisse senedi yatırımında seçici olmamız gereken bir dönemde olduğumuzu düşünüyoruz.
Yalaz Özkanlı - Ata Yatırım Hazine Direktörü: ABD faizlerinin son dönemde sert yükselişi altın fiyatlarını baskılamayı sürdürüyor. Fed’in daha uzun süre daha yüksek politika faizi yönlendirmesi bu harekette en önemli etken olarak öne çıktı.
Bu çerçevede ABD’den gelecek ve ekonominin sıcak seyrini teyit edecek her veri altın için olumsuz olmayı sürdürecektir.Piyasa başta istihdam, enflasyon ve tüketici harcaması verilerini yakından takip etmeyi sürdürecek.
Altında anlamlı bir toparlanma için politika faizi beklentilerini değiştirerek getiri eğrisini aşağı çekecek bir yavaşlamanın emarelerini görmek gerekebilir.
Yurt içinde döviz kurları üzerinde hem bireysel hem kurumsal talebin baskı yaratmayı sürdürdüğünü gözlemliyoruz.
Merkez Bankası brüt ve net rezervlerinde son dönemde yaşanan toparlanma bu talebin nispeten kontrollü bir yükseliş ile yavaş da olsa istikrarlı bir şekilde sürmesini sağlıyor.
Bu çerçevede dolar kurunun yıl sonunda 29-30 arası bir seviyeye ulaşması beklentimiz çerçevesinde.2024 yılında ise kurların seyri büyük ölçüde ekonomi politikalarının enflasyon ile mücadelede ne ölçüde başarılı olduğu, cari açığın ne kadar daralacağı ve bunlara mukabil fon akımlarının nasıl seyredeceğine bağlı olacak.
TCMB’nin Eylül ayı faiz artışının mevduat faizlerinde büyük bir artışı beraberinde getirmediğini görüyoruz. Bankaların kurumsal kredi büyümesi tarafında halen azami limit ve menkul kıymet tesisi gibi çerçeveler ile kısıtlı olması mevduat iştahlarının da sınırlı kalmasına neden oluyor.
Bu çerçevede kur korumalı mevduattan dönen mevduatlar hariç mevduat faizleri yüzde 40 seviyesi civarında bir seviyede istikrar kazanmış gibi görünüyor.
Bu seviyenin önümüzdeki altı ay için beklenen enflasyonun altında olması cazibesinin de sınırlı kalmasını beraberinde getiriyor.
Diğer yandan pay senedi yatırım riski açısından çok farklı bir profil sunduğundan aralarından tek bir doğru yatırımın tercih edilmesi doğru bir yaklaşım olmayacaktır.
Bu konuda yatırımcıların aracı kurumlarındaki yatırım danışmanları ile iletişime geçmeleri ve kendi risk tercihlerine uygun bir portföy oluşturmaları tavsiye edilebilir.
Ceyhun Yavaş - Dinamik Yatırım Menkul Değerler Araştırma Uzmanı:Borsa İstanbul’da zirve noktamız ve önemli direnç seviyesi olarak 8.400 seviyesini belirledik. Bu nokta üzerinde kalıcılık sağlanması halinde 10.000 seviyesi hedeflenebileceği görüşündeyiz.
Olası geri çekilmelerde ise 8.300, 8.200, 8.100 desteklerini takip ediyor olacağız. Yükselişin bu hafta özelinde genele yayılmasını da bekliyoruz.
Altın yatırımcılarının biraz daha Fed’e yönelik sürece dikkat etmeleri gerektiği görüşündeyiz. ABD’deki tahvil getirilerindeki yükselişler piyasalardaki ve emtia grubunda baskıya yol açıyor.
Altın yatırımcılarının biraz daha Fed’e yönelik sürece dikkat etmeleri gerektiği görüşündeyiz. ABD’deki tahvil getirilerindeki yükselişler piyasalardaki ve emtia grubunda baskıya yol açıyor.
Borsa İstanbul konusunda risk almak istemeyen yatırımcıların yatırım yapabileceği bir alan olarak gördüğümüz fonların gelişiminin devam edebileceği görüşündeyiz.
Ancak konuya ilişkin halen gerekli yönlendirmelerin ve tanıtımların yapılmadığı görüşündeyiz. Kazançlar anlamında ise hisse senetlerine hiç yatırım yapmamış bir yatırımcının hisse senetlerinden ziyade fonlarda yatırım yapması gerektiği kanısındayız.
Ortodoks politikalara geçiş kapsamında KKM’deki çözülmeler mevduat faizlerindeki yükselişe sebep olduğu görüşündeyiz. Bu etmenlerin çerçevesinde kurlar bir miktar baskı altında işlemlerine devam ediyor.
TCMB’nin rezervleri artırma eğilimi olsa da bu durum kurların yükselişinde katalist bir etmen değil sadece kısıtlı volatiliteye sebep olduğunu düşünmekteyiz. Kurlardaki bu hareketin orta vadede devam edeceği görüşündeyiz.
Mevduat faizindeki yükselişin yabancı kuruluşların raporlarına %35, 2024 yılı mart ayındaki seçimler düşünüldüğünde önden yüklemeli %45 olabileceği düşünülüyor. Seçim sonrasındaki döneme baktığımızda ise izlenecek politikanın faizlerde bununla kısıtlı kalabileceği görüşündeyiz. Ancak, ülkemize yönelik yazılan raporların artığını ve yatırım yapılabilir seviyeden oldukça uzak olduğumuzu düşündüğümüzde Borsa İstanbul tarafında yeni bir hikaye yazılabilir. Bu da kazanımlar açısından Borsa İstanbul’u öne çıkarabileceğini düşünüyoruz.