ERDOĞAN CESUR, RİSKLİ BİR ADIM ATTI
Erdoğan, Barzani Diyarbakır buluşmasını değerlendiren köşe yazarlarımızdan Toros Üniversitesi Rektör Yardımcısı, sosyolog, siyaset bilimci, Prof. Dr. Ahmet Özer, Başbakan Erdoğanın cesur, risk alan tarihi bir adım attığını söyledi.
Fazıl Erüş
Başbakan Erdoğan’ın Kuzey Irak Kürt Yönetimi Başbakanı Mesut Barzani ile birilikte 37 yıl sonra ülkesine dönen Kürt sanatçı Şivan Perwer’in İbrahim Tatlıses düeti, Başbakan Erdoğan’ın Diyarbakır belediyesini ziyareti ve yaptığı konuşmayı gazetemize değerlendiren köşe yazarlarımızdan Toros Üniversitesi Rektör Yardımcısı, sosyolog, siyaset bilimci, Prof. Dr. Ahmet Özer, çarpıcı açıklamalar yaptı.
Başbakan Erdoğan’ın risk alan cesurca tarihi bir adım attığını belirten Ahmet Özer, bu adımın seçim havasını yumuşatarak Mersin, Adana gibi illerde ittifakların önünü açabileceğini söyledi. Özer,” Doğu ve Güneydoğu’da Ak Parti’ye oy veren kesimlerden alkış alan bu buluşma nedeniyle MHP AK parti çizgisinden gelip giden kesimlerde yüzde 1,5 oranında Ak Parti’den MHP’ye kaymalar olabilir. Bu buluşmanın çözüm, barış sürecine olan umudu yeniden yeşertmiştir.. Ayrıca sert geçmesi beklenen seçim havasını yumuşattı. Buda bütün partilerin lehine oldu. Başbakan “Kürdistan” söylemi, Diyarbakır belediyesini ziyareti, a BDP’ye yüklenmemesi ile tabuları da yıktı, ilklere imza attı. Başbakan’ın kafasında sanki siyasi bir af projesi de var. Bunun da “ Dağdakilerin indiği, cezaevlerinin boşaldığı bir Türkiye gelecek” cümlesiyle işaret etti. Leyla Zana’nın “ Bu işi Erdoğan çözer “ öngörüsü de böylece gerçekleşmiştir. .Leyla Zana Başbakan’ı yanında yer alarak inanarak, cesur bir tavır sergilemiştir. Barış tarihi buluşma seçim hesaplarına, ayrıntılara kurban edilmemeli. Asıl önemli olan ülkemizde barışa katkı sağlamaktır. Tarihi dönemeçte bu yakalanmıştır” diye konuştu.
Buluşmanın 4 temel unsuru var
Diyarbakır buluşmasının beş temel unsuru olduğunu vurgulayan Özer, bunları şöyle sıraladı:
1-Seçim sürecinden azade olarak değerlendirmek doğru olmaz
2-Rojava ile yakından bir ilgisi var
3-Çözüm sürecini lehine çevirmek
4- Orta Doğu’daki stratejik dengeler
5-Türkiye’nin Irak’la başlatmış olduğu ilişkile
Muhafazakâr kesim zaten Ak Partiye oy veriyor
Tarihi buluşmayı seçim sürecinden bağımsız olarak değerlendirmenin doğru olmadığını belirten Özer, “Barzani’nin Kürtler için inanılmaz bir değeri var. Yerel seçimlerde partiye oy getireceği fikri hükümette olması doğaldır. Ancak bu ziyaretin Ak Parti’ye çok büyük getirisinin olacağını sanmıyorum. Çünkü BDP’nin seçmeni bir anlamda kemik bir seçmendir. Yani Barzani’nin Diyarbakır’a gelmesi bu kanaati bozacağına inanmıyorum. Barzani’yi seven muhafazakar Kürt kesim zaten Ak Partiye oy veriyor” dedi.
Diyarbakır buluşması Rojova ile de ilişkisi var
Erdoğan Barzani buluşmasın ayrıntılarına değinen Özer, “Başbakan’ın Diyarbakır ziyaretinin Rojava ile yakından ilgisi olduğunu söyledi.. Rojava’daki PYD lideri Salih Müslim’in daha çok PKK’ye yakın olan bir parti olduğunu belirten Özer, “Suriye’de özerk bir bölge oluşuyor. Bunu da artık herkes görüyor ve biliyor. Erdoğan Barzani kartını kullanarak Rojava’daki gelişmeleri kendi lehine dizayn edebileceği kadar dizayn etmeye çalışıyor. Diyarbakır’da Barzani buluşması bu anlamda dikkat çekicidir.” dedi.
Kürtlerin üç lideri var
Erdoğan’ın Çözüm sürecini lehine çevirmek istediğini vurgulayan Özer, “Kürtlerin üç önemli lideri vardır. Bunlar: Celal Talabani, Mesud Barzani ve Abdullah Öcalan’dır. Talabani bir yıla yakındır çok hasta. Bu nedenle geriye Barzani ve Öcalan kalıyor. Dolayısıyla Başbakan Erdoğan’ın Barzani’yi Diyarbakır’a davet etmesinin bir diğer nedeni Öcalan’a Kürtlerin tek lideri sen değilsin ayrıca devleti ve bayrağı olan bir ülkenin lideri de var. Bu konuda Öcalan’a baskı yapıp çözüm sürecini kendi lehine çevirmesi olarak ta düşünülebilir” dedi.
Barzani’nin karşılanması çok önemli
Diyarbakır mitinginin ve davetlilerinin Orta Doğu’daki stratejik dengeler için çok önemli olduğunu ifade eden Özer, “ Son günlerde Türkiye ile Kuzey Irak arasında ekonomik stratejiler iyi yönde gidiyor. Türkiye’nin Almanya’dan sonra ikinci büyük dış ticaret yaptığı ülke Kuzey Irak’tır. Mesela geçen sene sadece Mersin Limanında yapılan 20 milyarlık dış ticaretin 11 milyar doları Kürdistan Bölgesel yönetimi ile yapılmıştır. Burada müteahhitlik, mühendislik, ticaret ve en önemlisi. Amerika’ya Batı ülkelerine rağmen bir petrol boru hattının döşenmesi söz konusudur. Kürdistan Bölge Yönetiminin günlük petrol üretimi 175 bin varildir. Bunun 1 milyon varile çıkması bekleniyor. Türkiye’nin günlük ihtiyacı ise 600 bin varildir. Durum böyle olunca Türkiye oradaki petrolü buraya getirmek yada Türkiye üzerinden başka ülkelere vermek istiyor. Sanayi İnkılabı öncesine baktığımızda baharat yoluna sahip olan devletler zengindi. Osmanlı da bu nedenle zengindi. Yani kim enerji kaynağının pazarına, yoluna sahip olabilirse o zengin oluyor. Türkiye enerji kaynağına muhtaç bir ülkedir. Türkiye bu kaynağı uzak ülkelerden alacağına kardeş ülkesi olana Kuzey Irak’tan almak istiyor. Barzani açısından da bu ziyaret çok önemlidir. Çünkü Kuzey Irak’ın denize açılacak kapısı yok hem de onu dünyaya taşıyacak tek ülke Türkiye görülüyor. Bunun için Türkiye’yi çok önemsiyor. Ayrıca Barzani’nin Kürt Lideri olarak karşılanması çok önemliydi” dedi.
Erdoğan Barzani ile arasının bozulmasını istemiyor
Diyarbakır buluşmasının uzun süre konuşulacağını ifade eden Prof. Dr. Ahmet Özer, Türkiye’nin Irak’la başlatmış olduğu ilişkileri bu mitingden ayrı düşünmenin doğru olmadığını söyledi. Türkiye ile Maliki’nin arasının iyi olmadığını ifade eden Özer, “ Bunun en önemli nedeni Türkiye’nin Barzani ile kurmuş olduğu ilişkilerdi. Erdoğan, Dış İşleri Bakanını bir hafta önce Irak’a gönderdi. Bağdat, Kerbala, Necef’te ziyaretlerde bulundu ve Maliki ile görüştü. Erdoğan’ın Irak’a gitmesi ve Maliki’nin de Türkiye’ye gelmesi bekleniyor. Böyle olunca da denklem Kürdistan Yönetim Bölgesi aleyhine dönmeye başladı. Oysa Erdoğan Barzani ile arasının bozulmasını istemiyor” dedi.
BDP milletvekilleri Başbakan’ı karşıladı
37 yıl sonra Kürt Sanatçı Şivan Perver’in Türkiye gelmesinin önemine değinen Özer, “21. Yüz yılla birlikte dengeler değişti. Artık Kürtler dikkate alınmadan, düşünülmeden Ortadoğu sorunları ele alınamaz ve çözülemez oldu. Şivan’ın Türkiye’ye gelmesinin Tarihsel bir önemi var. Barzani’nin 20 yıl öncesi aşiret reisi olarak adlandırılması ve şimdi ise Başbakan ve kurmayları tarafından karşılanması çok önemliydi. Ayrıca BDP milletvekilleri çözüm sürecine jest olarak Başbakan’ı karşıladı. Bu da çok güzel görüntülere neden oldu” dedi.