Erdoğan: 'Musula yakın bir noktadayız'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk askerinin Başikadan çıkmasını isteyen Irak merkezi hükümetine tepki göstererek, Türk Silahlı Kuvvetleri, Türkiye Cumhuriyeti istediğin zaman gelen, istediğin zaman çık dediğinde çıkan bir ülke değildir dedi.
Bir dizi açılış ve temel atma töreni için Konya’ya gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile akşam yemeğinde buluştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan burada yaptığı konuşmada, Türkiye’nin son 14 yılda ekonomiden siyasete, demokrasiden dış politikaya, ticaretten alt yapı yatırımlarına kadar her alanda büyük bir başarı hikayesi yazdığını söyledi. Türkiye’nin bu başarı hikayesinin geleceğe de ışık tuttuğunu kaydeden Erdoğan, “Biz Türkiye’nin bu önemli konumunu dünyanın farklı köşelerindeki kardeşlerimizin gönderdikleri mesajlarda da görüyoruz. Yaptığımız ziyaretlerde bizzat şahit oluyoruz. Ülkemizden yayılan umut ışığının birilerini ciddi manada rahatsız ettiğini de biliyoruz. İşte son Cerablus olayında Musullu kardeşlerimiz ziyaretlerinde bize aynen şunu söylediler, ‘Biz şurada birkaç ay öncesine kadar umutsuzduk. Ama Cerablus’tan sonra bizim umudumuz arttı’ demeye başladılar. Şimdi biz artık umudumuz Türkiye’nin Irak’ta atacağı adımlara bağladık diyorlar. Çünkü ciddi manada bir tehdidi altındalar. Burada şimdi tehdit olarak birinci derecede DEAŞ var” dedi.
"Koalisyon güçleri ve Türkiye kimseden yardım istemeden bu işi bitirir"
Şu an Başika’daki Türk askeri varlığının Irak merkezi hükümetini rahatsız ettiğini söyleyen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
“Ahmet Bey başbakanken bunlarla şuan ki Irak’ın başbakanı ile aynı masaya oturup oradan mesajları vermişlerdi. Beni de Cumhurbaşkanı olarak makamımda ziyaret ettiğinde bizzat oraya davet etmek suretiyle terör örgütü DEAŞ’la mücadele noktasında bizden yardım isteyen kimdi, bunlardı. Şimdi buradan çıkmalı diyor. Kusura bakma Türk Silahlı Kuvvetleri, Türkiye Cumhuriyeti istediğin zaman gelen, istediğin zaman çık dediğinde çıkan bir ülke değildir. Şuanda burada mazlumlar var. 400 bin Türkmenler, yarısı Şia yarısı Sünni. Görüntüde Müslüman ama mezhep farklılığı bunları da birbirine düşürmüş. Fakat Musul’a geliyorsun. Musul’da 2 milyon Müslüman var. Bunlar tabii ki DEAŞ’ın buradaki aktif yapısı nedeniyle endişedeler. Aslında bunların sayısı fazla değil. Yani bunu şuanda koalisyon güçleri ve Türkiye kimseden yardım istemeden bu işi bitirir. Ve DEAŞ pılısını pırtısını toplar nereye giderse gider. Yeter ki bu kararı biz koalisyon güçleriyle verelim. Şimdi bakın son zamanda bir şey söylemeye başladılar, ne diyorlar Türkiye’yi biz koalisyon güçleri içerisinde görmek istemiyoruz. Niye, mesele şu; masada Türkiye’yi görmek istemiyorlar sıkıntılar bu. Şimdi Türkiye masaya oturursa o zaman tabii ki orada devren değişecek. Geçmişte de durum böyle oldu. Meşhur 1 Mart tezkeresi olayında da bana göre o zaman Türkiye’nin yanlışı odur, çıkmamalı ve biz orada kesinlikle olmalıydık. Eğer biz o gün orada olmuş olsaydık. Bugün Irak’ın kaderi Allah’ın izniyle böyle olmazdı. Biz tabii istenmediğimiz yerde olmayız dedik çekildik. Ondan sonrada istedikleri gibi at oynattılar ve orayı istedikleri gibi parsellemeye başladılar. Şimdi gelinen nokta önemli. Biz Başika’da şu anda 700’ e yakın askerle araç gereç varız. Musul’a yakın bir noktadayız. Buradaki gelişmeler şuanda bizim de kontrolümüz altında. Ne gerekiyorsa yapmaya hazırız ve yapacağız.”
“Ülkeme darbe yapan nasıl mağdur oluyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ’nün inlerine yeni girilmeye başlandığını, terör örgütü PKK’da bile bu kadar in görülmediğini ifade etti. Darbecilerin mağdur gibi gösterilmeye çalışıldığını dile getiren Erdoğan, yurt dışına kaçanlarla ilgili yeni bir hazırlığın içinde bulunduklarını açıkladı. Erdoğan şöyle konuştu:
“Şimdi bir şey tutturdular, mağdur mağdur mağdur. Çok mağdur olan var diyorlar. Eğer mağdur diyorsanız, mağdur benim 241 şehidimin yakınlarıdır.2 bin 194 gazimizin yakınlarıdır, asıl mağdur onlar. Ülkeme darbe yapan nasıl mağdur oluyor. Ülkemi yıkmaya çalışan, bu kadar şehidimiz bu kadar gazimiz olmasına neden olanlar nasıl oluyor da bunlar mağdur oluyor. Bakın nerelerden ne tür kasalar, gizli evraklar çıkıyor. Daha neler çıkacak durun bakalım. İnlerine yeni yeni giriyoruz, başka inler çıkıyor. PKK’da bile bu kadar in görmemiştik. Bunlar şehrin merkezindeki inler öbürü dağlardaki inler. Onun için üzerine üzerine gideceğiz. Onlar kaçacak biz kovalayacağız. Ve temenni ederim ki, bunlara ev sahipliği yapanlarda bunlardan bir dert görsün. Bunları yurt dışında saklayanlar var ya, bunlara ev sahipliği yapanlar var ya, biz şuanda yeni bir hazırlığın da içindeyiz. Birçoklarını buraya görevli olanlardan gidenlerden vesaire geri çağırıyoruz. Belli süre vereceğiz, geldiler geldiler, gelmediklerinde gereğini yapacağız. Çünkü bu vatanın evladı olan buraya gelir, bildiği doğruları ilgili mercilere anlatır, anlatmıyorsa bedelini öder. Hiç olmazsa biz de bu bizim vatandaşımızdır demeyiz. Yakalandığı yerde de gereğini yaparız.”
“Yenikapı ruhunu tanımıyorum demek bir şey kazandırmaz”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yenikapı’da düzenlenen tarihi mitingi hazmedemeyenler çıktığını anlatarak, “Bu ülkede öncelikle öz eleştiri vermesi gerekenler devletin kapılarını millete kapatan, devletle vatandaşı karşı karşıya getirenlerdir. Yıllarca kendini yegane sahibi olarak gören bu kişilere düşen görev evvela FETÖ’ye alan açan geçmişleriyle hesaplaşmaktır. Şayet 27 Mayıslar, 12 Eylüller, 28 Şubatlar yaşanmasaydı bu ülkede FETÖ var olabilir miydi? Siyasetin alanı müdahalelerle kısıtlanmasaydı FETÖ bu kadar büyüyebilir miydi? 17-25 Aralık’tan beri FETÖ’ye karşı verdiğimiz mücadelede yalnız bırakılmasaydık 15 Temmuz ihaneti yaşanır mıydı? İşte 7 Ağustos dedik, davet ettik çağırdık. Bir Yenikapı’dan bir yeni ruh oluşsun dedik ama bir de baktık ki, hazmedemeyenler de çıktı. Hatta gelmek istemeyip de aracılar vasıtasıyla gelmesi temin edilenler daha sonra ben böyle bir Yenikapı ruhunu tanımıyorum demeye başladılar. Tanısan ne olur tanımasan ne olur aslolan milletin tanımasıdır. Oraya gelen 5 milyon bunu tanımış oraya gelmiş. Birde ekranları başından en az 5 milyon onu izlemiş, 10 milyon. Bir de bunun yansıması var dünyaya. Bütün bunlar bu kadar açık net ortadayken ben böyle Yenikapı ruhunu tanımıyorum demek bir şey kazandırmaz. Yapmanız gereken nedir, o gün oradan tecelli eden ruha ayak uydurmaktır. Eğer ayak uydurmazsan sen kaybedersin, o alana gelenler değil” dedi.