Erken gelen yaz telaşı!

                                        
Akdeniz ve Ege'de baharı yaşamadan yaz geldi.
Yurdun doğu ve kuzeyinde henüz havalar serinken Ege ve Akdeniz'e ansızın gelen yaz insanlarla birlikte diğer canlıları da şaşırttı! Kim ne derse desin yeryüzünün iklimleri hızla değişiyor. Ne kışı kışa ne baharı bahara ne de yazı yaza benziyor. Hoyrat yaşam biçimlerimizle canına okuduk doğanın! O da haklı olarak şaşırtmaya devam ediyor bizleri.
23 Nisan'da Akdeniz'in serin sularıyla buluşurken, kulaçlarken mavi suları, bir gölge gibi yükselen Bey Dağlarının ak dorukları çoktan koyulaşmıştı.
Boğaçayı'nın akıp gittiği, denizle buluştuğu yatağındaki iyileştirme çalışmalardan olmalı ki şu sıralar sinsi bir kirliliğe dönüştürmüş Konyaaltı kıyılarını. Konyaaltı Belediye Sarayının tam karşısındaki plajda denize girenlerin yüzü pek asıktı:
Bu çalışmayı yapanlar bütün bir kış uyudular mı?" Serzenişinde bulunuyorlar sonrada henüz çalışmayan duş ve soyunma kabinleri için günübirlik plaj işletmecilerini eleştiriyorlardı. Ortak yanıt hazırdı:
"Plaj sezonu için henüz erken. Bu sıcak havalar yağmur getirir ve bahara yeniden döner havalar."
Bugün Mayıs'ın birinci haftası sona erecek. Termometrelerde tırmanan sıcakların düşeceği de yok. Erken gelen yaz şaşırtıcı olsa da apartman sakinleri çoktan yaz temizliğine başladı bile.
Yıkanan halılar kurutulup dürülürken, klimaların ayarları kıştan yaza dönüştürüldü bile. Dondurma külahlarına sarılan çocuklarının sayısı:
"Evladım boğazın şişer, henüz erken!" Diyen anne ve babaların uyarısına rağmen hızla çoğalıyor.
Semtimizin manavı Zambak Gıda'nın tezgâhlarını çocukluğumuzdaki kabukları koyu yeşil, çekirdeği simsiyah karpuzlar da arzı endam etmeye başladı.
"Davut karpuzlar İran mı?" Diye sorduğumda Beşiktaşlı takımdaşım Davut:
"İran değil, Manavgat karpuzu Hocam! Hem de kesmece!" Diye yanıt veriyor.
Ben bilmem… Kim ne derse desin, iğde ağaçları çiçeğe durdu mu Antalya'da yaz gelmiş demektir.
Ya Van?
Van için iğde ağaçlarının ayı Haziran'dır.
Dilerim oralara da baharla birlikte barış gelir ve hükümranlığını sürdürür.
Ve dillenir Ahmet Arif'in o güzel şiiri.
"Haberin var mı demir kapı, kör pencere
Yastığım ranzam, zincirim
Uğruna ölümlere gidip geldiğim
Zulamdaki mahzun resim
Dağlarına bahar gelmiş memleketimin."

 

Bakmadan Geçme