Ernis Köy Enstitüsü
Bu hafta ki yazımızda erken Cumhuriyet Dönemi Eğitim politikalarının yüz akı Köy Enstitülerinden ve sonuncusu olan Ernis (Ünseli )Köy Enstitüsünden bahsetmeye çalışacağız.
Bu hafta ki yazımızda erken Cumhuriyet Dönemi Eğitim politikalarının yüz akı Köy Enstitülerinden ve sonuncusu olan Ernis (Ünseli) Köy Enstitüsünden bahsetmeye çalışacağız.
1923 yılında kurulan yeni Türk Devleti'nin önündeki en önemli sorunlardan biri hiç şüphesiz ki Eğitim meselesidir. Lozan Antlaşması ile birlikte Azınlıkların ülkemizi terk etmesi ile Türkiye'de okuma-yazma oranı deyim yerindeyse dibe vurmuştur. Örneğin 1927 nüfus sayımına göre mensubu olduğum Van şehrinde okuma yazma oranı yaklaşık 3 civarında.1935 yılında bile bu oran 6 oranını geçmemekteydi. Hele ki Kadınlarda bu oran daha da düşük idi. Diğer kentlerde bu oranlar biraz daha yüksek olsa bile genel anlamda çok düşük idi.
Bu sorunu çözmek için; Öğretmen yetiştiren yükseköğretim kurumları(Balıkesir Necati bey, Gazi eğitim)açıldı.1928'de Harf İnkılâbı yapıldı. Buna mukabil okuma yazma bilen sayısını arttırmak amacıyla Halk Dershaneleri ve Millet Mektepleri açılmıştır.1932 yılında açılan Halk Evleri de bu politikanın bir devamıdır. Amaç temelde okuma yazma öğretilerek eğitimde ilerlemek ve nihai hedef olan Muassır Medeniyet seviyesinin üzerine çıkma düşüncesini gerçekleştirmektir. Bu hedefleri gerçekleştirme yolunda yabancı bilim adamlarından da faydalanılmıştır. Malche ve Dewey bu bilim insanlarına örnek verilebilir.
İşte bu bilim adamlarından J.Dewey Köy Enstitüleri fikrinin ortaya çıkmasını sağlayan kişidir. Amerikalı eğitimci John Dewey, öğretmenin köyün birçok problemini halledecek tipte yetiştirilmesini tavsiye etmişti. Bu tavsiye doğrultusunda Maarif(Eğitim) Vekili Mustafa Necati Bey tarafından 789 sayılı Maarif Teşkilatı Kanunu ile "İl Muallim Mektebi" ve "Köy Muallim Mektebi" şeklinde şehir ve köy için iki farklı öğretmen tipi yetiştirilmeye başlandı.
Ancak Cumhuriyet Dönemi'nde ülkenin bayındır hale getirilmesi, sanayi, tarım ve hayvancılık başta olmak üzere her alanda gelişme sağlanması için yetişmiş insan gücüne ihtiyaç bulunmaktaydı. Cumhuriyetin ilk on yılında eğitimin her kademesinde düzenlemeye gidildi ve mümkün olduğu kadar daha fazla kişi eğitmek amacıyla eğitim seferberlikleri başlatıldı. Ancak bu dönemdeki bütün faaliyetlere rağmen istenilen eğitim seviyesine ulaşılamadı.