ESKİ VAN'DA DÜĞÜN GELENEĞİ 2

Ümit Kayaçelebi yazdı...

Bu şerbet içme ve nişan merasimlerinde ve bastalyalar da hatırladığım ve bildiğim kadarı ile Defçi Zekiye Ortasaç, Defçi İzzet Tandırcı, Cümbüşçü Aslan ve Muhabbet eze olur ve gittikleri şenliğe renk katarlar ve bol bolda şabaş  (Bahşiş) alırlardı. Bu tür merasimlerde kolay kolay erkekler araya alınmaz kadın ve kızların daha rahat hareket etmeleri ve oynamaları düşünülürdü. Ancak Cümbüşçü Aslan ama idi gözleri görmediğinden o Kimseyi görmediği için hanımlar daha rahat oynarlardı. Defçi İzzetle de Zekiye güzel bir ikili oldukları için kolay kolay birbirlerinden ayrılmazlardı. Zaten o yıllarda herkes bacı gardaş gibiydi. Kötülük insanlardan çok uzaktı. O yıllarda Van manileri bilen ve okuyanlarda çoktu yeri ve sırası geldiği zaman o anki ortama göre mani okuyanlar çokça vardı.

Oğlan evinden gelen kızlar kadınlar özellikle bekâr kızlar muradımız olsun diye bazen açıktan bazense gizli bardakları çalıp saklarlardı. Gidecekleri zamanda çıkarken kapı önünde bardakları yere vurarak kırmak suretiyle kırılan bardakla muratlarının yerine geleceğini ve o andan sonra bahtlarının açılacağına inanırlardı.

Şerbet günü aynı gün kız evi de oğlan evine KELLEBAŞ gönderirlerdi.

Bu kellebaş dedikleri evlenecek damadın düğün günü ve kına gecesinde giyecekleri giysilerdi ve buna o yıllarda kellebaş deniyordu. Genellikle kızın çeyizinde bulunan erkek giyecekleridir. Özellikle düğün günü bu giyeceklerden seçilir iç çamaşırı vs. damat tarafından giyilirdi.

NİŞAN

Nişan günü kararlaştırıldıktan sonra, nişan eşyalarını almak için kız ve oğlan evinden gençler çarşıya çıkarlardı. O gün, kız, erkek, ana ve babalar, varsa kızın ve erkeğin kardeşleri ve yengeleri, nişan için alınacak olanları almaya gelir.

O gün kız ve erkeğe birer yüzük alınırdı.

Yine erkeğe ve kıza birer takım elbise, iç çamaşırı, mendil, çorap, ayakkabı, terlik vb. şeyler alınır. Alınan eşyalar paket yapılır ve evlere götürülür. Eskiden kız ile erkeğin görüştürülmesi yasaktı. Erkek kız evine ancak düğün ve bayramlarda gidebilirdi..

Nişan günü, erkeğin ailesi yanına birkaç kişi alarak kız evine gider ve kıza alınan eşyaları teslim eder.

Nişan, düğünden kısa bir süre önce yapılır. Bu nişanda, artık kız evi ve erkek evi düğün için kesin tarihi belirlemiştir, yani bu evlilik olacaktır. O nedenle nişandan itibaren düğün hazırlıkları da başlar. Nişandan önce aileler kız evinde bir araya gelirler ve alınacak eşyaları konuşurlar. Kız ve erkek evinin durumuna göre alınacak olanlar belirlenir. Bu toplantıda kız evi için önemli olan, takılacak olan takılardır. Birkaç adet beşibiryerde, birkaç tane bilezik alınırdı.

Belirlenen tarihte davet edilen kimseler nişan için toplanır. Oğlan evi tarafından getirilen tatlı yenir. Tatlıdan sonra dua edilir. Dua bittikten sonra kadınlar kendi aralarında eğlenirler, erkekler sohbet ederler. Eğlence bittikten sonra kıza nişan takısı takılır. Oğlan, evinin kız için aldığı nişan hediyeleri getirilir ve gösterilir.

ÇEYİZ

Van’da genç kız on, on iki yaşında çeyizini dizmeye başlar. Her genç kızın bir çeyiz sandığı ve bohçasının bulunması adettir. Çeyiz işlenmeye başlanınca ilk önce bir bohça işlerler. Çeyize bununla başlanırsa kızın çeyizinin çok olacağına inanılır. Bu arada en başta kız annesi olmak üzere kız kardeşleri, komşu kadın ve kızları akrabalar, hısımlar karınca kararınca çeyize katkıda bulunurlardı.

Çeyiz gelin getirilme den bir veya iki gün önce oğlan evine gönderilir, eşyalar yerleştirilir. Çeyiz gönderme genellikle o yıllarda faytonlar ve yaylı arabalarla yapılırdı. Çünkü kamyonet falan yoktu.

Davulcu ve zurnacı faytona bindirilir ve böylece çeyiz yola çıkardı.

Şehrin içerisinde bir müddet davul zurna ile çeyiz dolaştırıldıktan sonra oğlan evine getirilir. Oğlan evi misafir odasını hazırlar. Kız giyimi ile ilgili eşyaların, elbiselerin kararlaştırılması ve alınması işi düğüne yakın bir zamanda yapılır. Kız ve erkek evinden birkaç kişinin katıldığı bu alışverişe genellikle kızın da iştirak ettiği görülür. Masraflar erkek tarafına aittir. Erkek evi ayrıca çeyiz alışverişi sırasında orada bulunanların hepsini yemeğe davet ederdi.

NİKÂH:

O yıllarda damadın bazen kız evine rahat gidip gelebilmesini teminen öncelikle imam nikâhı kıyılırdı. İmam nikâhı usulü dairesinde yapılırdı ve bundan sonrada başka bir günde belediyeye gidilerek şahitlerin huzurunda resmi nikâh kıyılırdı.

HAMAMA GİTME

 Gelin hamamını özellikle ya yakın akrabalar veyahut komşulardan birisi alırdı. Ama özellikle uzak bir mahalledeki akrabadan olması daha çok istenirdi. Uzakta olsun ki vasıta ile konvoy olsun ve güle oynaya  gidilsin denirdi. Gelin hamama alındığında gelinle birlikte genç kızlar da onunla birlikte giderler. Hep beraber eski evlerdeki mütevazı ev hamamında banyo yapılır ondan sonra çaylar içilir, tatlılar yenir ve çalınıp söylendikten sonra. Gelen vasıtalarla birlikte davul zurna veyahut herhangi bir çalgı eşliğinde şöyle bir mahalle ve şehir turu yapıldıktan sonra kız evine dönülürdü.

Kızın hamamı kına gecesinden önce aynı gün öğleden sonraya denk getirilirdi.

BASALYA KINA GECESİ

 Van’da düğünler özellikle cumartesi ve pazara rast getirilir ve Cumartesi akşamı kına gecesi yapılır ve ertesi gün Pazar da düğün yapılırdı. Ancak buna uymayıp da Perşembe günü düğün yapanlarda olurdu. Ama umumiyetle düğünler Pazara denk getirilirdi. Düğünler zaruret hâsıl olmadıkça bahar, yaz veya sonbaharda yapılırdı. Düğün salonlarının olmaması sebebiyle düğünler yaza denk getirilir ve bahçelerde yapılırdı. Cumartesi-Pazar arası yapılan düğünlerde cumartesi günü kına gecesi yapılır.

Kız evinin yakınları kızın arkadaşları kız evinde toplanır, çalgı eşliğinde oynarlar. Gelin kına gecesi için özel bir elbise veya gelinlik giyer. Gecenin ilerleyen saatlerinde oğlan evinden kına gelir. Tepsi içinde karıştırılan kına çiçeklerle ve mumlarla süslenir. Gelinin başına bir örtü örtülür, el ve ayaklarına kına yakılır. Kına yakılırken gelini ağlatmak amacıyla ağıtlar söylenir ve gelin ağlatılır. Buna “gelin ağlatması” adı verilir. Artan kına misafirlere dağıtılırdı.

DÜĞÜN

Derken düğün gelir çatar. Eş-dost hiçbir ayırım yapılmadan kına gecesine ve düğüne davet edilir.

Düğün günü sabah namazı ile birlikte damadın yakın çevresi, sağdıç, toy büyüğü ve damat hamama giderler burada hem yıkanılır hem de deflerle oyunlar oynanır çeşitli şakalar yapılır. Hamam bittikten sonra hamamdaki görevlilere toy büyüğü tarafından bahşişler verilir. Dışarı çıkıldığında ise damat belli olsun diye boynuna sırmalı bir kadife şal takılır.

Damat hamamdan çıktıktan sonra sağdıcın evine gidilir ve burada kahvaltı edilir. Buradan evine geçen damat tıraş ettirilmeye başlar. Tıraş esnasında çalan davul zurnaya şabaş verme yarışı başlar. Özellikle damadın tıraşı bittikten sonra onunda oynatılması sırasında çok şabaş dağıtılır. Bezende göğsüne para takılır bu para berbere verilir.

Bu arada sağdıç damadı koruma altına alır ve onun yanından hiç ayrılmaz, çünkü damadın ayakkabısını hatta kendini kaçırmak için çevredekiler sağdıcı kollarlar ki ondan bahşiş alabilsinler.

Öğlen zamanı erkek evinde tüm davetlilere hazırlanan yemekler verilir.

Damat Tıraşı

Güvey tıraş olmak üzere dışarı çıkar. Sağdıçları ile birlikte, berberin düğün mahallinde hazırladığı masaya gelir ve tıraş başlar. Bir taraftan güvey tıraş olurken Dışarıda hazır bulunanlardan biri masa üzerindeki berberin kolonyasını alıp orada bulunan davetlilere ikramda bulunur. Kolonyanın karşılığı olarak bir miktar para masaya bırakılır. Bu esnada berber, güveyi güzelce tıraş etmiştir. Buna "Damat Tıraşı" denir.

Düğün Yemeği

Van’da düğün yemekleri aile büyüklerinden oluşan ve güzel yemek yapmasını bilen komşu kadınlar tarafından pişirilirdi. Burada en rahat yapılmaya yönelinlerdi genelde pilav, kavurma, çorba ve birde yanında ya kaşık tatlısı veya demir tatlısı yapılırdı. Bunlar bakır sini ve kaplarda misafirlere sunulurdu. O yıllarda örtü yayıp para toplama ve takı takma gibi bir adette yoktu bunlar 70 li yılların sonlarına doğru bir adet oldu.Artık Van’da bağ ve bahçelerin yerini sitelerin almasıyla düğünler şehirde artık düğün salonlarında yapılmaya başlandı.

Gelin Getirme

Gelin evinden, Toy büyüğü ve karısı tarafından çıkartılır. Bu arada zurna eşliğinde geleneksel GELİN AĞLATMA çalınır. Toy büyüğü, karısı, gelinin bir yakını ve gelin, gelin arabasına, diğer misafirler de konvoydaki araçlara binerek şehir turu yapılır davul zurna sürekli çalar. Bazen konvoyun önü kesilir ve açılması içinde toy büyüğü tarafından bahşişler dağıtılır.

Kına yakımının ertesi gün kız evinde gelin çıkarma hazırlıkları başlar. Artık kız evininin yapacağı bir şey yoktur. Kız ayrılığın verdiği buruklukla hem sevinmekte ancak bir o kadarda üzülmektedir.  Sabahın erken saatlerinde oğlan evinin gönderdiği vasıta ile gelinin çeyizleri alınır. Yalnız kına sandığının çıkması sırasında gelinin kız kardeşlerinden birisi sandığın üzerine oturur ve bahşiş aldıktan sonra sandık dışarı çıkarılır.

Ancak gelin baba evinden çıkarılırken evin kapısı kesilir ve bahşişi müteakip gelin toy büyüğünün yanında evden çıkarılır.

Bu esnada düğün alayında davullar zurnalar çalmakta iken davulcu birden durur ve o anda zurnacı yanık yanık gelin alma havası çalardı. Bu gelin çıkarma havasını Van’da en güzel icra edende Tosun Özisterdi.

İşte bu çıkarma esnasında kız tarafına bir hüzün çöker ve en başta gelinin annesi olmak üzere kız kardeşleri ve yakınları istemeye istemeye ağlarlardı.

Bakmadan Geçme