ABD’nin Adana Konsolosu John L. Espinoza, AK Parti Van İl Başkanı Abdullah Aras’ı makamında ziyaret etti.
Bölgedeki gelişmeler ve deprem sonrası Van’ın geldiği nokta hakkında izlenim elde etmek üzere kente gelen Espinoza, AK Parti Van İl Başkanı Abdullah Aras’ı ziyaret ederek bir süre görüştü. Burada bir açıklama yapan Aras, ziyaretten dolayı memnuniyetini dile getirerek, “AK Parti iktidara geldiği 2002 yılından bugüne kadar Türkiye’ye her alanda devrim niteliğinde değişim ve dönüşüm yaşatmıştır. En başta etnik ve bölgesel ayrımcılığa son vererek Van’a çok önemli hizmet ve yatırımlar yapmıştır, yapmaktadır. Deprem sonrası 5,5 milyar gibi dev bir bütçe oluşturarak Van’ı yeniden inşa etmiştir, alt yapısını yeniden yaparak kenti şimdiden büyükşehir haline getirmiştir ve Van şimdi büyükşehir oluyor. Dolayısıyla AK Parti olarak Van’ı bu yönde hazırlamaya gayret gösteriyoruz. Çünkü biz Van’ı son derece önemsiyoruz” dedi.
Aras, AK Parti hükümetlerinin bölgeye her türlü pozitif ayrımcılığı yapmasına rağmen bu bölgede siyaset yapma özgürlüğü ve vatandaşımızın da siyasi tercih hakkının örgüt tarafından her fırsatta engellenmekte ve kısıtlanmakta olduğunu kaydetti. Tüm zorluklara rağmen yine de çalışmalar yaparak halka hizmeti götürdüklerini ifade eden Aras, “Çünkü bizim bu halk ile siyasetin ötesinde kardeşlik bağımız vardır. Komşusu aç iken tok yatmayan inancımız vardır. Aynı şekilde liderimiz Sayın Erdoğan ile siyasetin ötesinde kardeşlik bağımız vardır. Bu nedenle bizim için hizmet, bir dava olayı olmuştur. Bu nedenle bu dava uğruna biz her şeyi göz almışız. Bugün AK Parti sadece PKK ile savaşmıyor. Aslında AK Parti Kürt sorununu çözemeyen ve kangrene dönüştüren, ülkeyi her anlamda karanlığa gömen, türbanı yasaklayan ve daha birçok olumsuzlukları yaşatan karanlık güçlerle savaştı ve hala da savaşıyor. AK Parti, hak ve özgürlük mağduriyetini bizzat kendisi yaşadı. Bir gecede darbeyle bu ülkeyi mahvedebilen karanlık güçlerin saldırıları ve türlü engelleriyle mücadele etti ve Allah’a şükür, o karanlık eller bu defa sert kayaya çarptılar ve hem ülkeye hem de Kürtlere zulmü yapanlar şimdi tek tek yargılanıyor. Bir defa AK Parti’nin bu mücadelesi ve dik duruşu sayesinde Kürt sorununun çözümünü ve ülkeyi tıkayan işbirlikçi engel ortadan kaldırılmıştır. Bu en büyük çözüm adımıdır. AK Parti’nin, bölgenin ekonomisini geliştirme çabası ve yaşam standartları kalitesini arttırma çabası yine en büyük çözüm adımıdır” diye konuştu.
AK Parti’nin Kürtlerin düşmanı değil kardeşi olduğunu da sözlerine ekleyen Aras, “Kürt sorunu sadece hukuksal bir sorun değil aynı zamanda ekonomik ve sosyal bir sorundur. Dolayısıyla ikisi aynı sayfada yer alan sorun olduğundan dolayı, çözüm için her iki yönünde beslenmesi gerekir. Bu noktada eğer sadece hukuksal yönü besler, ekonomiyi geri de bırakırsanız o zaman tek başına çözüm hiçbir şeyi ifade etmeyecektir. Nihayet, ekonomisi gelişen bir toplum ister istemez daha çok demokratikleşir ve küresel boyutta, hukuku da anayasası da güvence altına alınmış olur. Türkiye, dünyanın 26. ekonomisi iken AK Parti döneminde 16. sıraya gelmiştir. Yabancı sermaye yatırımı 18 milyar dolardan 210 milyar dolara yükselmiştir. Bu demektir ki istikrara parasını yatıran yabancılar, elbette ülkenin istikranın ve demokrasisinin güçlenmesi için de ülkenin demokrasisine destek olurlar” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE’NİN TARİHTEKİ İNADINI BAŞBAKANIMIZ KIRMIŞTIR”
Çözüm sürecinin sancılı bir süreç olduğunu ifade eden Aras, iki taraflı kararlılık ve samimiyetin sergilenmesi gerektiğini kaydetti. Aras, “Biz AK Parti’nin samimiyetine ve kararlılığına güveniyoruz. Anadilde eğitim son derece haklı bir taleptir ve en önemli sorundur. Bunun için de mutlaka teknik bir alt yapı gerekir. Muş Alparslan Üniversitesi ve Mardin Artuklu Üniversitesi’nde kurulan ve şimdi de Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde kurulacak olan Kürt Dili Enstitüsü’nün hedefi budur. Yani anadilde eğitime eğitimci yetiştirmektir. Sayın Başbakanımız akan kanın durması için gerekirse İmralı ile görüşülmesinde sakınca olmadığını dile getirdi. Şimdi Türkiye’nin tarihteki inadını Başbakanımız kırmıştır. Bu nedenle elini güçlendirmek ve beslemek gerekir. Onların da adım atması gerekir. Samimiyete duyarsız kalmamak gerekir. Tarihi bir yaranın sancısız ve risksiz çözülmesini kimse beklememeli ve her iki taraf da risk almalıdır. Bu nedenle olmayacak hayallerin değil, realist bir yaklaşımla çözülmesi gerekir. Önce bölgenin ekonomisinin gelişmesine müsaade etmek gerekir. Yatırımcı, huzurun ve güvenin oluşmadığı bir bölgeye elbette gelmez. En bariz örneği, bize yakın olan Gaziantep’ten nüfus olarak geride değilken, yerel kaynaklar olarak geride değilken, hatta Turizm Bakanımız Sayın Ertuğrul Günay’ın da ifade ettiği gibi ‘Van, Türkiye’nin en güzel kentidir’ gerçeğine rağmen, yinede Gaziantep gibi olamıyoruz. Oysa Gaziantep’te, Van’da olduğundan daha çok Kürt yaşamaktadır. Bu kıyaslama son derece önemli ve manidardır. Dolayısıyla özellikle Van, bölgenin en büyük potansiyel kaynaklarına sahip, uluslar arası sınır bir il olduğu için lojistik merkez olacak coğrafi cazibeye ve AK Parti hükümetimizin de Van için elinden gelen her türlü imkanı sağlamasına rağmen maalesef, Van’ın gelişmesinin önü PKK tarafından bilinçli bir şekilde kapatılmaktadır. Sadece bu değil, son zamanlarda PKK tarafından eğitim kurumlarına yapılan saldırı ve öğretmen kaçırmalar, örgütün bölge halkını cehalete ve yoksullaştırmaya sürükleme niyetinde olduğu çok açık ve net bir şekilde ortaya koymuştur. Bir de bu stratejiyi desteklercesine BDP’nin öncülüğünde Van’da ölüm oruçlarına yönelik bir eylem yapılarak, şehir ortamında esnafların kepenkleri tehditle kapattırılıp hem ekonomiye hem de eğitime engel olunmuştur. Bu elbette Van için haksızlıktır, dezavantajdır. Özgürlüğü savunan BDP, bu tabloyu geçmişte birçok defa yapmıştır. Oysa özgürlük savunucularının kendi esnafının özgürlüğünü tanımaması son derece çelişkilidir. Van bu imajla yatırımı çekemez ve gelişemez. Dolayısıyla Van’ın en çok yatırıma ve güven veren bir tabloya ihtiyacı var. Bu tablonun oluşması da en çok Kürtlerin sağduyusuna bağlıdır” şeklinde konuştu.
ABD’nin Adana Konsolosu John L. Espinoza ise, PKK’nın birçok kimsenin üzerinde korku oluşturduğunu bildiklerini kaydetti. AK Parti’nin de bölgede oldukça faal olduğunu ve çözüm için tarafların ılımlı davranarak daha çok çaba göstermesi gerektiği görüşünü aktaran Espinoza, deprem sonrasında Van’ın yeniden düzeldiğini görmenin kendisini mutlu ettiğini de sözlerine ekledi.
VATSO’da gerçekleşen ziyarette bir açıklama yapan Nadiroğlu, odanın yapısı ve çalışma alanları hakkında bilgi verdi. Hazırladıkları projelerle işsizliği azaltmayı hedeflediklerini anlatan Nadiroğlu, Van’ın bölgenin merkezi durumunda olduğunu; Bitlis, Muş, Ağrı ve Siirt illeriyle bağlantısı bulunduğunu kaydetti. Van’ın ekonomik olarak iyi bir konumda bulunduğunu da vurgulayan Nadiroğlu, bölgede huzur ve güvenin tesis edilmesi halinde Van’ın büyümeye ve gelişmeye müsait olduğunu vurguladı.
Van’da geçen yıl 2 büyük depremin yaşandığını da hatırlatan Nadiroğlu, ancak bu süreçte boş durmayarak depremi fırsata çevirmeye çalıştıklarını kaydetti. İşsizliğin önlenmesi ve batı illerine göçün engellenmesi için ilk etapta büyük bölümü bayanlardan oluşacak 5 bin kişinin çalışacağı Tekstil Kent ile Fuar ve Kongre Merkezi projelerini tamamladıklarını anlatan Nadiroğlu, “Bu her iki projemizi de depremin hemen akabinde hayata geçirdik. İki projemizin de ihalesi tamamlanmış ve 50 yıllık bir öngörü ile hazırlanmış” dedi.
Konsolos John L. Espinoza ise, Türkiye’nin dünyanın çok zor bir coğrafyasında yer aldığını kaydetti. Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin birçoğunun Türkiye’nin AB’ye üye olmasını istediğini vurgulayan Espinoza, bundan hem Türkiye’nin hem de AB’nin faydalanacağını söyledi. Espinoza, “Öyle inanıyorum ki AB Türkiye’yi kabul edecek. Bazı temeller var. O da biraz zaman alacak” dedi.
Nükleer silahlarla donanmış bir İran’ın bölge için tehdit oluşturduğunun da altını çizen Espinoza, “İran hem Türkiye hem ABD hem de dünya için bir tehdittir” ifadelerini kullandı.
Gerçekleştirilen ziyaretin anısına VATSO Yönetim Kurulu Başkanı Nadiroğlu, Espinoza’ya üzerinde Van’ın tarihi ve turistik değerlerinin yer aldığı bir kristal plaket hediye etti.
Konsolos John L. Espinoza’ya YYÜ hakkında bilgi veren Rektör Prof. Dr. Peyami Battal, deprem sonrasında yaşananları anlattı. Prof. Dr. Battal, “Daha önceki örneklere bakıldığında bu büyüklükte yaşanan depremlerde o bölgenin toparlanması en az birkaç yılı almıştır. Van’da yaşanan depremin yıldönümünde yaşam çok hızlı bir şekilde normale döndü. Üniversitemizde depremin hemen ardından çalışmalar başlatıldı, birinci yılında üniversitemiz deprem öncesine göre birkaç kat daha güçlenerek çıktı” dedi.
“ÖĞRENCİLERİMİZİ MAĞDUR ETMEDİK”
ABD Adana Konsolosu John L. Espinoza’nın deprem sonrasında eğitimde yaşanan sorunlar ve aksamalarla ilgili sorusu üzerine de Prof. Dr. Battal, “Depremin ilk zamanlarında eğitime bir süre ara verdik, çok kısa sürede toparlanarak beş grup halinde de olsa eğitime başladık. Üniversitenin eğitime başlamasının hem üniversitenin hem de şehrin toparlanması için katkısının büyük olacağını biliyorduk. Bu eğitim yılında artık sorunları geride bırakarak toplu ve kesintisiz eğitime başladık. Depremin ilk zamanlarında bile öğrencilerimizi mağdur etmedik” şeklinde konuştu.
“ARAMIZDAKİ İŞBİRLİĞİ İKİ ÜLKE ARASINDA KÜLTÜR KÖPRÜSÜ OLABİLİR”
ABD ile YYÜ arasında daha öncede birçok alanda işbirliği yapıldığını belirten YYÜ Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal, deprem sonrası birçok ülke gibi ABD’den de yardımlar geldiğini ve bundan çok etkilendiğini söyledi. YYÜ Rektörü Prof. Dr. Battal, ABD ile işbirliğinin önemine vurgu yaparak, “Biz üniversite olarak çift diplomalı bir eğitim yapmak istiyoruz. Örneğin iki yıl bizde iki yıl da ABD’de protokol imzalayacağımız bir üniversitede eğitim alacak öğrencilerimiz iki üniversite diploması alabilecek, bu konuda desteğinizi bekliyoruz. Böyle bir işbirliği iki ülke arasında kültür köprüsü olabilir” şeklinde konuştu.
“ULUSLARARASI ÖĞRENCİ DEĞİŞİMİ ÜLKELERİMİZİN DAHA İYİ ANLAŞILMASINI SAĞLAYABİLİR”
John L. Espinoza ise, YYÜ’nün bu kadar kısa sürede bu denli yol almasının takdire şayan olduğunu ve daha yapılacak çok şey olduğunu belirterek, “İşbirliğini arttırma konusunda uluslararası öğrenci değişimini araştıracağız. Ülkelerimizin daha iyi anlaşmasını sağlamak için bu tür değişim programları çok önemli. Bir nesne olarak değil insani yönlerimizi ortaya çıkararak, sorularımıza muhatap olarak o kültüre mensup bir insanı bulacağımız bu ve benzeri yöntemler çok daha etkili olacaktır. Umarım öğrencilerimiz de bunun önemini kavrar ve bu değişim programlarını daha çok kullanır” dedi.
Yapılan konuşmaların ardından Hakkâri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ebubekir Ceylan’ın da bulunduğu Konsolos John L. Espinoza’nın ziyareti sona erdi.