Evdeki Reis!
19 Mayıs 2019 tarihinde Diyarbakır'da menfur bir olay meydana gelmiş, sürdürmek istemediği evliliğini sonlandırmak isteyen meslektaşımız, kadın, anne, Müzeyyen Issı, eşi Mesut Boylu tarafından çocuklarının gözü önünde adeta katledilmişti.
19 Mayıs 2019 tarihinde Diyarbakır'da menfur bir olay meydana gelmiş, sürdürmek istemediği evliliğini sonlandırmak isteyen meslektaşımız, kadın, anne, Müzeyyen Issı, eşi Mesut Boylu tarafından çocuklarının gözü önünde adeta katledilmişti.
Olayın ardından kadına şiddet günlerce sosyal medya, görsel ve yazılı basın tarafından işlenmiş, Müzeyyen Islı özelinden şiddetin, sınıf, eğitim düzeyi tanımadığı, kadına şiddetin bir türlü önlenemediği, bunun için "yetkili makamların" artık fiiliyata geçecek adımları atması gerektiği ısrarla belirtilmiştir. İstenen bu haklı ve gerekçeli talepleri gönülden desteklemenin yanında, kadına şiddetin temelinde var olan nedenlere pek temas edilmemiş ve Müzeyyen Issı cinayeti de tüm kadın cinayetleri gibi unutulmak üzere bir daha ki kadın cinayetine kadar bir köşeye bırakılmıştır.
Kadına şiddetin temelinde "ekonomik", "eğitim" , "sosyal statü" gibi öncülleri sıralasak da Issı cinayetine bu öncüllerin hiçi biri ile açıklayamamaktayız.
Kadının toplum önünde her ne kadar "eşit" olduğu varsayılsa da hane içerisinde kadın erkek eşitliğinin gerçekleşmemesi kadın cinayetlerinin gerçekleşmesinde birincil neden olarak görmekteyim. Çünkü ev içerisinde kendini "reis" olarak konumlandıran erkek, dar toplumsal çevre ve aile içerisinde sürekli kendi söylediğinin yapılmasını istemekte aksi bir durumda şiddette yönelmekte veya zaten var olan şiddettin dozunu arttırmaktadır. Eşini kendisiyle eşit olarak görmeyen bu zihniyet kendi istediği olmadığında işi cinayete kadar vardırabilmekte toplumun çekirdeği olarak konumlandırılan aileyi ve dolayısıyla toplumu paramparça etmekten çekinmemektedir.