'Evet' ve 'Hayır'ın yolculuğu
Son günlerin tartışılan hayati önemdeki gündemi iki sözcük üzerine kuruldu. Gelin ömrümüzün zaman makinesinde geçmişe doğru bir yolculuk yapalım, sonra da bu iki sözcüğün neden yaşamsal değeri olduğuna birlikte karar verelim.
Son günlerin tartışılan hayati önemdeki gündemi iki sözcük üzerine kuruldu.
Gelin ömrümüzün zaman makinesinde geçmişe doğru bir yolculuk yapalım, sonra da bu iki sözcüğün neden yaşamsal değeri olduğuna birlikte karar verelim.
Erkan Yolaç'ı hatırlayanınız var mı?
Hani o ünlü EVET mi HAYIR mı programını.
Kimleri çıkarmadı ki o programa… Ünlüler, ünsüzler; O'nun o sevimli yarışma programında biz ekran başındakileri eğlendirdi, bilgilendirdi.
Yarışmacısına:
"Bak ne sorarsam sorayım evet ve hayır demeyeceksin. Başını da emme basma tulumba gibi hayır ya da evet şeklinde sallamayacaksın. Hazır mısın?" Dedikten sonra patır patır sorularını sorardı ve yarışmacısı evet ya da hayır dedi mi yarışmayı kaybeder, Erkan Yolaç bir başka yarışmacısıyla yarışmaya devam ederdi.
Erkan Yolaç'ın o yarışması sosyal hayatı öylesine etkiledi ki gün geldi Katırcılar filminde kaçakçıların peşinde koşan jandarmaların bir gülmecesine dönüştü.
Yorgun bir günün akşamında sığındıkları yerde iki asker evet mi hayır mı oyununu şöyle oynadı.
"Bak Memet… Sana ne sorarsam sorayım evet de demeyeceksin hayır da demeyeceksin." Dedi çavuş.
Mehmet cin gibi gözlerini arkadaşına dikerek:
"Tamam." Dedi. Ve başladı yarışma:
Çavuşun her sorusuna evet ya da hayır yerine Mehmet:
"He babam, yok babam." Deyince çavuş çuvalladı ve evet mi hayır mı oyununu inatçı ve bir o kadar kurnaz Mehmet kazandı.
Usanan çavuş:
"Yahu sen he babam, yok babam demekten başka bir şey bilmez misin?" Diye havlu atıp:
"He ve yok da demeyeceksin." Dese de Mehmet doğal formatını değiştirmedi zaferinin tadını çıkardı.
Türk Pop ve Arabesk derken sanat müziğinin bir zamanların zirvedeki sanatçılarından Kamuran Akkor'un:
"Evet mi, hayır mı?" Adlı şarkısı plak olunca Unkapanı'na bereket yağmıştı. O plak en çok satanlar listesinde ilk sırayı aldı. Ve şarkı her kesin dilinde pek sevilen bir şarkı oldu, adına filmler çekildi.
İki hayatı sözcük işte… Evet ve hayır…
Geçtiğimiz günlerde ölüm yıl dönümünde saygıyla yâd ettiğimiz Barış Manço'nun:
"Hayır! Hayır! Yüz kere, bin kere hayır!"şarkısını hatırlayanlarınız mutlaka vardır. Barış Manço'nun doyumsuz şarkıları arasında o seslendirdiği şarkı da yerini aldı.
Yıllar su gibi akıp gitti. Hükümetler geldi geçti. Darbeler oldubitti. Türkiye nice virajlara girip çıktı. Ve sonunda bugünlere geldik.
Şimdi bir referandum için gün sayıyoruz.
Evetciler ve hayırcılar farklı düşünceler içindeler.
Evetçiler yeni bir anayasa ile başkanlık sistemini savunuyorlar. Diyorlar ki tek bir iradenin yöneteceği Türkiye şaha kalkar. Karar almada zaman kaybedilmez. Ve Türkiye dünyanın en ileri ülkeleri arasında yerini alır.
Hayırcılar da diyor ki. Tek bir kişinin iradesi demokrasiyi yok eder. Milletin iradesini ortadan kaldırarak parlamenter sistemi yok eder. Tüm yönetme erkinin bir kişide olması padişahlıkla, krallıkla yani monarşiyle eş değerdedir. Başkanlık sistemini getirmek isteyenler var olan rejimi ortadan kaldırmayı amaçlamaktadırlar.
Bu karşılıklı tartışmalar şimdilik sosyal medyayı meşgul ederken ve giderek televizyon kanallarının açık oturumlarına konu olurken yarın liderlerin meydanlardaki söz düellosuna dönüşecek.
Peki, bu düşünceyi kimlerin savunması gerekiyor. Pek tabi ki parti liderlerinin, kitle örgütlerinin liderlerinin ve dolayısıyla özgür halkın…