Evliya Çelebi Seyahatnamesi

Değerli okurlar Evliya Çelebi sadece bizim için değil, dünya tarihi ve edebiyatı için de önem arz eden bir seyyahımızdır. Seyahatnamesi, bizim için olduğu kadar dünya milletleri için de en saygın eserler arasında yer edinir. Bu sebeple seyahatnamesinin birçok dünya diline de tercümesi yapılmıştır.

Değerli okurlar; Evliya Çelebi sadece bizim için değil, dünya tarihi ve edebiyatı için de önem arz eden bir seyyahımızdır. Seyahatnamesi,  bizim için olduğu kadar dünya milletleri için de en saygın eserler arasında yer edinir. Bu sebeple seyahatnamesinin birçok dünya diline de tercümesi yapılmıştır.

 

Evliya Çelebi elli yıl boyunca gezip dolaştığı yerleri, seyahati esnasında yaşadığı,  gördüğü ve duyduğu her şeyi titiz bir şekilde yazdığı on ciltlik seyahatnamesine kaydeder. On ciltlik seyahatnamesinin dördüncü cildinde Anadolu'nun doğu ve güneydoğusunda gezinir. Akrabası olan ve Van'a vali olarak gönderilen Melek Ahmet Paşa ile beraber 09 Mart 1655 tarihinde Van'a gelmek üzere İstanbul'dan yola çıkar. Bu yolculukları yaklaşık üç ay sürer. Bitlis'ten Van'a gelirken geçtiği Ahlât, Adilcevaz, Erciş, Muradiye, Amik gibi yerleşim yerlerinden de bahseder.  05 Haziran 1655 tarihinde Van'a ulaşır.                 

                                                                                                                                

Van'a gelirken Malatya, Diyarbakır, Bitlis'i gezer ve bu illeri detaylıca tasvir eder. Melek Ahmet Paşa'nın görevlendirmesi ile Tebriz, İsfahan, Bağdat, Basra, Musul, Mardin gibi illere ziyaretlerde bulunur. Bölgeyi gezerken geçtiği yerleşim birimleri hakkında da detaylı bilgiler verir. Bu ziyaretlerinde çevreyi gezer- dolaşır, insanlarla muhabbet eder, savaşlara katılır, ziyafetlere davet edilir, eşkıyalar ile karşılaşır ve birçok tehlikeler atlatır. Gördükleri, duydukları ve yaşadıklarını çok akıcı bir şekilde okuyucuya aktarır. Gezdiği bölgelerin mimari yapılarını, insanlarını, etnik yapılarını, inançlarını, gelenek ve göreneklerini, yeme ve içme özelliklerini, giyim ve kuşamlarını çok detaylıca tasvir eder.

 

Evliya Çelebi Van Gölü suyunun çamaşırları temizleme özelliğini şöyle bir hikâye ile anlatır:  "Süphan Dağını yuva edinmiş bir ejderha vardır. Bu ejderha zaman zaman yuvasından çıkarak insanlara zarar vermektedir. Hazreti Ali bu ejderhayı gelip öldürür. Ancak ejderhanın kanı Hazreti Ali'nin atı Düldül'e ve hırkasına bulaşır. Hazreti Ali ejder kanı ile bulanmış hırkasını Van Denizi'nde yıkarken elinden bir parça sabunu Van Denizi'ne düşer. Peygamberin damadı,  Ali Kerrar-ı Veli :" İlahi, bu denizde esvabını (kıyafetlerini) yıkayanların esvablarını, benim sabunumla kıyamete kadar pak ve tertemiz eyle" diye dua ettiğinden halen günümüzde Van Gölü zehir gibi acı iken sabunsuz bir çeşit beyaz esvap yıkanır ki diller ile anlatılmaz."der…

 

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ...

Bakmadan Geçme