Evvel zaman içinde 2: Ercişli Emrah ve Selvihan (Selbihan) Hikâyesi
'Evvel Zaman İçinde 1 ' adlı yazımda Halk Hikâyelerine giriş yapmış, bu hikâyelerin geceler boyunca anlatıldığı üzerinde durmuştum. Hikâyeler uzun uzun anlatılır, çoğu kez bir gecede bitmez, devamı sonraki günlere ve gecelere kalırdı.
Yüzbin mihnet ile bir bağ yetirdim
Yemedim meyvesin el aldı gitti
Ağlar gözyaşımı Ceyhun eyledim
Çalkandı dünyayı sel aldı gitti
Yüzbin dert çekmişim bin dahi gerek
Çok ömür ister ki bir dahi görek
Yârim elden aldı o zalim felek
Hoyrat dost bağından gül aldı gitti
Nazlı yâre kem haberim geliptir
Dostlar ağlar düşmanlarım gülüptür
Dediler ki Dertli Emrah oluptur
Kimi kazma kimi bel aldı gitti
Ercişli Emrah
Bugün ben bir güzel gördüm
Bakar cennet sarayından
Kamaştı gözümün nuru
Onun hüsnü cemalinden
Salındı bahçeye girdi
Çiçekler selama durdu
Mor menekşe boyun burdu
Gül kızardı hicabından
Bahçenin kapısın açtım
Sanırsın cennete düştüm
Yar ile tenha konuştum
Bir gül aldım yanağından
Bahçenin kapısı güldür
Yanında öten bülbüldür
Sefil Emrah sana kuldur
Bağışla geç günahından
Ercişli Emrah
"Evvel Zaman İçinde 1 " adlı yazımda Halk Hikâyelerine giriş yapmış, bu hikâyelerin geceler boyunca anlatıldığı üzerinde durmuştum. Hikâyeler uzun uzun anlatılır, çoğu kez bir gecede bitmez, devamı sonraki günlere ve gecelere kalırdı. Hal böyleyken bu hikâyeleri çok fazla kısaltmanın, hikâye anlatma geleneğine ve faydalandığım kaynaklara da haksızlık olacağını düşündüm. Kısaltmak yerine hikâyeyi size iki bölüm halinde sunmayı, böylece sıkıcı olmamayı istedim. Sabrınıza teşekkür ederek başlıyorum.