• Haberler
  • Ekonomi
  • EYT'den erken emekliliğe yeni karar! Artık o şart zorunlu...

EYT'den erken emekliliğe yeni karar! Artık o şart zorunlu...

EYT yasası sonrasında 2,5 milyon kişi emeklilik hakkına kavuştu. Ancak tüm şartları sağlamasının ardından emekli olmayı bekleyenler içinse Yargıtay'dan emsal nitelikte bir karar çıktı. Çalışmasına rağmen sigorta primi yatırılmayan EYT adaylarının geç kaldığına dikkat çeken Yüksek Mahkeme, SGK'ya bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerektiğine hükmetti.

Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) düzenlemesiyle birlikte 2,5 milyon kişi emekliliğe hak kazandı. Ancak birçok insan, EYT düzenlemesinden faydalanabilmek için mahkemelerde mücadele ediyor. İşverenlerin çalışanların sigorta primini ödememesi durumunda çalışanlar, hakkını aramak için mahkemelere başvuruyor. Bir EYT adayı, İş Mahkemesi'ne başvurarak 1999 yılında çalışmasına rağmen SGK'ya priminin yatırılmadığını iddia etti. Davacı, 1 Nisan 1999 tarihinde bir avukatlık bürosunda çalışmaya başladığını ve çalışmasının 23 Nisan 2000 tarihine kadar olan kısmının kuruma bildirilmediğini, ancak 1 Nisan 1999 tarihinde başlayan çalışmasının işe girişinin yapıldığı 24 Nisan 2000 tarihinden sonra kesintisiz devam ettiğini dile getirdi.

SGK da davaya müdahil olarak katıldı ve davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, davacının iddia ettiği çalışma döneminde bordrolarda adının bulunmadığını ve fiili çalışmanın kesin şekilde ispat edilmesi gerektiğini belirterek davayı reddetti. Mahkeme, davacının tarafından bildirilen ve resmi olarak tespit edilen komşu işyeri tanıklarının, kesintisiz çalışma iddiasını doğruladığını, ifadelerinin birbirleriyle uyumlu olduğunu ve bordro tanığının beyanlarıyla da uyumlu olduğunu belirtti. Tüm deliller ve tanık beyanları dikkate alındığında, davacının davalıya ait işyerinde çalıştığı sonucuna varılarak davanın kabul edilmesine karar verildi. SGK kararı temyize götürdü. Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi itirazı reddetti. SGK bu kez kararı Yargıtay'a taşıdı.

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi, zamanaşımı sebebiyle kararın bozulması gerektiğine hükmetti. Dava yeniden görüldüğünde Mahkeme, ilk kararında direndi. SGK'nın temyiz etmesi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu devreye girdi.

Davalı işverenin bildirim yapmaması sebep gösterildi. Genel Kurul kararına göre, davalı işveren tarafından 24 Nisan 2000-03 Mayıs 2000 tarihleri arasında davacı adına hizmet bildirimi yapıldığı, ancak davacının talep ettiği ve uyuşmazlık konusunu oluşturan 01 Nisan 1999-23 Nisan 2000 tarihleri arasındaki çalışma döneminde davalı işveren tarafından bildirim yapılmadığına dikkat çekildi.

Kararda şu ifadelere yer verildi:

"Bildirim öncesi çalışma süresi bakımından 24 Nisan 2000-03 Mayıs 2000 tarihleri arasındaki çalışma döneminin geçtiği yılın sonundan itibaren 5 yıl içinde dava açılması gerektiği, ancak eldeki davanın 05 Kasım 2020 tarihinde açıldığı gözetildiğinde, uyuşmazlık konusu 01 Nisan 1999-23 Nisan 2000 tarihleri arasındaki bildirim öncesi çalışma dönemi yönünden hak düşürücü sürenin geçtiği sonucuna ulaşılmıştır. Hukuk Genel Kurulu görüşmeleri sırasında, davacının 24 Nisan 2000-03 Mayıs 2000 tarihleri arasında Kuruma bildirilen hizmetleri sebebiyle dava konusu dönemle birleşen blok çalışmalarının bulunması halinde, davanın yasal dayanağını oluşturan ve 5510 sayılı Kanun'un 86. maddesi ile paralel düzenleme içeren 506 sayılı Kanun'un 79. maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin dolduğundan söz etmenin mümkün olmadığı konuşulmuştur. Bu nedenle direnme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan bozma sebebine göre incelenmeyen davanın esasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir. Dolayısıyla Hukuk Genel Kurulu tarafından benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki hükümde direnilmesi doğru olmamıştır."

Bakmadan Geçme