Fatih Perihan'dan Kıssadan Hisseler...

Resûlullah (s.a.v) buyurdu ki: 'Her kim Şa'ban ayına değer verir, onda Allah-u Teâlâ'dan sakınırsa, taatıyla amel ederse, Allah-u Teâlâ onun günahlarını bağışlar ve o sene vuku bulacak tüm belâlardan ve hastalıklardan kendini emin kılar.'

"Şa'ban cehenneme bir kalkandır."
"Şa'ban ayı benim ayımdır. Kim Şa'ban ayına değer verirse muhakkak ki o, benim emrime önem vermiş olur. Benim emrimi büyük tutana ise, ben kıyâmet günü öncü bir kurtarıcı ve iyi bir hazırlık olurum." (Dürret'ül Vâizîn)
Şa'ban ayında oruç
Resûlullah (s.a.v) buyurdu ki: "Şa'ban cehenneme bir kal-kandır. Bana kavuşmak isteyen üç günde olsa onda oruç tutsun."
"Ramazan ayının orucu için Şa'ban orucu ile bedenlerinizi temizleyin. Hangi kul üç gün oruç tutup ifardan önce bana defalarca salavat okursa mutlaka geçmiş günahları bağışlanır. Allah-u Teâlâ bu ayda üçyüz rahmet kapısı açar."
Şa'ban-ı Şerifin İlk ve Son Perşembe Orucu:
Resûlullah (s.a.v) buyurdu ki: "Şa'ban'ın ilk ve son perşembesini oruçla geçireni rahmeti ile cennete girdirmek Allah-u Teâlâ üzerine bir hak olur" (Mecalis)
Şa'ban'ın Başında, Ortasında, Sonunda Oruç:
Resûlullah (s.a.v.) buyurdu ki: "Her kim Şa'ban'ın başında ortasında ve sonunda üç gün oruç tutarsa Allah-u Teâlâ ona yetmiş peygamber sevabı yazar. Yetmiş sene ibâdet etmiş gibi olur. O sene ölürse şehid olarak ölür"
Şa'ban Ayının 13-14-15 Günü Oruçları:
"Şa'ban ayının 13-14-15. günlerini oruçlu geçirene Allah (c.c.) birinci güne üç bin sene, ikinci gününede üçbin sene, üçüncü günde onüçbin senelik ecir verir."(Suyuti)
"On beşinci gün olan berât gününün orucuna rağbet edin. O günü cinler, kuşlar, yabani hayvanlar, balıklar, böcekler oruçlu geçirir"  buyrulmuştur.
Şa'ban-ı Şerifin Son Pazartesi Orucu :
Abdullah (r.a.)'ın bildirdiği Hadîs-i Şerîfte: "Her kim Şa'ban'ın son pazartesini oruçlu geçirirse, günahları bağışlanır."
"Şüphesiz Allah (c.c.) o sene ölecekleri bu ayda yazar. Bende ecelim geldiğinde oruçlu olmayı seviyorum" buyurdu.
Ümmü Seleme (r.anhâ), Resûlullah'ın (s.a.v.) Ramazan'dan sonra en çok Şa'ban ayında oruç tuttuğunu bildirmiştir.
Hz. Enes'in (r.a.) oruçların en üstünü hangisidir? Sorusuna Resûlullah (s.a.v.) cevab olarak: " Oruçların en üstünü Ramazan-ı şerife ta'zîm ve hürmet için Şa'ban ayında tutulan oruçtur"buyurmuştur.                        
Peygamber Efendimiz'in Hayatı
Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) Yüce Allah tarafından ''alemlere rahmet'' ve ''son peygamber'' olarak gönderilmiştir. Kur'an-ı Kerim'de onun insanlığa ''en güzel örnek'' olduğu ifade edilmiştir. Öte yandan onun bir ''beşer'' olduğu da vurgulanmıştır. Dolayısıyla o hem dünya hayatının şartlarına tabi bir beşer hem de ilahi vahye muhatap olan bir peygamberdir. Hz. Muhammed sadece bir peygamber olarak ilahi mesajı aktarmakla kalmamış aynı zamanda bir fert, bir aile reisi, bir eğitimci, bir devlet başkanı, bir hakim ve bir kumandan olarak bu mesajı hayatına yansıtmış ve örnek bir kişilik sergilemiştir. Sahip olduğu üstün özellikler sebebiyledir ki, Hz. Peygamber on beş asır boyunca bütün müslümanların gönlünde taht kurmuştur. O sadece müslümanlar için değil, tarihin akışını değiştiren bir insan olarak da dünya tarihi açısından önemlidir. 7. yüzyıldan itibaren Asya, Afrika ve Avrupa'nın önemli bir kısmına yayılarak edebiyattan mimariye, siyasetten ekonomiye hukuktan felsefesye kalıcı izler bırakan İslam kültür ve medeniyeti temelde onun etrafında şekillenmiştir. Bundan dolayıdır ki, müslüman olmayanlar da ona bir şekilde ilgi duymuş ve gerek Doğu'da gerekse Batı'da hakkında en çok eser yazılan şahısların başında yer almıştır.
Hz. Peygamber'in 63 yıllık hayatına bir bütün oalrak bakıldığında 40 yılının peygamberlik öncesine ait olduğu görülür ki, bu da ömrünün yaklaşık üçte ikisine karşılık gelmektedir. Resulullah'ın (s.a.v) doğumu, çocukluğu, gençliği, ticari faaliyetleri, Hz. Hatice, ile evliliği çocuklarının dünyaya gelip büyümeleri ve Kabe hakemliği bu dönemde gerçekleşmiştir. Daha önemlisi o bu dönemde ilahi bir yolla peygamberliğin ağır yükünü taşıyabilecek şekilde hazırlanmış ve toplumun bu mesaja kulak vermesini kolaylaştıracak güvenilir kişiliği bu dönemde oluşmuştur. Nitekim onun bu dönemde Mekke toplumunda ki adı ''Muhammed-ül Emin''dir. Hz. Muhammed'in doğumundan peygamberliğine kadar kırk yılını geçirdiği Cahiliye toplumunda nasıl bir kişilik sergilediğini kavramak bütün müslümanlar için önemli olduğu gibi, peygamberlik sonrası hayatını değerlendirebilmek açısından da gereklidir.

Bakmadan Geçme