Sanatçı Şafak Sezer bu ülkenin yetiştirdiği en değerli komedi sanatçılarındandı. O'nu Vizontele filmindeki sinemacının sünepe oğlu rolüyle sevmiştik. Ardından yeni filmler ve dizilerle yıldızı parladı.
Gün geldi Taksim Gezi Parkı eylemlerini bir sanatçı olarak ve en doğal demokratik hakkı olarak destekledi.
Bir süre sonra Kolpaçino filminin başaktörünün filmi koptu. Hiç gerek yokken özür dileme faslına geçti.
Geçmişe dönük süren bir mahkemesi vardı ve bir GSM şirketinin reklâmlarında iyi rol kesip haklı olarak iyide para kazanıyordu.
Birden film koptu dedim ya… Şafak Sezer halkının çok sevdiği bir oyuncu iken sosyal paylaşım sitelerinde en çok eleştirilen sanatçı oldu. Eleştirilerden bunalınca da mavi kuş amblemli sosyal paylaşım sitesine mesajlar döşeyip üste çıkmaya çalıştı. Bu duygusal tepkisi ile de gerçek velinimeti olan milyonlarca insanın gözünden ve gönlünden düşüp paramparça oldu.
Bilmeliydi ki bizim halkımız çok şeyi affederdi ama dönekliği, tükürdüğünü yalayanları asla sevmez ve affetmezdi. Özür dilediği insanın da şimdiye kadar yol ve dava arkadaşları hakkında (kendisini acımasıca eleştirdiklerine rağmen) tek bir sitem ve eleştiri yapmadığını biliyoruz.
Doğrudur… İnsan yanlışı varsa özür diler… Yiğitçe özeleştirisini yapar. Ancak bu değerli sanatçının kendisini değersizleştirdiği çark edişinin Gezi Parkı eylemleriyle ilgili olması durup iyi düşünmesini gerektiriyordu. Gezi Parkı bu ülkede dediğim dedikçiliğe karşı başlatılmış; çevreci, kırıp dökmeden dileklerini, düşüncelerini yönetenlere ulaştırmaya çalıştığı en naif eylemlerdendi. O eylemler ülkemiz adına işaret fişekleriydi. Onları desteklemek de hem sokaktaki insanın, hem de sanatçıların Anayasal haklarındandı.
Onları çimdiklemek en çok da sanatçıların duruşları ve eylemler karşısında koyacakları tavırla olabilirdi. Yürekli olan sanatçılar bu duruşu gösterebildi. Ancak "Benden sonrası tufan…" diyenler ya sessiz kaldı, ya da Şafak Sezer gibi özür pozisyonuna geçti.
Bugün gündeme şak diye Şafak Sezer için ablasının söylediği "Fırıldak!" Sözü düştü.
Gerçek bir sanatçıya söylenmeyecek böyle bir sözü muhatabının hak edip etmediğine de elbetteki halk karar verecek.
Sosyal paylaşım sitelerindeki yorumları doğrusu her kes gibi bende çok merak ediyorum.
Bakalım Şafak Sezer, ablasına kendisini affettirebilecek mi? Görünen o ki gözden düşenin, gönülden de düşmesinin kaçınılmaz sonu yaşadığımız günlerin ibretlerinden biri olarak hafızalara yazılacaktır.
Yazık! Mükemmel bir sanat çıkışının böyle bir düşüşü olmamalıydı…
Gün geldi Taksim Gezi Parkı eylemlerini bir sanatçı olarak ve en doğal demokratik hakkı olarak destekledi.
Bir süre sonra Kolpaçino filminin başaktörünün filmi koptu. Hiç gerek yokken özür dileme faslına geçti.
Geçmişe dönük süren bir mahkemesi vardı ve bir GSM şirketinin reklâmlarında iyi rol kesip haklı olarak iyide para kazanıyordu.
Birden film koptu dedim ya… Şafak Sezer halkının çok sevdiği bir oyuncu iken sosyal paylaşım sitelerinde en çok eleştirilen sanatçı oldu. Eleştirilerden bunalınca da mavi kuş amblemli sosyal paylaşım sitesine mesajlar döşeyip üste çıkmaya çalıştı. Bu duygusal tepkisi ile de gerçek velinimeti olan milyonlarca insanın gözünden ve gönlünden düşüp paramparça oldu.
Bilmeliydi ki bizim halkımız çok şeyi affederdi ama dönekliği, tükürdüğünü yalayanları asla sevmez ve affetmezdi. Özür dilediği insanın da şimdiye kadar yol ve dava arkadaşları hakkında (kendisini acımasıca eleştirdiklerine rağmen) tek bir sitem ve eleştiri yapmadığını biliyoruz.
Doğrudur… İnsan yanlışı varsa özür diler… Yiğitçe özeleştirisini yapar. Ancak bu değerli sanatçının kendisini değersizleştirdiği çark edişinin Gezi Parkı eylemleriyle ilgili olması durup iyi düşünmesini gerektiriyordu. Gezi Parkı bu ülkede dediğim dedikçiliğe karşı başlatılmış; çevreci, kırıp dökmeden dileklerini, düşüncelerini yönetenlere ulaştırmaya çalıştığı en naif eylemlerdendi. O eylemler ülkemiz adına işaret fişekleriydi. Onları desteklemek de hem sokaktaki insanın, hem de sanatçıların Anayasal haklarındandı.
Onları çimdiklemek en çok da sanatçıların duruşları ve eylemler karşısında koyacakları tavırla olabilirdi. Yürekli olan sanatçılar bu duruşu gösterebildi. Ancak "Benden sonrası tufan…" diyenler ya sessiz kaldı, ya da Şafak Sezer gibi özür pozisyonuna geçti.
Bugün gündeme şak diye Şafak Sezer için ablasının söylediği "Fırıldak!" Sözü düştü.
Gerçek bir sanatçıya söylenmeyecek böyle bir sözü muhatabının hak edip etmediğine de elbetteki halk karar verecek.
Sosyal paylaşım sitelerindeki yorumları doğrusu her kes gibi bende çok merak ediyorum.
Bakalım Şafak Sezer, ablasına kendisini affettirebilecek mi? Görünen o ki gözden düşenin, gönülden de düşmesinin kaçınılmaz sonu yaşadığımız günlerin ibretlerinden biri olarak hafızalara yazılacaktır.
Yazık! Mükemmel bir sanat çıkışının böyle bir düşüşü olmamalıydı…