Gazete manşetleri

                                                
Henüz sabahtı ve Kemal Kılıçdaroğlu'na, Devlet Bahçeli'ye, Selahattin Demirtaş'a gelen ilk telefon Başbakandandı:
"Sabah kahvaltısında birlikte olalım ve bugün ülkemizin güzel bir gün yaşaması için neler yapacağımızı söyleşelim." Davetini taşıyordu.
YÖK Başkanı o sabah bir başka görevle meşguldü. Kararlaştırdıkları olayın yazılı metnini inceliyor son düzeltmelerini yapıyordu:
"Yüksek öğrenim gençliğine 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı arifesinde şık bir sürpriz yapılacağı ve üniversite harçlarının tümden kaldırılacağını…"
Yaşı altmışa dayanmış memurların ve işçilerin o akşam sevincinden uyuyamayacağı talimat üzerinde Maliye Bakanı özel bir çalışma yapıyor:
"Emekli olma kararını alacak emekliliği gelip geçmişler için devrim niteliğinde bir karar alınmıştır. Memur ve işçi emekli olduğunda emeklilik maaşından kesilen yüzde otuzluk oranın kesimi ortadan kaldırılmıştır. Bu kararla devlet kadrolarına iş bekleyen gençlerin atanmasına da olanak sağlanacaktır." Şeklindeki basın açıklamasının son şeklini veriyordu.
Adalet Bakanlığında ise farklı bir çalışmaya imza atıyordu:
"Hapishanelerdeki tüm düşünce ve inanç tutuklularının dosyaları kırk sekiz saat içinde özgürlük kararlarıyla kapatılacak, siyasallaşmış mahkeme kararlarına ivedilikle son verilecek, yanlış değerlendirme yorumlarıyla tutuklanmış insanlardan özür dilenecek ve kendilerine yasal çerçeve içinde devlet tarafından tazminat ödenecek."
Kadından Sorumlu Devlet Bakanı günün ilerleyen saatlerinde sosyologlar ve psikologlarla yapacağı toplantıda:
"Kadına şiddet uygulayan kim olursa olsun yargılandıktan ve hüküm giydikten sonra bile psikolojik destek alacak." Konusunu görüşecekti.
Bir araya gelen akil adamların gündeminde parlamentoyu oluşturan tüm üyelerle görüşme yapılacaktı. Ortak mesaj:
"Milletin iradesiyle görev yapanlar siyasi parti görüşlerinden ziyade vicdanlarının sesine kulak verecek ve milletin bütünlüğünü sağlayacağı çalışmalarını yoğunlaştıracak."
Dünya Barış Örgütleri ise bir bildiri hazırlıyordu:
"Dağlarda, ovalarda, kentlerde hayatlarını kirli bir savaşta yitiren canların aileleri bir araya gelecek el ele ve omuz omuza kardeşlik ve barış şarkıları söyleyerek Anadolu'nun uçsuz bucaksız bereketli toprakları üzerinde yüreklerindeki beyaz güvercinleri uçuracak."
İşsizlik için yoğun bir çalışma yürüten Sosyal ve Çalışma Bakanlığında hazırlanan raporda da:
"İşsizliği büyüten eğitim ve üretim ilişkilerindeki yanılgılardan vazgeçilecek. Üretim alanlarının gereksinimleri kadar alan eğitimleri uygulanacak. Her hangi bir nedenle işini kısa süreli kaybeden çalışanın yeni bir iş olanağına kadar sosyal güvencesi devlet olacak." Yer alıyordu.
Bir başka alanda da basın ve yayın özgürlüğü için hayati kararlar:
"Medyayı oluşturan kurumların gerçek yönetici ve patronları meslekten yetişen yetkin gazeteciler olacak. Basın hürdür, sansür edilemez sözüne baskı da uygulanamaz ilavesi yapılacak, yayınlanan haberlerde, yazılan yorumlarda muhatap alınanların onur ve haysiyetleri basın emekçileri tarafından insanlık onuru adına gözetilecek." Çerçevesi içinde değerlendiriliyordu.
İşte böyle sevgili okurlarım.
Bugün 1 Nisan!
Hazır geleneksel şaka günü gelmişken aklıma gelen yukarıdaki düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istedim. İsterdim ki bu yazdıklarım Nisan 1 şakası yerine gerçek olsun ve bir sabah okuduğumuz gazetelerin sekiz sütununa manşet olsun.

 
Yorumlar 1

Bakmadan Geçme