Geçmişin özeleştirisi
Koca bir yıl daha devrilip gidiyor ömürlerimizden. Geriye kalan tortusunda acılarımız, kederlerimiz ve mutluluklarımız var.
Elbette ki dünü yâd ederken:
"Eh işte gelip geçti."Diyemeyiz. Çünkü dün bugünden karar vereceğimiz ve yönünü belirleyeceğimiz yarınların basamağıdır.
Sevindirici olan yanı içinde günahların olmaması, kul hakkının gasp edilmemesi, mazlumun ahının alınmamasıdır.
Bugün, dünü düşünürken mutlu eden doğrularımız, yalınlığımız ve yüreğimizin suça batmayan hafifliğidir. Bunu başaramayanlar dün gibi bugün de yalanlarla, aldatmalarla, sömürdükleri hayatların yükünün vebalini taşıyarak yollarına devam edeceklerdir. Ancak onurları ve şerefleri, erdemlilikleri hep tartışılır olacak. Geride bırakacakları iz ışık yerine lekeli gölgeler olup peşlerini asla bırakmayacak.
Birey yaşananlardan:
"Ben suçsuzum." Gerekçesiyle toplumsal hayatın içinde kurgulanmış yanlışlıklardan kendini soyutlayamaz. Çünkü her insan yaşadığı toplumsal hayatın bir parçasıdır. Var olan haksızlıklardan da, haklılıklardan da sorumludur. Özetle bir mıh bir nalı, bir nal bir atı ve bir atın da bir mağlubiyeti kurtaracağı örneğinde olduğu gibi. Ya da büyük yanılgılara yol açan olaylar karşısında özgür bir tavrın yaratacağı kelebek etkisi gibi.
Acılı, ağıtlı bir yıl yaşadık takvimlerde 2015 yazarken…
Bugün kaybettim diyenler kendi öz değerleri içinde aslında kazananlar olduklarını unutmamalıdırlar. Bazen onurlu bir mağlubiyet bile içinde ayak oyunlarının ve kurt kapanlarının bulunduğu zaferlerden çok daha değerlidir. Çünkü kaybedenlerin onurları ve özverileri toprak altında filizlenmeye yüz tutmuş bir tohum gibidir. Tohumun uç verip, gün ışığıyla buluşmasına engel olan nedenler irdelendiğinde ve çözüm üretildiğinde güzel günlere erişilmesi mutlaktır.
Bu duygularla savaşsız ve sömürüsüz bir dünya olması için çaba gösterenlere, geçmişin özeleştirisini yürekten yapanlara selam olsun diyor, barış ve kardeşlik türküleriyle yoğrulacak güzel bir yıl diliyorum.