Geçmişten çok önemli bir anı

Kadersiz memleketim. Kimleri adam ettin. Kimler seni kullandı. Kimler seni sömürdü. Beş para etmez bir çok kalitesiz adamı Milletvekili ettin. Para sahibi ettin. Mevki sahibi ettin. Hatta Bakan ettin. Peki onlar senin için ne yaptılar? Görelim

Değerli Van'lı hemşehrilerim, Memleketimize ihanet eden bu kalitesiz insanları sizlere anlatmak zorunda olduğuma inanıyorum. Anlatmaz isem vicdan azabı çekerim. Sorumluk bilinci ile hareket eden bir gazeteci olarak memleketime ve ülkeme yanlış yapan, Babam dahi olsa onu deşifre etmekten hiç bir zaman tereddüt etmedim, etmem…   Yanlış yapan herkes benden korksun.

Hizmet eden herkesi de başımın üstünde taşırım. Hiç kimsenin yaptığı yanlışlar ve haksızlıklar yanına kar kalmaz. Herkes haddini bilmelidir. Bu gün siyasi iktidarın nimetlerinden yararlanarak bunu kendi kişisel çıkarları için kullananlara diyorum ki yaptığınız iyi ve kötü işleriniz gizli kalmaz. Mutlaka duyulur. Mutlaka bilinir. Bu yazımda açıklayacağım gibi gelecekte de başka yürekli insanlar da sizleri açıklar.

10 Aralık 2010 tarihinde, Ankara Van Derneği olarak çok önemli ve çok ciddi bir konuyu gündemimize alarak bir çalışma başlattık. O dönemde ben "İdris ORTAKAYA" dernek başkanı olarak görev yapmaktaydım. O dönemde ve şimdi de Van'ın en büyük, en acil ve en önemli sorunu olarak Van Gölü’nün kirletilmesi olayı olduğuna inanmıştık. Halen de aynı inancımızı muhafaza etmekteyiz. Van Gölünü kirleten sebepleri ortadan kaldırıp ve Gölün temizlenmesi işinin yapılmasına ilişkin çalışmaların başlatılması için (bu çalışmalarımıza bilimsel bir içerik kazandırmak amacı ile) Almanya Hamburg Üniversitesi’nden Mikrobiyololjist Mr. Ulrich Braun ile yine aynı Üniversitede görevli Ptof. Ralf Otterpohl ve Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nden Su ürünleri Fakültesi Dekanı  Profesör Dr. Mustafa Sarı, Veteriner Fakültesi Dekanı Profesör Dr. Yakup Akgül ve İnşaat Fakültesi Öğretim üyelerinden Ahmet Hamdi Orhun da bizim bu çalışmalarımıza katılarak, katkı sunmuşlardır.

Zahir Kandaşoğlu Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı idi. VAN DENİZİ ÇALIŞTAYI’nı yapma kararını sayın Kandaşoğlu ile birlikte aldık. Van Ticaret Odası olarak 15 bin TL. katkı sunacağı sözünü verdi. Van Belediye Başkanı Bekir Kaya da 13 bin TL.  katkı sözü verdi. Geri kalan giderleri de Dernek olarak biz karşılayacaktık. Sayın Kandaşoğlu Oda Başkanlığından istifa etti. Kandaşoğlunun yerine gelen Oda yönetimi bu taahhüdü yerine getiremeyeceklerini söyleyerek, en fazla dört bin TL katkı sunacaklarını söylediler. Ve sundular. Sayın Kandaşoğlu kendi şirket hesabından 4 bin TL katkı sundu. Teşekkür ediyorum sevgili hemşehrime. Belediye, etkinliğimize tam kadro ile katıldı ancak bir lira dahi katkı sunmadılar. Cemil Avcı isimli Muradiyeli bir işadamı gecemize kalabalık bir gurupla katıldı. Gecede, açık artırmaya sunduğumuz sayın Mustafa Göral’ın resim tablosunu ben alacağım diyen iş adamı on bin TL ödeyeceğini taahhüt etti. Ödemedi. Misafirleriyle gecemize katılarak yiyip içtiklerinin de bedelini ödemedi. Bu giderlerin tamamı Derneğimize kaldı. Derneğin parası olmadığından, muhatap olarak ödeme gücüm olmamasına rağmen bizzat ben ödemek zorunda kaldım. Bu olumsuzlukları hiç önemsememekteyim. İyisiyle kötüsüyle herkes yaptığından utanır ya da övünür.

Gelelim esas meseleye. Beş bilim adamı ile Van gölünü çepeçevre dolaştık. Kirlenme nedenlerini tesbit ettik. 14 yerleşim alanının tamamının kanalizasyon çukuru olarak Van Gölünü seçtiklerini tesbit ettik. Her yerleşim alanından numuneler alarak tahliller yaptırdık. iki yüz sayfalık bir raporla hastalığı teşhis ederek çözüm önerilerimizi Van eski Valisi Sayın Münir Karaloğlu’na ve Van Belediye Başkanı sayın Bekir Kayaya teslim  ettik. Bu rapor o gün bugündür, herhangi bir işlem görmedi… Rafa kalktı…

Sonrasında, Van Denizi Çalıştayı ile yeni bir gündem oluşturalım istedik… Ankara Sürmeli Otelde sabah kahvaltısı ile başlayan ve akşama kadar devam eden bir ÇALIŞTAY gerçekleştirdik, gecede yemekli eğlence düzenledik. Katılımcılara ve TV kanallarına konu ile ilgili sunumlar yaptık… Oldukça renkli bir etkinlik ile gelen tüm misafirlerimizden de tam not aldık…

Peki, Çalıştayımıza davetli olan eski Bakanlardan Hüseyin Çelik ne yaptı? Beni telefonla arayarak, çalıştayımıza katılmayacaklarını söyledi. Neden katılmayacaklarını sordum. "Bizim Başbakanımız Van gölü derken, Kılıçdaroğlu Van Denizi söylemini kullandı. Siz de etkinliğinize,Van Denizi Çalıştayı dediğiniz için biz katılmıyoruz" dedi. Şaşkındım böyle mantıksız bir bahane olamaz dedim ve " Sayın Bakanım siz gelin Van gölü deyin. Böyle bir bahane olabilir mi? Size yakıştıramadım" dedim. Katılması için ısrar ettim. Ancak katılmamakta kesin kararlıydı. "Ben de siz bilirsiniz?" dedim ve telefon görüşmesini bitirdim.

Çaldıranlı iş adamı Fettah Taminceyi davet etmiştim. Geleceğine söz vermişti. Gecenin yapılacağı gün aradım Dubaiden gecemize katılmak için geldiğini söyledi. Katılabilseydi derneğimize bir daire aldırmayı planlamıştım. Hüseyin Çelik onun da gecemize katılmasını engelledi. Gülşen Orhan hanımefendi beni telefonla aradı, çalıştaya katılacağını söyledi. Ben kendisine, “kesin katılacaksanız, sizi protokol konuşmacısı olarak yazacağım” dedim. Kesinlikle katılacağını söyledi. Hüseyin efendi ona da talimat vererek katılmasını engelledi. Sabah sekreteri beni arayarak katılamayacağını bildirdi. Burhan Kayatürk Ankara Milletvekiliydi. Her etkinliğime katılmıştı. Van Denizi Çalıştayı’na da katıldı. İkram Dinçer tüm etkinliklerime katıldı. Her ikisine de teşekkür ediyorum.

Bu önemli etkinliğimizi es geçmeyen Hüseyin efendi toplantımızı provake etmek üzere  birilerini  görevlendirmişti. Bu pravakatör  bizim yaptığımız çalışmaların tamamını, kendilerinin  bizden daha önce yaptıklarını iddia ederek, çalışmalarımızı önemsemeyen bir konuşma yaptı. Tüm katılımcıların morali bozuldu. Sakinliği, sabırlı davranışları ile bizlere örnek olan ve on yıldan daha fazla Ankara Van Derneği Başkanlığını yapan avukat Hikmet Kandemir bile bu pravokatörün konuşmasından korkunç derecede rahatsız oldu. İsyan ederek. “Yaptıysanız nerede?" diye bir soru sordu. Cevap yok. Bu şahıs yapabileceği her türlü provakasyonlarına bizleri alet etmek istedi, ancak başarmasına izin vermedik. Konuşmasından sonra da toplantımızı terk etti.

Hüseyin Çelik keşke bana zarar vermiş olsaydı. Bana kötülük etmiş olsaydı. Bu kadar zoruma gitmezdi. Zararı Van’a ve Vanlılara olmuştur. Kötülüğü Van'a yapmıştır. Çalıştayımıza katılmış olsaydı, bize destek verseydi, eminim bugün Van Gölü’nün kirliliğinden bahsetmezdik. Van gölü şu anda can çekişiyor. Bu gidişle bu göl kanalizasyon çukuru haline dönüşecektir.Van bu adamı, ailesi ile birlikte zengin etti. Milletvekili etti. Bakan etti. Parti genel başkan yardımcısı  etti. Ama o ne yaptı? Hem Van’a hem Vanlıya hemde siyasi partisine ihanet etti.

Van Gölü benim hasretimdir. Bu Dünya harikasının içinde bulunduğu hastalıktan mutlaka kurtulmuş olması sağlanmalıdır. Böyle şerefli bir görev acaba hangi şerefli insanlara nasip olacaktır. Ben sayın Beşir Atalayın bu sorunumuzu çözebileceği inancını taşımaktayım. Neden Beşir Atalay? Bana göre Beşir Atalay’ın gerek Cumhurbaşkanı ve gerekse Başbakanımızın yanında önemli bir değeri vardır, diye düşünüyorum. Beşir Atalay bu partinin kurucusu ve çok önemli bir şahsiyetidir. Namuslu, dürüst bir insandır. On yıllık Bakanlıkları döneminde ismi hiç bir kötü olayla anılmamıştır. Pırıl pırıl bir değerimizdir. Sayın Atalay sayın Kayatürkle birlikte bizim bu önemli meselemizi Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımıza götürseler, eminim bir sonuç çıkacaktır. Bu sorunumuzu Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızdan başka hiç kimse çözemez. İsimlerini Van tarihine altın harflerle yazdırmak istiyorlarsa bu işi bitirsinler, yoksa bu yazımda eleştirdiğim adamlardan daha farklı bir yerde olamazlar. Ben Van’a kötülük yapmış olan Hüseyin Çelik’e Hakkımı helal etmiyorum. Allah'ın Adaletine havale ediyorum. Çünkü, Mevcut siyasi iktidarın hesap sormasını bekledik ancak, ufukta hesap sorulacağını gösteren bir işaret görülmemektedir.

Saygılarımla.

 

Bakmadan Geçme