Gençlik, siyaset ve istihdam

Şahbettin Uluat yazdı...

“Gençlik zorlu bir dönemeçtir.

Oradan dönüp mutluluğa da, mutsuzluğa da gidebilirsiniz.

Oradan dönüp varlığa, zenginliğe de, yokluğa yoksulluğa da gidebilirsiniz.

Oradan dönüp bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde inanca, evreni var eden güç karşısında saygıyla eğilmeye de, inançsızlığa da gidebilirsiniz.

Gençlikte, öncesinde ve sonrasında kimi gerçek ya da sanal dipsiz kuyulara düşebilir; çıkılması zor bataklıklara saplanıp büyük zamanlar kaybedebilirsiniz.

Moralinizi bozmak istemem ancak yeterince dikkatli olmazsanız, bu bataklıklardan bir kısmınız ömrünüzün sonuna kadar çıkamayabilirsiniz.“

(Gençliğin Kitabı, Şahbettin Ali, Gülnar Yayınları, Sf. 51)

*

Yukarıya kitabımdan kısa bir bölümünü aldığım “Gençlik Çokça Sorunun Sorulduğu Zorlu Bir Dönemeçtir” başlıklı yazımın muhatabı aynı zamanda kitabın da muhatabı olan gençlerimizdi.

Bu yazımda ve kitabın diğer bölümlerinde onlara gençliğin insan yaşamının en kritik dönemeci olduğunu hatırlatmak, çeşitli yazılarımla o dönemece bilinçli girmelerine katkı sağlamak istemiştim.

Ne var ki gençlik sorunları sadece o yaş dönemlerini yaşamakta olanların sorunları değildir. En az gençlerimiz kadar toplumun diğer kesimlerinin ve kurumlarının, yani ailelerin, siyasilerin ve devletin, eğitim yöneticilerinin ve kurumlarının da sorunudur.

Aileler, kuşaklar arası kültür farklılıklarının geçmişe oranla hızla arttığı bir dünyada kendilerinden gittikçe uzaklaşan gençlerle yakın, etkili ve sağlıklı bağlar kurmanın yollarını bulmak durumundadırlar. O ailelerin bir bölümü farkında olmasa da, pek çoğunun bu süreçte destek almaya da ihtiyacı vardır.

Bir kısmı oyuna, internete, sosyal medyaya yönelmiş eğitimli gençler ile gerçek dünya arasında bağ kurmak, onları ufuklarını kapatan, ruhlarını daraltan hatta bazen de depresyona sokan sıkıntılardan çekip çıkarmak ve mevcut koşullarda bir şekilde iş güç sahibi etmek kolay değildir.

Bu anlamda siyasilerin istihdamı arttıracak ekonomik ve sosyal politikalarını özenle ve tekrar tekrar gözden geçirmeleri, gençliğin önünü açacak çözümlere öncelikli olarak yoğunlaşmaları elzemdir.

Gençlik, siyasetin her yerde bu denli yoğun konuşulduğu ve hele ki oylarının talep edildiği bu anlamlı günlerde, özellikle ve herkes tarafından dikkate alınması gereken önemli bir konudur.

Pek çok gencimiz uzun yıllarını eğitime harcamış, önemli bir bölümü lisans ve ön lisans eğitimlerini tamamlamış iş, aş, eş sahibi olacak yaşa gelmiştir. Mevcut istihdam politikaları ile bunların bir kısmı doğru ya da yanlış işlerde çalışmaya başlamış olsa da henüz bu şansı elde edememiş olanların sayısı azımsanmayacak kadar çoktur.

 Bu gençlerin bir kısmının iş dışında ayrıca sosyal güvenlik sorunları da vardır.

Gençlerin iş anlamında öncelikli beklentileri eğitim görmüş oldukları alanlardır ve o alanların çoğu bugün için doludur. İstihdam alanı sınırlı ve mezunu çok bölümler bu anlamda ayrıca birer sıkıntı kaynağıdır.

Toplum olarak sahip olmakla övündüğümüz gençlerimiz, bizlerden beklentileri çok da büyük değildir. Onlar kaliteli, çağdaş yöntemlerle yapılan ve gerçek dünyada karşılığı olan bir eğitim ile aldıkları diplomaları değerlendirebilecekleri; karşılığında insan gibi yaşayabilecekleri geliri sağlayacak doğru iş alanlarının açılmasını istiyorlar. Bunu sağlayacak politikaların hayata geçirilmesini talep ediyorlar.

Bu arada kahvehanelerde, caddelerde, kafelerde vakit öldüren pek çok gencimiz yaşlanmakta olduklarını, değerlendirilemeyen potansiyel enerjilerinin boşa gittiğini de fark etmiyorlar.

Sonuç olarak bu gençlerin doğru sistemlere eleman olarak girip, doğru girişimlerin parçası olup rahatlaması ekonomik, psikolojik, sosyal anlamda toplumun da rahatlamasını sağlayacaktır.

Gençlerin oyuna talip bütün siyasi kesimlerin bu durumu dikkate almaları, plan ve programları ile propaganda konuşmalarında gençlik sorunlarına daha bir özenle ve ciddiyetle ve daha fazla eğilmeleri, daha yaratıcı ve gerçek çözümler bulup uygulamaya koymaları ülkemizin ve hepimizin yararına sonuçlar doğuracaktır.

 

Bakmadan Geçme