Gitmeler ve kalmalar üzerine…
Gitmeler vardır ki, gitme değildir. Bunu bazen dile getirmezsiniz, getiremezsiniz, getirecek fırsatı ve ortamı bulamazsınız.
Gitmeler vardır ki gitme değildir.
Bir yanımız gitmiş, bir yanımız kalmıştır.
Görünenimiz gitmiş, görünmeyenimiz kalmıştır.
Kalmalar vardır ki, kalma değildir.
Görünenimiz buharlaşmıştır.
Etiyle kemiğiyle kuşanırız gurbeti
Kimimiz etine dayar sırtını, öğrenir.
Öğrenir, yerleşir, genleşir.
Kimimiz kemiğine dayanır,
İncinir babam incinir.
Ş.U.
Gitmeler vardır ki, gitme değildir.
Bunu bazen dile getirmezsiniz, getiremezsiniz, getirecek fırsatı ve ortamı bulamazsınız.
Bazen de dile getirirsiniz, getirebilirsiniz; getirecek fırsatı ve ortamı bulursunuz. Anlatır da anlatırsınız karşınızda oturana ya da oturanlara. Öyle ki, kimi zaman dinleyenleri yoracak kadar uzun anlatırsınız. Onlar dinlemekten yorulur, siz anlatmaktan yorulmazsınız.
Memleketten gitmişsinizdir. Siz uzaklaştıkça o giderek büyümüştür içinizde, anlat anlat bitmez hale gelmiştir.
*
Elbette her gidişin bir nedeni vardır.
İş yoktur, küçük yerdir, ortalık gergindir, birileri kargaşa peşindedir. Eş dost hal hatır sormaz olmuştur. Yerliler gitmiş yerine yabancılar gelmiştir. Yeni kuşaklar eski insanlardan farklıdır, alışkanlıklar değişmiştir. Artık size dar geliyor, yetmiyordur. Daha çok sayıda ve farklı insanlarla tanışmak ya da daha büyük işler yapmak istiyorsunuzdur. Şehir büyümüş insanlar küçülmüştür. Şehir büyümüş insanlar yabancılaşmıştır.