Göç Yollarında Münizar ve Behiye

103 yıl önce yaşanan acılar, kayıplar, talanlar, dağılan aileler, kaybolan çocuklar bu şehrin insanlarının kaderini çizerken, 1915 Rus işgali ve Emeni ayaklanması Van şehrimizde birçok kırılmalara da neden olmuş. Bunu annemin anlattığı hatıralardan daha çok küçük yaşlarda öğrenmiştim.

103 yıl önce yaşanan acılar, kayıplar, talanlar, dağılan aileler, kaybolan çocuklar bu şehrin insanlarının kaderini çizerken, 1915 Rus işgali ve Emeni ayaklanması Van şehrimizde birçok kırılmalara da neden olmuş. Bunu annemin anlattığı hatıralardan daha çok küçük yaşlarda öğrenmiştim.

 

İçinde açlık, kıtlık, çaresizlik ve her türlü sömürünün yaşandığı göç yolları hikâyesi sadece birkaç ailenin değil, bir milletin dramını anlatıyordu aslında. Diğer aileler gibi ailem de bunu çok acı yaşamıştı.

 

"Ben henüz 5-6 yaşlarındaydım. Babam, Salihoğulları'ndan Abdul-Aziz Efendi, genç yaşında hayata veda eden annem ise Hacı Dervişlerden Sündüz Hanımdı. Annem öldükten sonra babam, Fatma Hanım'la evlenmişti. Bizler üvey annem Fatma ve çocukları Behiye, Münizar, Ahmet ve Zahide, ağabeylerim Surettin ve Zihni ile birlikte Eski Van'da yaşıyorduk. Tarlalarımızın çoğu ve hayvanlarımız Ayanis köyünde idi. O sebeple zaman zaman Ayanis köyünde de kalıyorduk. Van'da zorlu yıllar başlamıştı. Erkekler savaşa gidince tarla ve hayvanların bakımını ev halkı yapıyordu. Babam harpte, biz annem ve kardeşlerimle birlikte Ayanis'te idik.

 

Vali Cevdet Paşa'nın muhacirlik ilanının ardından Vanlılar yollara dökülmüştü. Ermeni çeteleri ile Rus askerlerinin geldiği haberini aldığımızda üvey annem ve ağabeylerimin ahırdaki hayvanlarımızın önlerine bolca ot ile leğenler dolusu su koyduklarını, ahırların kapılarını kilitleyip anahtarlarını damlara attıklarını hatırlıyorum. Evde yükte hafif pahada ağır ne varsa alıyordu büyüklerimiz. Büfenin içinde kalan fincanlara takılmıştı gözlerim. Kulplarıyla bir ipe dizdiğim fincanları boynuma ve belime takmıştım. Benim için en kıymetli eşyalar onlardı demek ki. Evimizden, topraklarımızdan gözlerimiz, yaşlı kaygılar içerisinde kaçarak ayrılıyorduk. Bizim gibi binlerce aile, çoluk-çocuk, genç, yaşlı kaçıyordu.

 

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Bakmadan Geçme