Göç yollarında

Van Erçek Gölünün konukları Allı Turnalar çoktan kanat çırptılar sıcak diyarlara.

Antalya’da tam da Cumhuriyet meydanının orta yerinde, Yivli Minarenin göğünde olağanüstü bir disiplinle dizilen ve kocaman bir V işareti oluşturan kırlangıçlar da yeni yaşam alanlarına göç ediyorlar.

Sadece fırtına kanatlı dostlarımız değil göç yollarına düşen.

Sosyal medyada dostlarımız, can arkadaşlarımız Oya Boysan, Gülfer Arifoğlu’nun ve nice kardeşlerimizin çocukları da okul yollarına uğurlandı.

Dualarla askere gönederilen elleri kınalı yiğitler var…

Göç yaşadığımız dünyanın alın yazısı.

Sıcak diyarlara, okullara, peygamber ocaklarına, iş ve ekmek ellerine göç katar katar…

Bir de zorunlu göç var ki yürek yakan…

Onlar mülteciler, başka yurtların merhametlerine sığınanlar.

Kaçış nedenleri savaş ve iç çatışmaların korkunç sonucu.

Göç duygusunu en çok doğup büyüdükleri memleketlerden kopan ve başka kentlerde yaşayanlar bilir.

Sosyal medyadaki Erik Değdirenler Grubunun üyelerinin yüzde doksanı gurbet kuşlarıdır.

Nedenleri basittir…

İş, ekmek, sağlık sorunu, evlilikler ve yöresel sorunların yarattığı nedenler.

Ama onların aklı ve yüreği hep doğup büyüdükleri yerlerde…

Bir türkü, bizim ellerden dolanıp gelen bir anı, al beni kollarına diyen bir fotoğrafta titrer yürekleri.

Siz sanırsınız ki onlar hep uzaktadır. Heyhat ki cisimleri gurbette, ruhları sıladadır.

Hani karşı çıkmıştık ya sonbaharın hüzün olduğu savına… Hani üretim mevsimidir demiştik ya… Öyledir. Ama bütün bunlara şu olguyu da eklemeliyiz… Sonbahar aynız zamanda göç mevsimidir.