Halide Edip Adıvar Mandacı Mıydı?

Tarihin çokça tartışılan konularından biri de Halide Edip Adıvar'ın mandacı olup olmaması meselesidir.

Tarihin çokça tartışılan konularından biri de Halide Edip Adıvar'ın mandacı olup olmaması meselesidir. Sultanahmet Meydanı'nda' Fatihlerin, Yavuzların, Kanunilerin ülkesi istiklalsiz kalamaz. 'Diye haykıran mitingin ateşli vaizi, iki evladını arkasında bırakarak Anadolu'ya geçen ve cephelerde bir erkek gibi dolaşan Kurtuluş Savaşı'nın onbaşı Halide'si ve yine yazılarıyla İstiklal Harbi'nin tüm heyecanını yurt sathına yansıtan usta kalemi, gerçekten de mandacı olabilir miydi? Dilerseniz mandanın ne olduğuna kısaca değinerek bu soruyu cevaplayalım.

 

Birinci Dünya Savaşı'na sonradan dâhil olan Amerika'nın başkanı Wilson, 14 maddeden oluşan bir barış programı yayınlamıştı. Bu programın 12. maddesi Osmanlı Devleti ile ilgiliydi. Bu madde, imparatorluğun Türklerle meskûn kesimlerinde devletin bağımsız olmasını öngörüyor, Türk hâkimiyeti altında bulunan diğer milletlere de muhtariyet öneriyordu. Savaşın sonu yaklaşıp Çanakkale harici cephelerde genel bir hüsran yaşanınca Türk kamuoyu için denebilir ki tek dayanak noktası bu 12. madde olmuştu.

 

Amerika kendi çıkarları için bu programı öne sürerken, Amerika'yı karşılarına almak istemeyen itilaf güçleri ise sömürgeciliklerine yeni bir kılıf olarak manda fikrini ortaya attılar. Bu fikirlerini hiç vakit kaybetmeden, yenilenlerin durumunun görüşüldüğü Paris Barış Konferansı'na sundular. Manda sistemine göre, yenilen devletlerden ayrılacak ülkeler Milletler Cemiyetine bırakılacak, Cemiyet ise henüz bağımsız olma yeteneğine sahip olmayan bu ülkelerin kendi kendilerini yönetmeye ehil hale gelebilmesine yardımcı olması için büyük bir devleti görevlendirecekti.

 

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Bakmadan Geçme