Hamal Arabası

Günün birinde Van tarihini yazacak birileri olursa, üç tekerlekli araba veya hamal arabasından bahsetmeden geçmemeli diye düşünüyorum, ben bu arabaları seviyordum, seviyorum.

Günün birinde Van tarihini yazacak birileri olursa, üç tekerlekli araba veya hamal arabasından bahsetmeden geçmemeli diye düşünüyorum, ben bu arabaları seviyordum, seviyorum. Çocukluk yıllarımızda şimdiki kadar vasıtalar haliyle yoktu, daha çok hamal arabalarıyla beraber yaylı dediğimiz at arabaları Van sokaklarında seyrüsefer ederdi. Elde olmayan sebeplerden dolayı atların çevreyi biraz kirletmesini saymazsak her ikisi de gayet çevreci araçlardı. Bu yazımda Üç tekerlekli arabayla olan bir anımı anlatmak istiyorum.

 

"Bugün bunu anlatmak istiyorum" diye başlayan cümleler bazen bizi hiç umulmadık mecralara, hiç umulmadık hatıralara, hiç umulmadık güzelliklere götürebiliyor. Bunun yanında İnsan yazmaya başlayınca ister istemez bambaşka konular, kişiler, mekânlar ortaya çıkabiliyor. Belki de bir başlığa takılıp kalmamak lazım. Başlığını beğenmeyip de okumadığımız bir yazı hiç ummadığımız güzellikleri kaçırmamıza sebep olabilir… İnsan, okuduğu kadar vardır!

 

Her ne kadar başlığımıza "Hamal Arabası" dediysek de birazda okuma sevdasını da anlatmaya çalışacağım. Rahmetli babam emekli olduktan sonra, eski Sebze Pazarı'nın kuzey tarafında TEKEL Binasının olduğu sokaktaki Divan Oteli ile Fırının tam karşısında ahşaptan yapılmış barakamsı küçük bir dükkânda kitap satmaya başladı. Bu dükkân Belediyeye aitti, bir süre bu işe orada devam ettikten sonra Van Belediyesi sebze halinin etrafına yeni dükkanlar yapmıştı, bu defada güney tarafına doğru bir dükkan babama düşmüştü.

 

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Bakmadan Geçme