Hastaneler profesyonellere teslim edilmeli
Aman kimse hasta olmasın. Hasta olan herkese acil şifalar diliyorum. Neyiniz olursa olsun, ama illaki sağlığınız yerinde olsun.
Aman kimse hasta olmasın.
Hasta olan herkese acil şifalar diliyorum.
Neyiniz olursa olsun, ama illaki sağlığınız yerinde olsun.
Hastalık, hasta denildi mi akla önce doktor sonra hastane geliyor.
Yakınlarımızdan " hastaneye gitmem" sözünü mutlaka duymuşsunuzdur. İnsanlarımızın birçoğunda hastane fobisi var. Hasta olur, yer yatak yatar, ama ısrarla hastaneye gitmeyi reddeder. Bunun çeşitli nedenleri var. Önemli nedenlerden biri hastanelerin itici, sağlıksız fiziki ortamları, hekim- hasta- personel ilişkisi ve hizmet kalitesidir.
Ülkemizde hasta tedavisinin bir devlet hizmeti olarak kabul görmesi, hasta tedavi hizmet standardının yükseltilmesi, her il halkına eşit olanak sağlanması, tedavi ve koruyucu hizmetlerin bir arada yürütülmesi yönünde çalışmalar 1950-1960 döneminde başlamış. Hızla değişen ve büyüyen, tedavi ve bakım fonksiyonlarının yanı sıra sağlık personelinin eğitimi ve tıbbi araştırma işlevlerini de yüklenen ve büyük miktarda bütçelere sahip olan hastanelerin günümüzde profesyonelce yönetilmesi artık bir zorunluluk haline gelmiştir. Birbirinden oldukça farklı çok sayıda bölüm ve gruplar aracılığıyla farklı disiplinlerde öğrenim görmüş personelin karşılıklı olarak tamamlayıcı, birbirine bağlı ve bağımlı faaliyet gösterdiği aşırı iş bölümü ve uzmanlaşmayı gerektiren hastanelerde birimler arası koordinasyon, planlama ve yönetimi büyük önem taşımaktadır.
Hastaların tedavi olup şifa bulması, hekimlerin tanı tedavilerinin yanı sıra hastanelerin sunduğu otelcilik hizmetleri ve ortamıyla da ilintilidir. Bu konuda unutmadığım bir olayı anlatayım; Ablam Van'da 2011'de geçirdiği basit bir rahatsızlık sonrası ayağıyla gittiği hastanede tuvaletlerin bir adım ötesinde bulunan yoğun bakıma yatırıldı. Sağlık emeklisi olduğundan " Bura çok pis, kokuyor. Ben enfeksiyon kapacağım "dedi. Sıkı durun. Hastanede bulaşan enfeksiyon nedeniyle kısa bir süre sonra hayatını kaybetti. Ablam gibi birçok hastanın da sağlıksız hastane koşulları nedeniyle hayatını kaybettiğine kısa süre içinde tanık oldum. Acımızın ardından hastanenin hijyen olmayan ortamını, ağır kokunun hakim olduğu berbat koşullarını, sorumsuzluğu başhekim yardımcısına anlatmak üzere makamına girdim. Beni dinleyen amatör yetkilinin çaresizliğini, yetersizliğini görünce içimden " kimi kime şikayet ediyorsun" diyerek derdimi anlatmaktan vazgeçerek dışarı çıktım. Ülkemizde her gün buna benzer binlerce olay meydana geliyor. Ama kimsenin haberi olmuyor.
Bazı kentlerimize son yıllarda çok sayıda modern, akıllı hastane yapılıyor. Ancak son teknolojiyle donanan hastanelerde bir süre sonra hekim, yardımcı sağlık personeli eksiliği ile yetersiz hastane yönetimleri sonucu sorunlar, şikayetler çığ gibi büyüyor. Kötü yönetilen modern hastane hastalara şifa dağıtmıyor.
Devlet ve üniversite hastanelerinin birçoğu siyasilerin niteliksiz yakınlarına, yandaşlarına iş ve makam bulma yerlerine dönüşmüş.