HER GÜN ÖMRÜMÜZDEN BİR YAPRAK DÜŞERKEN
Van Emekli Müftüsü Nimetullah Arvas yazdı
Zaman yaratıldığı günden bugüne ve Allahü Teala’nın takdir ettiği güne kadar devam edecektir. Zaman ve mekan Allahü Teala tarafından yaratılmıştır. Her geçen gün insanoğluna takdir edilen ömründen bir yaprak düşmektedir. Saniyeler dakikaları, dakikalar saatleri, saatler günleri, günler haftaları, haftalar ayları, aylar yılları takip etmektedir. 2021 yılını bitirmek üzereyiz. Miladi hesaba göre önümüzdeki Cumartesi günü 2021 yılını bitirip 2022 yılına ömrü olanlar girmiş olacaktır. Hazreti İsa’nın doğumunun yılbaşı ile hiçbir irtibatı yoktur. Miladi yılın sene başı Ocak ayının 1’idir. Hicri yılın sene başı ise 1 Muharrem’dir.
Her geçen gün ömrümüzden bir gün eksilmektedir. Yani, ölüme doğru yaklaşmış oluyoruz. Ölüm kelimesinin dillendirilmesi sevimsizdir. Ancak ölüm haktır. Herkes için muhakkaktır. İnsan ölmemek istiyorsa, ebedi hayatı yaşamak istiyorsa, onu yoktan yaratan yüce Allah’ın kendisine vadettiği cennetin kapısının tokmağına dokunmalıdır. İnananlar için ölüm, ölümsüzlüktür. Mevlana’nın vefat ettiği geceye Şeb-i Arus, yani kavuşma gecesi denilmiştir. Yunus Emre hazretleri ise gerçek aşıkların, yani müminlerin ölmeyeceğini, yok olmayacağını, ancak hayat tabakalarını değiştirdiklerini şu şekilde ifade etmiştir;
Yunus öldü diye salâ verirler Müminler için biyolojik ölüm gerçek bir ölüm değildir, ahiret hayatının başlangıcıdır. Miladi bir yılı geride bırakıyoruz. Kendimizi muhasebe etmeliyiz. Özeleştiri yapmalıyız. Hatta empati kurmalıyız. Geçirdiğimiz zaman diliminde manevi yönden kar zararlarımızı tefekkür etmeliyiz. Eğer içinde bulunduğumuz zaman geçmişimize göre daha iyi değilse o halde yanlışlıklarımız, eksikliklerimizi göz önünde bulundurmalıyız. Geleceğimiz geçmişimizden daha iyi değilse bir problem var demektir, hata var demektir. Çünkü insanoğlu hata işlemeye müsait yaratılmıştır. Hatalarını düzeltmek erdemliktir. Peygamberimiz ‘’ Bütün insanlar hata işler. Hata işleyenlerin en hayırlısı tövbe edenlerdir ’’ buyurmuştur. Allahü Teala yüce ve mukaddes kitabımız Kuran-ı Kerim’de bir çok ayeti kerimelerde bizleri günahlarımızın bağışlanması için tövbeye davet etmiş ve tövbeyi emretmiştir.
‘’Ey mü’minler, hep birlikte tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz!’’ (Nur 31)
Efendimiz ‘’ Günahlardan tövbe eden, günah işlememiş gibidir ’’ buyurmuştur. Yine Kuran-ı Kerim’de; ‘’Şüphesiz Allah çok tövbe edenleri sever, çok temizlenenleri sever.” (Bakara 222) buyurulmuştur.
Peygamberler masumdurlar. Günah işleyemezler. Onların dışında herkes günah işlemeye müsait yaratılmıştır. Allahü Teala tövbeleri kabul etmemiş olsaydı, tövbe edin buyurmazdı. İlk insan ve ilk peygamber olan Hazreti Adem’in henüz peygamber olmadan önce işlediği bir hatadan dolayı, tövbesini kabul ettiğine göre, hiç şüphesiz onun evlatlarının da tövbesini kabul eder. Yeter ki kul O’na yönelsin. Ancak tövbelerin kabulü için bazı şartlar gereklidir. Eğer işlenen günah kul hakkını içermiyor ise üç şart(koşul) gereklidir.
1-Günahtan derhal vazgeçmesi
2-Bir daha günahlara dönmemek üzere azmetmesi
3-İşlediği günahlardan pişmanlık duyması
Bazı alimler ‘’Tövbe pişmanlıktır’’ demişlerdir. Eğer işlenen günah kul hakkına giriyorsa bu hakkı eda etmesi gerekir. Tövbenin kurtuluşa, felaha vesile olduğu yukardaki ayetten de anlaşılmaktadır.
2021 yılını geride bırakıyoruz. Yeni bir seneye girmiş olacağız. Özeleştiri yapmamız gerekirken, yeni bir yıla giriyorum diye, gafletle, kötü hareket ve düşüncelerde bulunmak hiç de yakışık olmaz. Eğer İsa aleyhisselamın doğumu kutlanıyorsa, Allah’ın yasak ettiği haram kıldığı eylemlerle karşılamak iman ehline yakışmaz. Dünyaya hükmetmeye çalışan emperyalist güçlerin propagandalarına aldanmamalı, bozuk fikirlerine çanak tutmamalıyız. Onlar bazı günleri kendi ekonomik çıkarları için ihdas etmişlerdir. Bu şekilde bir taraftan insanları sömürüp zayıf düşürmek, diğer taraftan da sermayelerini güçlendirmeye vesile yapmak için bu propagandaları yapmaktadırlar. Başta Peygamber Efendimiz olmak üzere bütün peygamberlere salat ve selam olsun. İsa aleyhisselam, Allahü Teala tarafından gönderilmiş bir peygamberdir. Bir peygambere yakışmayan davranışlarla o peygamberi anmak en büyük kabahattir. Şunu hiç unutmamak lazım, Peygamberimiz ‘’Kim bir kavme benzerse, o da onlardandır’’ buyurmuştur. Gelin hep beraber tövbe edelim, haramlardan yüz çevirelim. Allah’ın mağfiretine sığınalım, merhametini dileyelim ki, O’nun razı olduğu kullarının zümresine girmiş olalım. Kuddusi Baba rahmetullahi aleyhi ne güzel söylemiş.
Ey rahmeti bol padişah
Hadden tecavüz eyledim
Utanmadım hiçbir zaman
Aslım bir damlacık meni
Gerçi çoktur fıskı fücûr
Günahımla dolar cihan
Adın senin gaffâr iken Gelecek zaman dilimlerimizin, yılımızın, yaşadığımız geçmiş yıllarımızdan daha iyi olması dileğiyle. Cumanız mübarek olsun.
Ölen hayvan imiş âşıklar ölmez.
Cürmüm ile geldim sana
Ben eyledim hadsiz günah
Cürmüm ile geldim sana
Günah deryasın boyladım
Malum sana ben neyledim
Cürmüm ile geldim sana
Ettim günah gizli ayân,
Vurma yüzüme el-amân
Cürmüm ile geldim sana
Halk eyledin ondan beni
Seviyorum rabbim seni
Cürmüm ile geldim sana
Sayılmaz bendeki kusur
Fakat senin adın gafur
Cürmüm ile geldim sana
Sana ayân zâhir nihan
Boldur sende elbet ihsan
Cürmüm ile geldim sana
Ayıp örten Settar iken
Kime gidem sen vâr iken
Cürmüm ile geldim sana