HOŞAP KALESİ İLGİ BEKLİYOR
Van'ın en önemli tarihi ve turistik değerlerinden biri olan Hoşap Kalesi ilgi bekliyor. Kazı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Mehmet Top, kalenin turizme kazandırılması için çalıştıklarını belirterek, 'Hoşap Kalesinde kazı çalışmalarımız 2007 yılında başladı. Kale'de elektrik ve su sorunu var. Bu sorunların giderilmesi için yetkililere çağrı yapmak istiyorum' dedi.
Burhan Ergin
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal, beraberindekilerle birlikte Hoşap Kalesi'nde Yrd. Doç. Mehmet Top başkanlığında devam eden kazı çalışmalarını yerinde inceledi.
“KAZI ÇALIŞMALARINDA YENİ BİLGİLERE ULAŞILIYOR”
Yapılan kazı çalışmalarından çok memnun olduklarını söyleyen Prof. Dr. Battal, “Hoşap Kalesi’nde yapılan kazılarda ortaya çıkarılan unsurlar, kalenin haşmetli yapısını ortaya koyan ana noktalarını hep birlikte müşahede ettik. 2007 yılında başlayan kazı çalışmaları hâlâ devam ediyor. Her yıl yeni unsurlara yeni bilgilere ulaşılıyor. Dolayısıyla bundan sonraki süreçte de bu kazılarla burada yeni unsurlar ortaya çıkarılacak. Kazı çalışmalarını sürdüren Yrd. Dr. Mehmet Top ve ekibini tebrik ediyorum” dedi.
“KALENİN TURİZME AÇILMASI GEREKİYOR”
Hoşap Kalesi’nin turizme kazandırılması gerektiğini belirten Battal, ““Her buldukları numuneyi çok iyi ve çok titiz bir şekilde değerlendirerek tarihi bekraundunda açıklığa kavuşturuyorlar. Özelikle Hoşap Kalesi gibi bu kadar güzel bir kalenin turizme çok etkin bir şekilde açılması gerekiyor. Bununla ilgili inşallah tanıtımlar çok daha etkin yapılmak suretiyle dünya turizmine, uluslararası ve ulusal turizme açılması gerektiği kanaatindeyiz. Hiç bir tarihi yapıda olmayan giriş kapısından tutun bütün ayrıntıları çok özel bir titizlikle yapılmış, çok özellikler taşıyan bir kaledir. Bunlar iyi bir şekilde tanıtıldığında Hoşap Kalesi turizme etkin bir şekilde kazandırılmış olacak. Biz kalenin turizme kazandırılması için gerekli çalışmaları yapıyoruz" ifadelerini kullandı.
“ÇALIŞMALAR 1992 YILINDA BAŞLADI”
Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Top ise, Hoşap Kalesi’nin Van’ın en önemli tarihsel mekanlarından biri olduğunu belirterek, “Bizim burayla tanışmamız 1992 yılında master çalışması ile başladı. Daha sonra bu çalışmamız Hoşap’taki Mahmudi Beylerine ait mimari eserler diye Kültür Bakanlığı tarafından kitaplaştırıldı ve kalenin önemi biraz daha öne çıkmış oldu. Tabi o dönemde kazı çalışmaları yapılmadığı için biz yüzeysel olarak bazı tanımlamalar yaptık. 2007 yılından itibaren Kültür Turizm Bakanlığına verdiğimiz proje ile başkanlığımda, burada kazı çalışmaları başlattık ve bu çalışmalar devam ediyor. Başta Kültür Turizm Bakanlığı, Yüzüncü Yıl Üniversitesi, yerelde Gürpınar Kaymakamlığı ve belediyelerin verdiği destekler ile bu çalışmaları sürdürüyoruz. Ekibimiz ve öğrencilerimiz her sene özverili bir şekilde burada çalışmalara katkı veriyorlar. Kalenin mimarisine bir bakacak olursak, genelde topografyaya uydurulmuş 4 katmanlı bir mimari özellik taşıyor. En üst kesimde seyir köşkü diye tanımladığımız, içerisinde hamam yapısı, kuş evi ve diğer yapıların yer aldığı bir birim yer alıyor. Bunun hemen altında harem mekanı bulunuyor. Doğu-batı mekanları olarak içinde bir çok alan bulunuyor. Bu da oldukça özelliklidir. Bir altındaki bölümde yani kazı alanımızda hamam yapıları, mutfak birimleri ve özellikle servis mekanlarının ortaya çıktığı bir alan var” şeklinde konuştu.
“HOŞAP KALESİ ESTETİK DEĞERE SAHİP”
Hoşap Kalesinin 17. yüzyılda büyük bir estetik değere sahip olduğunu ve Mahmudi Beylerinin yüksek kalitede yaşam oluşturduklarını ifade eden Top, “Kalenin en altında batı kesiminde ise 2016 yılından itibaren çalışmalara başladık. Burada mescit bölümü ile daha çok beyin misafirlerini ağırladığı mimari mekanlar bulunuyor. Bu sene burada yaptığımız çalışmalarda da 6 uçtaki burcun içerisindeki zemine indik. Osmanlı dönemine ait bulgularla karşılaştık. Urartu bulguları bu zeminde var. Bunlar genellikle kalede kullanılan alçı süslemeden oluşuyor. 17. yüzyılda büyük bir estetik değere sahip olduğunu ve burada yaşayan Mahmudi Beylerinin yüksek kalitede bir yaşam oluşturduklarını görebiliyoruz. Kalenin giriş burcundaki kapı orijinal özelliğini halen muhafaza ediyor. Onun üzerindeki kitabe, aslan figürleri ve girişten itibaren gördüğümüz su yapıları, hamamlar, diğer birimleriyle gerçekten Hoşap Kalesi mimari bakımından bir çok yapıya sahip olduğunu biz bu süreç içerisinde gördük. Ulusal ve uluslararası alanlarda, toplantılar ve basın aracılığıyla tanıtımlarını yaptık. Şu anda tek yapılması gereken Hoşap Kalesi’ne bakanlık, valilik, yerel yönetimlerce, büyükşehir belediyesinin biraz daha ilgisini artırmasıdır” dedi.
“KALEDE ELEKTRİK VE SU SORUNU VAR”
Hoşap Kalesinde yaşanan elektrik ve su sıkıntısını dile getiren Top, “Buranın biraz daha altyapısının çözümlenerek öncelikle burada bir karşılama merkezi yapılması gerekiyor ki, ziyaretçilerin hizmeti karşılanabilsin. Gelen misafirler burada ihtiyaçlarını karşılayabilsin, bu ortamda çaylarını içerek kaleyi ve diğer ortamları görebilsinler. Bunun yanı sıra içerisinin elektrik ile aydınlatılması, su ve altyapının yapılması gerekiyor. Bu zamanda bunlardan bahsetmek abes ama halende kalenin elektrik, su sorunundan ne yazık ki bahsediyoruz. Bir an önce bunların giderilmesi gerekiyor. Buraya biraz daha el atılır ve ilgi gösterilirse Hoşap Kalesi, Van’ın en önemli destinasyon merkezi, bir turizm merkezi olarak dikkati çekiyor. Hoşap Kalesi’nin 2010 yılında elektrik tesisatı kuruldu. O dönemde valilik nezdinde elektrik için burada bir altyapı çalışması oldu ve abonelik çalışması ihtiyaç görülmedi. Şu anda elektrik özelleştiği için VEDAŞ gelip buraya baktı ve 10 bin liralık bir elektrik borcu çıkardı. Bu tabi daha çok TEDAŞ döneminde kullanılan elektrik ama tamamını tahsis etmek istiyorlar. Şu anda kale müze müdürlüğünün uhdesinde yer alıyor. Daha önce özel idare bünyesinde yer alıyor, özel idare lağv edildikten sonra Müze Müdürlüğü bünyesine geçti. Onların bu işi biraz daha üstlenmesi ile bu işin çözülebileceğini düşünüyorum. Sadece bizim kalenin kime ait olduğunu bilelim dedi yetkililer. Bu şekilde kalenin elektriği verilecek” ifadelerini kullandı.
“KALE OSMANLI DÖNEMİNE AİT”
Hoşap Kalesi’nin Osmanlı dönemine ait olduğunu belirten Top, “Burada medreseler var. Şu anda kazı evi olarak kullandığımız bir mekan var. Bunun da bir kültür merkezi olarak üniversite ve yerel birimlerle birlikte bir projeye dönüştürülürse Hoşap Kalesi’nin çok daha iyi yerlere gelebileceğini düşünüyorum. Burası bir Osmanlı dönemi kalesidir. Çavuştepe Kalesi nasıl bir Urartu dönemi kalesiyse, Hoşap Kalesi temelden en üst birimine kadar bir Osmanlı kalesi olarak dikkatimizi çekiyor. Burada yaşayan yerel Mahmudi Beyleri burada Osmanlıya bağlı olarak yaşamlarını sürdürmüşler. 19. yüzyılın ortalarından itibaren kale terk edilmiş ve cumhuriyet dönemine bu şekilde intikal etmiş. 1979’dan itibaren kalede bir takım koruma çalışmaları başlamış. 2007 yılından bu yana da biz burada çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.
“VAN İÇİN AYIP VERİCİ BİR DURUM”
Hoşap Kalesi’nin ziyaretçilere kapalı kalmasına değinen Yrd. Doç. Dr. Top, “2005 yılında kaledeki bir takım yıkımlardan dolayı zorunlu olarak kale ziyarete kapatıldı. Şimdi o tehlikeler bizim kazı çalışmaları sonrasında, özellikle giriş kısmındaki duvarlar onarılmak suretiyle giderildi. Şu anda tabi ki yine tehlike var ama kısmi olarak gelen ziyaretçilere açılabilecek bir konumda. Bununla ilgili de Müze Müdürlüğü’nün yazışmalar ile bakanlıkla görüştüğünü biliyorum. Bir an önce bu bürokratik engeller kaldırılarak buranın hem güvenliği sağlanmalı hem de ziyaretçilere açılması gerekiyor. Biz gözlemliyoruz ki değişik yerlerden otobüsler ile hem yerli hem de yabancı ziyaretçiler geliyor. Biz burada olduğumuz süre içerisinde kendilerini içeriye alıyor ve gezdiriyoruz. Verdiğimiz bilgiler doğrultusunda çokta memnun kalıyorlar. Biz kazı çalışmalarını bitirip gittikten sonra kale kapalı kalıyor. Gelen ziyaretçiler kapıdan dönmek zorunda kalacaklar. Değişik bir yerden gelen bir misafirin kapıda kalması bu dönem içerisinde biz Vanlılar için ayıp oluşturuyor” diye konuştu.
“VAN’IN TARİHİ İLGİ ODAĞI OLMUYOR”
Van’ın tarihsel geçmişi olmasına rağmen yeteri kadar ilgi görmediğini anlatan Top, “Ben Türkiye genelinde Van özelinde 3 katmanlı bir yapıya sahip olduğunu düşünüyorum. Bunun alt katmanında pagan olan yani çok tanrılı inanç sistemine ait medeniyetler var. Mesele Urartu medeniyeti gibi. Onun üzerinde Orta Çağda burada yoğun bir biçimde Hristiyanlık var. İşte bu bölgede Akdamar Adası, Meryem Ana Manastırı gibi birçok örneği var. En üst kesimde de Selçuklularla birlikte burada İslam Medeniyeti ve mimarisi ağırlıklı olarak görünüyor. Buda Hoşap’taki İslam medeniyetinin unsurlarını üzerinde barındıran bir yer olma özelliğine sahiptir. Van’ın bu kadar tarihsel geçmişi olmasına rağmen yeteri kadar tarihi ilgi odağı olmuyor. Ben bütün çalışmalarımı Van’la ilgili yaptım. Yazdığım yazıları her yerde yayınladım paylaşılsın diye birçok insan bu yazılardan faydalanıyor. Geçtiğimiz günlerde Gürpınar Kaymakamlığına gittim. Hoşap Kalesi ile ilgili ellerinde hiçbir bilgi yok. Burada yapılan çalışmalarıda ne yazık ki bu yüzden göremiyorlar. Van’da bir kent arşivi ve müzesi bulunmuyor. En önemli sıkıntı tarihsel belleği ve buradaki çalışmaları muhafaza edecek bir kent arşivi ve müzesi yok. Belki tarihsel mekanlara ilgili olmaması birazda bundan kaynaklanıyor. Bir an önce burada bir belleğin içerisinde barındırılabilecek bir mekanın ve müzenin olması gerekiyor. Bizim burada kazı evi oluşturma gayretimizde bundan kaynaklıdır” şeklinde konuştu.
“HOŞAP KALESİ UNESCO’YA GİRMEDİ”
Hoşap Kalesi’nin UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne girmediğini söyleyen Top, “Burayla ilgili UNESCO çalışması ve rapor hazırlandı. Türkiye’de her halde UNESCO ile ilgili belli bir şişkinlik oluştu. Hoşap Kalesi’nin gerçekten geçici listeye alınması gerekiyor. Hazırladığımız dosyada bu içerikteydi. Ama Türkiye her halde kotayı doldurdu bu yüzden de Hoşap Kalesi liste dışı kaldı diye biliyorum. Buranın özelliğinin UNESCO’ya giremeyeceğinden dolayı değil veya dosya eksikliğinden dolayı değil. Biraz kotanın doldurulmasından kaynaklanan bir durumdur” dedi.