İç borçlanma

Başlığa bakarak ekonomi alanı ile ilgili bir şeyler yazacağımı sakın düşünmeyin.

Başlığa bakarak ekonomi alanı ile ilgili bir şeyler yazacağımı sakın düşünmeyin.

 

Genel paylaşımlarımı takip eden ve güzel yorumları ile düşüncelerime katkı sunan arkadaşlarım, benim öyle maddi ihtiyaçlara binaen ekonomiyi hayatımın odak noktasına yerleştirmeyeceğimi ve hayata dair beklentilerimde birincil etken yapmayacağımı bilirler. Elbette zorunlu ihtiyaçlarımızı karşılamak ve daha iyi yaşamak için maddi kazanca ihtiyacımız var. Bu konuyu tartışılmaz kılıp, hatta hayatımızı idame ettirmemiz yönünde kültürel aktiviteler ve turistik amaçlı gezip görmeleri bile zorunlu ihtiyaçlarımıza dahil edebiliriz.

 

Bu aralar dünyanın gezilebilecek en görkemli şehirlerinin videolarını izliyorum. İşte o zaman, "biraz daha maddi gelirimiz yüksek olsaydı, kaygısızca bu yerleri gezer görür ve dünya gözümüz açılırdı" diye iç geçirmiyor da değilim.

 

Neyse, dünyevi beklentilerimizi bir tarafa koyalım.

 

Şimdi iç borçlanmaya gelelim.

 

Hepimizin huzurlu, mutlu, sağlıklı yaşamasına engel teşkil eden şeylerin altında yatan nedenler, aslında ruhsal iç borçlanmamızdan ve hayal aleminden çıkıp bir türlü uyanamamaktan kaynaklı olabilir mi?

 

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ...

Bakmadan Geçme