İç Savaş Bir Kıvılcımla Doğar

Bu sözün sahibi bağlamacı Selehattin Demirtaştır. Bakınız daha neler söylüyor PKK’nın baş bağlamacısı : 'İç savaş bir kıvılcımla doğar. Kim çıkarttı bilinmez. Topraklar kana doymadan bitmez. Yogoslavya, Suriye, Bosna kötü örneklerdir. Bu durumda olmamıza rağmen Ülkenin Cumhurbaşkanı, bu iç savaş sürecini hızlandırmaya çalışıyor. Cizredeki kayıtsızlık örnektir.'

Aslında bağlamacı  efendi “bu söylediklerinin defalarca denendiğini hatırlamadan, untuurmaya çalışarak konuşuyor”… Ya da “yeni bir eylemin satır başlarından”  ön haber veriyor.

Hatırlayın! 6-7 ekim yakma, yıkma, başkaldırı olayları bir iç savaş provası değilmiydi… Deprem mağduru Erciş’te hedef göstererek, seçerek yaktıkları, yağmaladıkları iş yerleri iç savaç değildi de neydi? Bağlamacı o zaman çıkıp tepki göstererek konuştumu?  Devletin yumuşak tavrı “cesaretleriini alabildiğince artırmıştı”. İç savaş heveslileri istediklerini yapacakları kanaati oluşunca  “ÖZ YÖNETİM”  ilan etmeye başladılar.  Öz yönetim dedikleri;  Türkiye’yi bölüp parçalama, Kürdü Hırıstiyanlaştırma, gençlerimizi dinsizleştirme,    silah baronlarını  güçlendirme  projesidir.  Siz Türkiye’ye dümen olan bu  sosyalistlerin  ağzından birgün  “ kahrolsun emperyalizm” lafını duydunuz mu? Duyamassınız çünkü ordan besleniyorlar.

Bugün barış kavramı ölmden, kandan beslenenlerin  koruma  kılıfı haline gelerek inandırıcılığını kaybetmiştir.  Sözde barış isteyneler ülkedeki tüm ihanet çeteleriyle birlikte hareket etmektedir.  Türkiye’ye düşman olanlarla dost oldunuz. Kapı kapı gezerek ülkeyi Dünya devletlerine şikayet ettiniz. Yine bir şey tutturamadınız. Şimdi iç savaş martavalınıza kimi inandırabilirsiniz. İhanetnizi gören, başkalarının hesbına çalıştığınızı bilen Kürt halkı sizinle birlikte değildir. Kürtler Türk devletine olan güvenlerini tazeledi. Kürtler devletlerinin yanındadır. Kürt gençlerini ABD, Rusya, İran, Suriye, İngiliz  devletlerinin paralı askeri haline getirdiniz. Kürtlerin geleceğini mahvettiniz. O nedenle başta siz bağlamacı Selahattin Demirtaş  Kürtler ve Türkler ölürken endam kıran siz Figen  Yüksekdağ görevlerinizden derhal istifa etmelisiniz.

Bölgelerde insanları korku tüneli içine almıştınız. Kimse korkusundan fikrini beyan edemiyordu. Bugün vatandaşlar, devletin tavizsiz ve kararlı tutumundan cesaret alarak, devlete duydukları güvenle  konuşmaya başlamıştır. PKK’nın Kürt ve Türk halkının düşmanı olduğunu herkes açık biçimde seslendirmeye başlamıştır.

Kürt sanatçısı CİYEGAR lakaplı şahıs HDP’yi eleştirdiği için PKK’lılarca saldırıya uğrayarak hastanelik edilmiştir. Bu korku tünelini devam ettirmeye çalışanlar mutlaka bedel ödeyeceklerdir. Hiç kimse Kürt halkını susturamayacaktır. Kürtler devleti ile birlikte terör örgütünün karşısına dikilecektir. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Değerli sanatçımıza geçmiş olsun dileklerimi sunarken, Sayın İçişleri Bakanına sesleniyorum…  Bu saldırıları yapanlara karşı gereğini yapmalısınız. Açıklama yapanlara destek olmalısınız. Vatandaşla devlet arasında bir bütünlük sağlamalısınız. Devlet halkla birlikte mücadele etmelidir. Yabancılar hesabına çalışan  sözde solcu olan emperyalist güçlerin taşeronu  olan  PKK belasından ancak bu birliktelik sağlandığı taktirde kurtulabiliriz. Aksine bu bela devam edecektir.

Kendilerini akademisyen ve aydın olarak topluma lanse eden ve PKK’nın hazırladığı bildiriye imza atan, ucu dışarıda olan karanlık kişilerde zerre kadar vicdan, ahlak olsa saldırıya uğrayan Kürt sanatçımızı sahiplenerek bu eylemi yapanları protesto ederlerdi. Lakin onlar Türkiye’ye düşman olan herkesi severler, desteklerler.

Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız gecelerini gündüzlerine katarak, çalışmalarını sürdürmektedirler. Allah razı olsun. Kendilerini bu vatan için ortaya koyan bu güzel insanlara Allahtan yardım diliyorum. Her Bakan da bu iki insanın gayretli çalışmalarını kendilerine rehber edinmelidirler. Ülke için çok çalışmak gerekiyor. Çok büyük işler ve hizmetler hükümeti bekliyor. Tüm büokratların da canla başla çalışmaları gerekmektedir. Hizmetleri bir kaç kişinin sırtına yükleyemezsiniz. Çok çalışmalısınız. Yapılacak çok iş var. Kurumlara  kuruluşlara sızımış  bütün hainleri zaman geçirmeden ayıklamalısınız. Valileri, Kaymakamları, Emniyet müdürlerini, görevlileri gece gündüz çalıştırmalısınız. Devlet yanlızca Cumhurbaşkanı ve Başbakandan ibaret değildir. Devlet tüm kurum ve kuruluşları ile bir bütündür. Bu bütünlük içinde herkes üstüne düşen görevi  yapmak zorundadır.

Yetmiş yaşında Vanlı bir Kürdüm. Kürtlüğümle ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin vatandaşı olmaktan da onur duymaktayım.  . Yazılarımla ülkeme insanımıza hizmet ettiğim düşüncesindeyim. Terörü araç olarak kullanan ülkeler  ülkemizin her yerinde alçakça saldırılarına devam etmektedir. İnsanların araçları yakılıyor.

Herkesin bu konuda duyarlı davranmasının gereğine inanmaktayım. Her vatandaş ülkemize, aziz milletimize karşı açılan uluslararası savaşa karşı devletle birlikte olmalı. Duyarlı,  uyanık olmalı.  

Türkiye’nn büyüyüp gelişmesinden korkanlar ülkemize zarar vermek istiyorlar.

Her yurttaş dikkatli, sağduyulu olmak zorundadır.

Bu mesele hepimizin meselesidir.

Saygılarımla…

Bakmadan Geçme