İFLASLAR VE İNTİHARLAR YAŞANABİLİR
Vanlı sanayici ve işadamları Başbakan Binali Yıldırım tarafından Diyarbakır'da açıklanan 'Doğu ve Güneydoğu Yatırım Destek Hamlesi' Cazibe Merkezleri Programı' ile ilgili değerlendirmelerde bulundular. Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu üyeleri ve sanayiciler ciddi bir ekonomik kriz içinde olduklarını, bundan dolayı iflasların ve intiharların yaşanabileceğini söylediler.
İlhan Siyahtaş
Organize Sanayi Bölgesi'nde yatırım ve üretim yapan iş idamları Başbakan Binali Yıldırım'ın Diyarbakır'da açıkladığı "Doğu ve Güneydoğu Yatırım Destek Hamlesi" ile ilgili değerlendirmede bulundular. Organize Sanayi Bölgesi Fuar Merkezinde basın mensuplarıyla bir araya gelen iş adamları ciddi bir ekonomik kriz içinde olduklarını iflasların olabileceğini bundan dolayı da intihar olaylarının yaşanabileceği söylediler.
"Sanayicilerimizin görüş ve önerileri alınsın"
Bölge danışmanlarının önerisi ile hazırlanan ekonomik paketi desteklediklerini söyleyen Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Şemsettin Bozkurt, "Teşvik paketi düzenlenirken bu bölgede iş yapan sanayicilerimizin fikrine danışılmadı. Ne yazılı nede sözlü bir şekilde paket hazırlıyoruz denilmedi. Bölge danışmanlarının önerisi ile hazırlanan bu paketi destekliyoruz fakat eksikliğinin tamamlanmasını talep ediyoruz. Evet, çok olumlu bir girişim ancak mevcut sanayicilerimizin yürüyen aksamları yıpranmış. Bu aksamlara bir bakım, onarım ve yenileme destek gerekiyor. Paket kapsamında öncelikle mevcut yatırımcıların desteklenmesi gerekiyor. Bu destek sonrasında da gelecek olan yeni yatırımcılara ilham olabilsin. Bölgede üretim yapan büyük sanayicilerimiz var. Bunlar zorluklara göğüs gererek kentinden kaçmamış, başka ile göçmemişler. Dolayısıyla paketlerin doğru uygulanması için birikim sahibi sanayicilerimizin görüş ve önerilerinin alınmasını talep ediyoruz.
"Devlet işe bizim baktığımız noktadan bakmıyor"
Teşvik paketlerinin uzun ömürlü olması ve bölgeye katkı sağlayabilmesi için desteklerin iyi takip edilmesi gerektiğini kaydeden Bozkurt, "Bizim hayatımızı yönlendiren kanun yapıcılardır, siyasilerdir. Dolayısıyla devlet işe bizim baktığımız noktadan bakmıyor. Devlet eşitlik ilkesi açısından her bölgeye aynı bakmak zorunda, fakat bizim hassasiyetimiz bölgemizin Ortadoğu'ya yakın olması, dini ve etnik sorunlarımızın buradan kaşındırılması hasebiyle bu bölgeye özel teşvik yasalarının uygulanması lazım. Bu birçok ülkede var olan bir şey, Bölgemizin en az 20 yıl veya 50 yıl vergi ve SSK'lardan muaf edilmesi lazım. Bu destek sanayicimize sunulursa, sanayicilerimizin rekabet gücüde artar. Ama bu bölgeye öyle bir teşvik yapılırsa diğer bölgelerde kalkıp bize de özel teşvik verin der. Hal böyle olunca da devlet eşitlikçi yaklaşmak zorunda kalıyor. Dışarıdan gelecek olan bir yatırımcı burada 40 yıldır sanayicilik yapan birisi kadar sağlam duramaz. Bizim üzerinde durduğumuz asıl konu bu. Eski sanayicilerin desteklenmesini istiyoruz. Teşvik paketi ekonomi bakanlığı tarafından yapıldı. Paranın tasarrufu Sanayi bakanlığında, Sanayi Bakanlığımızla görüşmeye gittiğimizde bu detaylar üzerinde çalışmalar yapılıyordu. Bu konular nasıl desteklenebilinir üzerinde uzmanlar çalışıyordu. Bizim müdahale ettiğimiz zaman doğru bir zamandır. Hükümette çok kısa bir sürede paketi açıklamıştı. Bizde paketin hemen açıklanmasının arifesinde kaygılarımızı dile getirmiştik. Bizim çabalarımız sonuç verebilir. Şekillendiriliyor şuan. Uzmanlar daha çalışmalarını sürdürüyor Sanayi Bakanlığında. İnanıyoruz bu konuda hükümet üzerine düşeni yapacaktır. Biz yeter ki ayakları yere basan öneriler sunalım. Biz destekleneceğimiz konusunda umutluyuz. Bölgede yeni bir inşa süreci başlıyor. Ve inşa sürecinde bizim ürettiğimiz malların bu inşada kullanılacağını umuyoruz. En azından bu teşvik paketine bu konunun konulmasını talep ettik. Desteklenmekle ilgili 7 tane önerimizi sunduk ve teşvik paketine konulmasını talep ettik. Bu öneriler karşılık bulursa sanayicilerimiz huzur bulacaktır" Şeklinde konuştu.
"Memleketimizi terk etmemek için çabalıyoruz"
Organize Sanayi Bölgesinde sanayicilerin büyük bir ekonomik dar boğaz yaşadığını ve bundan dolayı iflaslar ile birlikte intiharların olabileceğini ileri süren Apex Boru ve Profil Fabrikası sahibi Hasan Perihanoğlu,"Geçtiğimiz günlerde ekonomik paket açıklandı. 1983 yılından bu yana bir sürü paket açıklanmıştır. Van'da yapılan bir toplantıda Sayın AK Parti Milletvekili Beşir Atalay'a taleplerimizi dile getirdik. Cazibe merkezi illerin oluşturulması için açıklanan pakette hep yeni yatırımcıların oluşması için vurgu yapılıyor ama mevcut sanayici iş adamlarından söz edilmiyor. Eski yani mevcut sanayici ve iş adamlarına size destek olalım birlikte istihdamı arttıralım denilmiyor. 1983 yılından bu yana çıkarılan teşvik yasalarının hiçbirinin mevzuatının doğru işlediğine inanmıyorum. 1990 yılında tek başıma kurmuş olduğum fabrikaya devletten teşvik desteği almama rağmen iki sefer iflasın eşiğine geldim, ama neticesinde toparladım. Biz kırk yıldır bu memleketi her şeye rağmen terketmemek için çabalayan işadamlarıyız. Hukuk devletlerinde piyasadaki parasal anlamdaki sıkıntılarda yani ekonominin daraldığı dönemlerde devlet piyasaya sıcak para aktarır. Ama bu yeni yatırımcı aramak ve sadece yeni yatırımcının oluşması için yeni teşvik yasaları çıkarmak değildir. Yeni teşvik yasaları yeni yatırımlar ile yeni ihaleler, yeni binalar, yeni yollar, yeni köprüler ile lokomotif sektörleri kalkındırıp harekete geçirip insanlara istihdam alanları oluşturmak adına yapılması gerekir" diye konuştu.
"İhalelerin şeffaf yapıldığı söylenemez"
İhalelerin merkezden yapıldığını, Vanlı sanayici ve iş adamlarının kentlerinde yapılacak ihalelerden yararlanamadığını belirten Hasan Perihanoğlu," Van'da tekstil kent diye bir yer kuruldu. 20 tane bina bitmek üzere ama yatırımcı bulamıyoruz o binalarda iş yapsın. Burada sizler güvenliği sağlayamadığınız sürece burada kırk yılı aşkın bir süredir yatırımı olan hatta yeni yeni yatırımları olan koca koca fabrikaları olan iş adamlarını göz ardı edip onlara güven veremedikten sonra yeni bir yatırımcı neden sanayici olsun. Yeni sanayiciler yaratmadığımız sürece bu şehirden çıkabilecek müteşebbisin dışında dışarıdan gelebilecek müteşebbisten bu kente yarar gelmez. İddia ediyorum dışarıdan gelecek firmalar bu memlekete hayır sağlamaz. Gelir yatırımı yapar üç ay sonra makinelerini alarak gider. Bu memleketi terk etmeyen 137 tane sanayici var. Deprem döneminde o dönem OSB başkanı olan Sinan Hakan ile birlikte Valimizin yanına gittik. Deprem döneminde hiçbir sanayiciden bir çivi dahi alınmadı. Organize sanayi bölgesinde üretilen hiçbir malzeme deprem döneminde yapılan hiçbir konut, okul vs gibi yatırımlarda kullanılmadı. Buradaki işçileri çalıştırmadılar, Van dışından işçi getirip burada çalıştırdılar. Burada ki müteahhitlere iş vermediler dışarıdaki müteahhitlere iş verdiler. İhaleler merkezden yapılıp Vanlı sanayici iş adamları ihalelerden yararlanamadı. Bugün içinde ihalelerin şeffaf yapıldığı söylenemez. Bu durumlar yaşanırken biz halen ayakta durmaya çalışıyoruz. Bize bizden başka biri yardım etmiyor. Şuan Van'daki kurumlara da mal satamıyoruz. Kurumlar ile bir diyaloğumuz yok. Çünkü Van'ın üreticilerine kapalılar. Hele ki bu son dönemde yaşadığımız darbe teşebbüsünden sonra insanlar bizim evraklarımıza imza dahi atmaktan korkuyor. Biz bu tarz sıkıntıları çözemediğimiz sürece bölgemizde hiçbir sorunu çözemeyiz ve ayakta durmamız çok zor" dedi.
"Büyük iflaslar intiharlar yaşanacak"
Bölgede çok sayıda iflasların olacağına, iflasların intiharların çoğalmasına sebebiyet vereceğine dikkat çeken Apex Boru ve Profil Fabrikası sahibi iş adamı Hasan Perihanoğlu yaşanan ekonomik kriz ile ilgili şunları söyledi: " Bu bölgedeki sanayici, tüccar, esnafına çok acil olarak kredi yada destek sağlanmaması ve krizin devam etmesi durumunda Mayıs 2017'den sonra çok büyük iflaslar yaşanacak. Bu iflaslar intiharların çoğalmasına sebebiyet verecektir. Devletin vereceği faizsiz krediler ile kurulacak fabrikalar iki yıl sonra bitecek makinalarla üretilecek malzemeyi devlete satacağız. Bizim iki yıl bekleme şansımız yoktur. Bırakın iki yılı bizim iki gün beklemeye vaktimiz yok. 8 milletvekilimiz var. Vekillerimiz bizi ekonomik dar boğazdan kurtaracak siyasi hamleler yapmak zorundalar. Şu da bir gerçektir ki siyasiler bu tarz yatırım amaçlı paketlerin oluşumunda belirli bir yerden sonra hiçbir etkileri yoktur. Etkili olan kişiler alttaki bürokratlardır. Siyasilere çok iyi programlar hazırlayıp, senaryolar yazılır ve insanlara aktarılır. Arkasından bu işler tebliğ ve tebellüğ kısmına gelindiği zaman tebliğ hazırlanırken hiç ummadığınız sorunlar ile karşı karşıya kalırsınız. Bakanın dediği tebliğde yoktur, Cumhurbaşkanının dediği tebliğde yoktur, sizin düşündüklerinizin, sizin istediklerinizin, sizin taleplerinizin hiçbiri tebliğde yoktur. Tamamıyla üç tane bürokrat bu işi kafasına göre değiştirmiştir. Bu tarz şeyler bu ülkede yaşanmıştır ve yaşanmaya da devam etmektedir. Bunu çözemediğimiz sürece sorunlara çözüm bulamayacağını söylemek isterim. Cumhurbaşkanımız Binali Yıldırım artık bankalar fabrikalarınızda bulunan makineleri teminat olarak alabilecektir dedi. Bu zaten 1980'li yıllardan beri vardır. Gidiyorsunuz bankaya 1 Milyon TL'lik makinenizi teminat olarak gösteriyorsunuz, ama banka bunu 100 bin lira olarak teminat alırım ve yüzde otuzda size kredi veririm. Siyasi ve yatırım anlamda çok iyi niyetli ve samimi olan bir Başkanımızın var. Bu bölgede iyi işler yapmaya çaba harcayan Başbakanımızın önüne paket öyle allanıp pullanarak götürüldü ki Başbakanımız bunları söylemek zorunda kalmıştır. Şuan gidin bankalardan kredi isteyin, memura %0,89 ile kredi kullandırılırken sanayiciye istenilen kredi tutarının en az 4 katı teminat istiyor ve %1.89 faiz uyguluyor. Ben işadamı olarak iki sefer teşvik mevzuatından dolayı battım. Buna rağmen bu memleketten gitmemek için mücadele verdim ve veriyorum. Sayın Beşir Atalay'a Allah rızası için eski yatırımcıları da görün. Van batıyor diyoruz. Şuan maddi sıkıntı yaşayan birçok yatırımcımız var. Mal satamıyoruz. Tahsilat yapamıyoruz artık heyecanımız ve kendimize bile güvenimiz kalmadı. Kentin basın mensupları, milletvekilleri, sanayicileri, bürokratları sık sık bir araya gelelim. Van'ı bu sıkıntıdan el birliği ile çıkaralım. Van'daki sanayici şuan çok kötü bir ekonomik dar boğaz yaşıyor. El birliği ile bunun üstesinden gelmemiz gerekiyor."
"Her şey birbirine girecek"
Doğu ve Güneydoğu illerine can suyu verilmezse Mayıs 2017 öncesinde ciddi sıkıntıların yaşanacağını dile getiren Van Mermer sahibi Bedrettin Gökçenay da, "Amerika'da yaşayan Türkiye asıllı iki bayan fabrikamıza geldiler. Bunlar mermerlerimizi Amerika'ya götürdüler. Bayram sonrası Van'a geleceklerdi ancak geçen günlerde patlayan bombadan dolayı gelmekten vazgeçtiler. Çok ağır koşullarda mermer üretimi yapıyoruz. Traverterler Çatak ilçemizdedir. Ocaktan taşı alıp ürün haline getiriyoruz. Güvenlik sağlanırsa biz Vanlı işadamların yapamayacağı, başaramayacağı iş yoktur. Bu mobilya sektörü için de geçerlidir. Kimya, inşaat ve diğere sektörler için de geçerlidir. Tek isteğimiz bizleri destekleyin. Vanlı sanayici ve iş adamları olarak gerçekten de çok zor durumdayız. Bizler arkadaşlarla Ankara'ya gittiğimizde bizlere bir can suyunun gerektiğini ilgili bakanlara ilettik. Doğu ve Güneydoğu illerine can suyu verilmezse ben Mayıs 2017 öncesinde ciddi sıkıntıların yaşanacağına, her şeyin birbirine gireceğine inanıyorum. Desteklerin iki bölgeyi yani doğu ve güneydoğu bölgelerine eşit şekilde verilmesi gerekir. Ama şuanda en sıkıntı olan bölge biziz bizlere ekonomik anlamda can suyu olacak destek verilmelidir. Bürokratlar Van'a gelerek burada sanayicinin fikirlerini alsınlar. Sanayici ve işadamlarıyla istişare yapılmasını bu doğrultuda uygulamaya geçilmesini istiyoruz" dedi.
"Bürokrasi çok sıkıntılı"
Bürokrasinin çok sıkıntılı olduğunu anlatan Van Yemek Fabrikası Sahibi Yavuz Yaşar, "Deprem sürecinde devletin kendilerine eşit bir şekilde yaklaşmadığını kaydeden Yaşar, "Benim kendi sektörüm depremde burada yemek veremedi. Ankara'da bir yemek fabrikası gelip çadırda sineklerin içerisinde yemek verdi. Biz burada sadece izlemekle kaldık. Ben bunu milletvekillerimize ilettim. Onlar da buna karşılık ihale usulü yapıldı denildi.Fakat bu memlekette ihalelerin nasıl yapıldığı malum. Diğer taraftan deprem bölgelerine baktığımızda vergi terkini vs. gibi çalışmalar yapılırken burada hiçbir şey yapılmadı. Defalarca girişimlerde bulunmamıza rağmen hiçbir yere varamadık. Ben her şeyin altında bir tuzak olduğunu düşünüyorum. Bakanda gelip açıklamalarda bulundu. Başbakan açıklama yaptı. İşte teşvik paketini anlattı. Her şey çok güzel, heyecan verici aslında. Ama bürokrasiye indiğimiz zaman bize verilen cevap çok manidar. Bize kim bunu size anlattı deniliyor. Bize söyleyin o açıklama yapanlara gelip burada oturup size o teşvikleri versinler diyor. Ben ona başbakanı nerden getireceğim. Bizde artık elimiz kolumuz bağlıyız. İş yerimizi kapatacak durumdayız. Bürokrasi çok sıkıntılı, Bize hiçbir şekilde kolaylık sağlanmaz. Bizim her şeyden önce güvenlik sıkıntımız var. Çarşıda dolaşmaktan korkar olduk. Bilmiyoruz artık nerede ne zaman ne olacağını” dedi.