İki büyük mücadele ve tükeniş

Yukarıda bahsetmiştik. El ve dil sentezi, yaşam mücadelesinde de insanoğlunun kaderi olmuştur. İnsanoğlu yaradılışın o esrarengiz pençesinden sıyrılıp yaşamın muhteşem şelalelerinde belirmeye başladığı günden beri, iki büyük mücadelenin içinde olagelmiştir.

İnsanoğlunun dünyasında işler bu boyuta nasıl geldi?

 

Yukarıda bahsetmiştik. El ve dil sentezi, yaşam mücadelesinde de insanoğlunun kaderi olmuştur. İnsanoğlu yaradılışın o esrarengiz pençesinden sıyrılıp yaşamın muhteşem şelalelerinde belirmeye başladığı günden beri,  iki büyük mücadelenin içinde olagelmiştir.

 

Bu iki mücadeleden biri kendi türü ile (yani insanın insanla mücadelesidir),  diğeri ise doğa ile giriştiği mücadeledir. İnsanoğlu bu iki güçle çelişkisini çözerken gene akla ve onun türevlerine yaşamdaki yansımalarına başvurmuştur.

 

Kendisi ile mücadelede silahları, silahlar savaşları ortaya çıkarmış; savaşlar ölümleri, yıkımları, kıyımları getirmiştir. Sadece geçtiğimiz yüzyılda yaşanan iki dünya savaşında 70 milyon insan ölmüş, bir o kadarı da sakat kalmıştır. Bu çağda yaşanan binlerce bölgesel, yerel çatışmayı, katliamı saymıyorum bile.

 

Doğayla mücadele ise teknolojiyi yaratmış; teknoloji sanayileşmeyi ortaya çıkartmış; sanayileşme ise çevre kirliliğini yaratmıştır. Öyle ki bu gün gezegenimizdeki kirlilik dayanılmaz boyutlara ulaşmıştır. Son elli yılda sadece Batı Avrupa'da tüketilen mal ve hizmetler, doğaya atılan atıklar (ve zehirli atıklar) bütün insanlık tarihi boyunca üretilenden ve atılandan daha fazladır.  Kyoto Antlaşması gereğince "Kirleten temizler ve öder" ilkesini ilk önce en çok kirleten ABD ihlal etmiş, zehirli gazları doğaya halâ salmaya devam etmektedir. Böylece, ozon tabakasını delmeye, asit yağmurlarına neden olmaya, kitlesel ölümlere sebebiyet vermeye devam etmektedir. Hepimizin içinde olduğu gemi adeta bir kenarından delinerek su almaya başlamıştır. Amerika başkanı Cilinton bir konuşmasında dünya dört katlı bir apartmansa bizim dördüncü katında oturuyoruz. Ama şunu unutuyor ABD gibi mağrur emperyal ülkeler. Eğer zemin kat çökerse en büyük zararı ve hasarı en üstte oturan dördüncü kattakiler çeker. ABD ve onun gibi hegomonik güçler bilmeli ki bir gün gelip de bu gemi batmaya başlarsa herkes birlikte boğulacaktır.

 

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ...

Bakmadan Geçme