İKLİM

Karikatürist- Yazar Hikmet Aksoy'un hazırladığı 'Kültür Sanat İklim Sayfası' bundan böyle her hafta siz değerli okuyucularımızla buluşuyor.

Hazırlayan: Hikmet Aksoy

İklim için...

Hikmet Aksoy

Kültür-sanat dünyasının her alanında farklı farklı atan nabızları sanatçı bir heyecanla tutmak için bu sayfayı gerekli gördük.

Ülke genelinde siyasetin hemen her alana egemen oluşundan bunalan sizlere yeni bir soluklanma alanı yaratmak istiyoruz.

İlkini gördünüz İKLİM kültür/sanat sayfamızda her onbeş günde bir siz sanatsever okurlarımızla buluşacağız. Önceliğimiz; ülkemizde ve yerelde sanatın her dalından haberler vererek sizleri bu alana çekip, bir kültür/sanat ortamı yaratmak arzusundayız.

İKLİM sayfasını şimdilik biz hazırlıyoruz, ama gelecek haftalarda okurlarımızdan gelecek sanat ürünlerine de bu sayfada yer ayıracağız. Bu bakımdan göndereceğiniz  -sanatsal değer taşıyan-  fotoğraf, desen, resim, karikatür, sanat haberlerinin bu sayfaya renk katacağına inanıyoruz.

Sanatçı; göçmen kuş gibidir, kendine yaşayacağı, sanatını sürdürüp soluklanacağı ortamlar arar.

Ülkemizde ne yazık ki, geçmişte ve günümüzde yerel anlamda ilgisizlikle karşılanan nice sanatçımız oldu. Onlar böyle bir ilgisizlik ikliminden kaçıp büyük kentlere gittiklerinde kendilerine yarattıkları ortamlarda yaşama tutunabildiler.

İKLİM kültür/sanat sayfası olarak sanatçılarımızın sesi olmayı da bir görev biliyoruz.

Bu kentin, kültür-sanat yaşamına bir canlılık, bir hareketlenme getirebilirsek bundan herkes kadar biz de mutluluk duyacağız.

Gönlünüzün kültür/sanat İKLİM'inde yaşayınız.

Sevgiler.

 

 

Güneş Delisi

Akan suyu severim ben

Işıldayan karı severim

Bir yeşil yaprak

Bir telli böcek

 Yeşeren tohum

Güneşte görsem

Sevinç doldurur içime

Bir günü

Güzel bir günü

Güneşli bir günü

Hiçbir şeye değişmem

Necati Cumalı

 

 

Yaşadığını yazan sanatçı: Necati Cumalı

"Edebiyat dünyası güzel bir yarıştır."

* Şair, öykücü ve yazar olarak tanınan Necati Cumalı, yaşamının uzun bir bölümünü İzmir’de geçirdiği için "Akdeniz Şairi" olarak da anılır.

* Cumalı (1921-10.01.2001) Florina'da doğdu. Bir süre memurluk ve avukatlık yaptı. Yaşamını "kalem" ile sürdüren sayılı yazarlarımızdandır.

Necati Cumalı (1921-10.01.2001) ile sağlığında yapılan bir röportajı özetleyerek sizlere sunuyoruz.

*- 1923-1938 döneminde şairin çok önemi vardı. Milletvekili, elçi olanları vardı. Ben, enflasyonun patladığı, savaş yıllarının darlık ve acı dolu günlerinde şairliğe başladım.  Kuşağımın sözcüsü olmaya çalıştım. Yaşadığımı yazdım. Güçlüklere sırt çevirmedi ."

* Bugün şiire ilgi yetersiz. Şimdi şairler liselilerin okumasına terk edildi. Bu yüzden bir kısırlıktır gidiyor. Oysa dışarıda durum çok farklı. Kennedy bir edebiyat tarihçisi gibi konuşabiliyordu. De Guelle tüm Fransız Edebiyatı'nı biliyordu. André Malraux da öyle... Bizde ise ciddiye alınmıyor."

* Aşk sosyal bir olaydır. Göz göze gelmekle olmaz bu iş. Dengi dengine bir bileşim vardır/olmalıdır. Ama ben, nezle mi oldum, âşık mı oldum anlamadım. Sevilecek o kadar çok kadın var ki! Aşk,  şiirim için uyarıcı bir etki taşıyor elbet. Ben aşklarda yeni,  daha önce söylenmemiş duyarlıklar buldum. Çağdaş şeylerdir bunlar."

* Her şeyden önce yalınlıktır benim şiirim. Kapalı, bilmece bir şiir değildir. Anlaşılır yazmak zorundayım ve bunun kaygısını taşırım. Ben şairi 'nirengi'ye benzetirim. Dağdan dağa yol gösterir. Bugünkü şair, bugünkü güneşin batışını yazmak zorunda! İyi şairin şiiri çıplaktır, boyasızdır. Yoksa zamanla düşer bu sıvalar. Şiirim matematik de bir şiir değildir. Okumakla anlaşılmaz. Yaşanmış bir gün siz de yaşadığınız zaman beni anlarsınız. İçten içe okudukça sarar sizi."

* Dünyada sadece bizde "köy edebiyatı" ayırımı yapıldı. Edebiyatın tanımı evrenseldir. Türkiye'de 'köy romanı'  denilen bir edebiyat var. Köy dili ile köy aklı ile yazıldı. İşin tuhafı bunu kentliler okudu. Dünyanın çok yerinde özellikle İrlanda Tiyatrosu’nda kırsal kesim konu oldu. Ancak, bunlar köylü insanı sizinle özleştirebiliyorlar. Edebiyatın görevi de budur. Kırsal kesimi yazıyorum. Çünkü o insanları iyi tanımıyorum. Ama hiç bir zaman köylü romantizmi yapmadım. Köylüyü idealize etmedim. Ben insanların ortak duyarlılıklarını bulmak, göstermek için yazıyorum. "

* Yalnızlık yazarın ana memesidir. Sütünü oradan alır. Kartal yalnızdır ama hep yükseklerde dolanır. Başarmak için yalnızlık gereklidir."

* Edebiyat dünyası güzel bir yarıştır."                                                        

(Göksal Karadağ- 21.05.1984 - Yeni Asır)

 

Ahmet Kaçar ve hoş sada...

Hikmet Aksoy

İnsan da fani...

Gelip-geçer bu dünyadan...

Musıki dünyası bilir de; çoğu kişi bilir mi acaba adını/sanını Ahmet Kaçar'ın...

Müzeyyen Senar'dan Zeki Müren'e, Bülent Ersoy'dan Emel Sayın'a değin pek çok ünlü ses sanatçımızın okuduğu şarkıların güfte yazarıdır Ahmet Kaçar.

Şairdir yani... Duygu yüklü insandı.

"Anar ömrümce gönül giden sevgilileri / Bilmez biçare kalpler giden dönmez ki geri / Gözüm yıllarda kaldı bunca yıllardan beri / Bilmez biçare kalpler giden dönmez ki geri."

"Unut beni kalbimdeki hicranla yalnız kalayım / Kimsesiz bir yavru gibi kucağında ağlayayım / Bu kaçıncı söz verişin söyle nasıl inanayım / Kimsesiz bir yavru gibi kucağında ağlayayım."

İki Harika güfte...

Kim bilir nasıl bir ortamda, nasıl bir duygu seline kapıldığında yazmıştı bu dizeleri.

Evet, Ahmet Kaçar da gitti, sessiz sedasız önceki hafta bu dünyadan.

Güfteleri kaldı bize yadigar...

TRT repertuarında 20’nin üzerinde eseri bulunan Rahmetli Ahmet Kaçar, Görele Devlet Hastanesi'nde yaşama veda ettiğinde sevgi dolu 92 yılı yaşamıştı.

Ahmet Kaçar, Giresun'un Görele ilçesinde 1926 yılında yaşama merhaba dedi.

Musıki dünyasıyla tanışması şöyle anlatılır:  " Göreleli Koro Şefi Çetin Temel'in ilçede bulunduğu 1953 yılında Ahmet Kaçar'dan bir şiir alır ve bu şiiri Kemal Gürsel Acemkürdi makamında besteler. "Hayat dolu bir gerçek" adlı şarkı o dönemin ses sanatçısı Peri'han Altındağ Sözeri'nin okumasıyla beğenilir/ünlenir.  Bundan sonra birçok besteci Ahmet Kaçar'dan mektupla güfte ister."

Ahmet Kaçar, duygusal şiirleri yanında taşlama/hiciv türü şiirlerden biri de şöyle:

"Bilmez damdaki kemancı mehterin vurduğu marşı / Susar en coşkun yerinde gösterisi esse yapar / Öyle hassas bir milletiz ki güzel sanatlara karşı / Gözlerimiz renkli resim sağırlarımız beste yapar."

Yaşam işte böyle... "Baki kalan hoş sada imiş..."

 

Cemal Süreya

Bir kadını ortadan ikiye böl…

Yarısı annedir,

Yarısı çocuk,

Yarısı sevgili

Yarısı aşk

Duyanlar bunu bilmez,

Görenler anlamaz bunu!

Yarısı rivayettir,

Yarısı gece.

 

Mehmet Hacıfettahoğlu

1978'de Trabzon'da doğdu. 2001 yılında KTÜ Fatih Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Resim İş Eğitimi Bölümü Grafik ana sanat dalını dereceyle bitirdi. Ulusal ve uluslar arası elli'ye yakın sergide yer aldı. Birçok özel koleksiyonda resim, heykel, rölyef, vitray, grafik alanında çalışmaları bulunuyor. Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümünde yüksek lisansını tamamladı. Çalışmalarını kendi atölyesinde sürdürüyor.

Bakmadan Geçme