İmamoğlu'nun önlenemez yükselişi
31 Mart yerel seçimlerinin en önemli sonucu AKP'nin İstanbul'la birlikte yıllardır yönettiği bazı büyük kentleri kaybetmesi oldu.
23 Haziranın Şifreleri
31 Mart yerel seçimlerinin en önemli sonucu AKP'nin İstanbul'la birlikte yıllardır yönettiği bazı büyük kentleri kaybetmesi oldu. Lakin AKP bu sonucu İstanbul'da kabullenmedi, YSK'yı harekete geçirdi, seçimi iptal ettirdi. Ama cin şişeden çıktı, devlet aygıtına rağmen artık durumu tersine çevirmek çok zor. İmamoğlu artık sadece bir siyasi figür olmanın ötesinde bir halk kahramanı muamelesi görüyor.
İktidarın İmamoğlu ile ilgili karalama kampanyası yürütmek yerine şu soruyu sorması lazım: 25 yıllık yerel, 17 yıllık genel iktidara rağmen sonuç neden böyle oldu? Bu sorunun basit bir cevabı var: Halk artık değişim istiyor. Toplumun büyük çoğunluğu AKP iktidarının uygulamalarından, yanlış politikalarından yıldı, bıktı. İstanbul seçim sonucu iktidarın uyguladığı politikaların yanlış olduğunu ve artık halkta karşılık bulamadığının açık göstergesidir.
Değişim onu isteyenlerin gücü oranında olur. İlk defa bu denli güçlü bir değişim arzusu var ve devam ediyor. Bu arzu 23 Haziranda son bulmayacak kuşkusuz. Muhalefet bu sonuçları doğru okur, iyi organize olur ve yeni dönemde aldığı belediyelerde fark yaratırsa bu 17 yıllık AKP iktidarı için de sonun başlangıcı olur.
Peki, AKP İstanbul'da neden direniyor?
Birinci neden İstanbul'un devasa rantlarıdır: Hem iktidarın işadamları hem ona yakın medya hem de iktidara yakın Vakıf ve Dernekler buradan nemalanıyorlar. İkincisi İstanbul büyük bir mega kent, Türkiye'nin yansıması, moral ve motivasyon açısından çok önemli. 81 ilden insan var İstanbul'da. İstanbul'u kazanan Türkiye'yi kazanır. Böyle bir etkisi var. Üçüncü olarak da İstanbul'un bir mega kent olarak siyasetin, ticaretin, teknolojinin merkezi bir küresel kent olmasıdır.Dünyanın gözü üstünde. İşte bu yüzden bırakmak istemiyor. Devletin, sermayenin ve medyanın gücü ile direniyor ama değişim dalgasının önünde durması imkansız.