İNSANA SADAKAT YARAŞIR
Van Emekli Müftüsü Nimetullah Arvas yazdı...
Dilimizde sadakatin karşılığı doğru olmaktır. Günlük hayatımızda sadakat kelimesini kullanırız. Sıdk, yani doğruluk: eylemin söyleme uygunluk halidir. Sıdk yani doğruluk başta peygamberlerin, salih kimselerin, Allah dostlarının, olgun müminlerin özelliklerindendir. Peygamberlerin beş sıfatı vardır. Bu beş sıfattan bir tanesi de sıdktır. Sıdk, yalanın zıddıdır. Yüce Allah cennet ehlinin özellikleri arasında sadık olduklarını zikretmektedir. Hayrın ve iyiliğin adıdır sıdk. Peygamber Efendimiz ‘’sadıkul emin’’ olarak tanınmıştır. Sıdk yani doğruluk müminin süsüdür, ziynetidir. Bu nedenle Yüce Allah, Tövbe suresinde;
‘’Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının, korkun ve sadıklarla(doğrularla) beraber olun’’ buyurmuştur.
Allah’a karşı doğru olmak: İyi niyetli olmak ve bütün ibadetlerinde ihlas üzere olmak demektir.
İnsanlara karşı doğru olmak: İnsanlara yalan söylememek, başkalarını kandırmamak, içiyle dışı bir olmak, özde ve sözde doğru olmak demektir. Çünkü Peygamber Efendimiz ‘’Münafıkların alameti üçtür. Konuştuğunda yalan söyler, sözünde durmaz, emanete hıyanet eder’’ buyurmuştur.
Nefsine karşı doğru olmak: Kişi önce nefsine saygı göstermeli, kendisini kandırmamalı, kendi eksikliklerini, hatalarını görüp onu düzeltmelidir.
Muamelesinde doğru olmak: ‘’İnsanlarla yaptığı muamelede, alışverişinde, işlerinde eğer insanlara karşı doğru olup, kandırma yoluna gitmiyorsa yaptığı iş bereketlenir’’ buyurulmuştur.
Sıdk yani doğrulukla ilgili çokça ayeti kerimeler ve hadisi şerifler mevcuttur. Efendimiz bir hadisi şeriflerinde ‘’Doğruluk kişiyi iyiliğe götürür. İyilik ise cennete götürür. Bir kişi doğruyu kendisine şiar edinirse, doğruyu söyleye söyleye Allah katında sıddık olarak yazılır. Yalan ise kişiyi günaha sürükler. Günah, insanı cehenneme sevk eder. Bir kişi yalan söyleye söyleye Allah katında kezzab olarak yazılır’’ buyurmuştur.
Doğru olan kişi aile fertleri arasında, toplum içerisinde saygı görür ve saygın insanlar arasında yer alır. Yukardaki ayette geçtiği gibi Yüce Allah, Rabbine, nefsine ve insanlara karşı doğru olanlarla beraber olmayı emrediyor. Kişi dostunu seçerken iyi seçmelidir. Doğruluğu ölçü alarak hareket etmelidir. ‘’İyi arkadaş güzel koku satan esansçıya benzer. Yanına uğradığınızda koku almasanız bile, ondan size güzel kokular sirayet eder. Kötü insan körükçüye benzer. Yanına uğradığınız zaman ateş kıvılcımları ve isler size bulaşır, rahatsız eder, ateşin kıvılcımları elbisenize isabet eder, dumanı da sizi rahatsız eder.’’
Mealindeki hadisi şerif bizim için çok güzel bir ölçüdür.
Çünkü denilmiştir ki, iyilerle beraber olan iyi ve salih olur.
Kötülerle beraber oturup kalkan, kötüler zümresine girer. Yalan söylemek dilin afetlerindendir. İslam alimleri imanı tarif ederken, ‘’Allahü Teala tarafından peygamber vasıtasıyla bize bildirilen hususları, kalp ile tasdik, dil ile ikrardan ibarettir’’ buyurmuşlardır.
Bazı durumlarda hilaf-ı hakikatte bulunmak caiz görülmüştür. Örneğin;
-Harp halindeyken düşmana
-İnsanlar arasını bulup, barıştırmaya yönelik hallerde
-Ailenin bölünmemesi için alınacak tedbirlerde hilaf-ı hakikate başvurulabilir. Netice olarak:
İnsana sadakat yakışır, görse de ikrah(zorlama)
Doğruların yardımcısıdır, Hazreti Allah
Ve yine:
Eğer sadık isen yâre, sakın aldanma ağyâre Allah’a emanet olunuz.
Düş İbrahim gibi nâre, bu gülşende yanâr olmaz.