İŞİNİN ERBABI Berber Seyfettin Demirkan

Azim Yacan
Anadolu'nun her köşesinde olduğu gibi Van'da da hayatını mesleğine, işine adayan, zaman içinde markalaşan ustalar, esnaflar vardır. Şehrin bu saygıdeğer isimlerimeslekleriyle, işleriyle anılır, bilinir, tanınırlar.Van'ın hatıra defteri, hafızası gibidirler. Toplumsal olayların, değişimlerin en yakın tanıklarıonlardır.
Onlar; Berberdir, Marangoz'dur, Kasap'tır, Demirci'dir, Lokantacı'dır, Kuyumcu'dur, Şoför 'dür, Sobacı'dır, Terzi'dir, Kunduracı'dır, Konfeksiyondu'dur, Pastanecidir, Hırdvatçı'dır, Camcıcı'dır, Kahveci'dir özetle onlar  esnaftır işinin erbabıdır.
Onlar,  bilgilerini, emeklerini,  sabırlarını, meslek ahlaklarını, insan ilişkileri ve bilgeliklerini ustalığa dönüştürürler. Yol yordam bilir, insana, emeğe değer verirler. Bilene kulak kabartır,bilmeyene kılavuz olurlar.
Her alanda onların izini görürsünüz. Onlar şekillendirir, renklendirir hayatı ve kenti. Sözleri senettir.Hakka hukuka dikkat eder, düşene el verirler. En kalıcı mirasları bilgileri, birikimleri,    dürüstlükleridir. İşin erbabı olanların üç sevdası vardır;  aileleri, işleri ve memleketleri. Çıraklarıyla övünür, ustalarıyla gurur duyarlar, çünkü onlar aynı zamanda öğretenlerdir.
Van'da işininerbabı değerli isimleri araştırdık, bulduk, konuştuk. İlginç yaşam ve meslek hikayelerinibu sayfada okuyacaksınız.
Berber Seyfettin Usta
Van'da berberlik denildiğinde ilk akla gelen isimlerdendir SeyfettinDemirkan. 68 yıldır kendini adadığı mesleğinde heyecanını ve çalışma şevkini yitirmeden bugüne kadar yol almış.  Seyfettin Usta, her sabah kendi kuşağını ağırlayıp sohbet ettiği,  gündemi değerlendirdikleri "Bizim Berber" isimli dükkanında bizi de tüm sıcaklığıyla karşıladı. Tarihe, şiire, Van kültürüne ilgi duyan, Van'ın yakın tarihini, renkli kişiliklerini, olaylarını dün gibi hatırlayan Seyfettin Usta, büyük bir ciddiyetle hazırlandığı röportaj boyunca aynı ciddiyetle ve titizlikle sorularımızı yanıtladı.
 
 
 
Berberlik denildiğinde akla ilk gelen isimlerdensiniz. Sizi biraz tanıya bilir miyiz? Mesleğinize ne zaman başladınız?
Ben doğma büyüme Vanlıyım. Van'ı insanımızı çok severim. 5 çocuk 9 torun sahibiyim.Mesleğimi 68 yıldır büyük bir heyecan ve şevkle sürdürüyorum. 1945'te,  9 yaşındayken başladığım bu mesleğe hiç ara vermedim.Çıraklık, kalfalık 9 yıl sürdü. Abim ile birlikte çalıştığım bu mesleğimde çalışma arzumu yitirmeden bugünlere kadar geldim. Bu meslek abimden bana kaldı. Ama ben sevdiğim için bu mesleğe atıldım. Şimdi 77 yaşındayım ve sağlıkla hala bu mesleği yapmaya devam ediyorum. Ömrümün yettiği kadar da  devam edeceğim.
Kendi berber dükkanınızı ne zaman açtınız?
Berber dükkanımı 1954 yılında açtım.Mevsimlerden kıştı. Şuşanıs köyünden topladığı gevenleri eşiğine yükleyerek çarşıya satmaya getiren Gürgün Tuğrul dükkânımın önüne geldi. Bana" bu da benim dükkan hediyem olsun"  dedi. Ve eşekteki gevenleri aşağıya indirdi. Bunu hiç unutmam.  İlk müşterim de Başkatip Sıddık Efendinin kayınpederi Kahveci Mustafa Efendi oldu. Van'ın eşrafı, beyefendileri, bürokratları, ileri gelenleri çok şık giyinir, fötr şapka takarlardı. Fötr takmanın anlamı vardı. Daha yeni usta olmuşum. 1956 yılında eşraftan fötrlü bir beyefendinin dükkanıma girdiğini gördüm. Saygıyla hürmetle karşıladım, tıraş ettim. Memnun oldu, teşekkür etti. Çok mutlu oldum. Bu müşterim beni onurlandırdı, mesleğimi sevmeme neden olmuştu.
 
 
Bu meslekte bu kadar kalıcı olmayı nasıl başardınız?  
Önce meslek sevgisi ve ahlakı olmalı. İnsan yaptığı mesleği sevmeli. Yaptığı işi sevmeyen hiç kimse hiçbir işte başarılı olmaz. Bu bütün meslekler için geçerlidir. Mesleğinde başarılı olanların tamamı mesleklerini seven, işine müşterisine saygı duyan,  toplumun değerlerine önem veren insanlar olduğunu görürsünüz. Berberlik mesleğine 68 yılımı verdim.  Bugüne kadar da büyük bir aşk ve heyecanla sürdürdüm. Belediye meclis üyeliği yaptım. Mesleki, ve sosyal cemiyetlerde görev aldım.
Geçmişte Van'da berberlik mesleği nasıl yapılırdı?
Berber dükkanları çok temiz, disiplinli olurdu. Yerler tahta tabandı. Dükkanlarda deri koltuklar bulunurdu. Elektrik yoktu.  Gaz lüksleri ile iş yerlerimizi akşamları aydınlatırdık. Tüccar, esnaf ve eşraf haftada bir kez tıraşa gelirdi. Zaza, Solingen marka el makinalarlasaç, usturalarile sakal tıraşı yapardık. Usturaları bilev taşı ve meşin kayışlar ile bilerdik. Müşteriler tıraş olurken  önlerine bağlanan, Amerikan bezinden yapılan önlüğe peşkir denilirdi. Peşkirler hafta sonu evlerde yıkanır, temizlenirdi. Sakal tıraşında el sabunu ve tıraş sabunu kullanılırdı. Sakal tıraşı sonrası müşterilerin yüzünü berberler için özel yapılan çene kısmı açık, küçük bakır leğenlerde bulunan su ile yıkardık. Müşteriler tıraş sonrası üstlerini fırçalayan, ceket ve paltosunu tutan çıraklara gizlice bahşiş verirlerdi. Vali, belediye başkanı, savcı ve bazı eşraf evinde tıraş olurdu. Eskiden memleketimizde o kadar doktor yoktu. Berberliğin yanı sıra diş çeker, damar hastalıklarına iyi geldiği inancıyla bacak ve kollardan kan alan meslektaşlarımız vardı.
Van'ın tanınan bilinen en eski berberleri kimlerdi?
Van'da esnafaustaya, sanatkara ayrı bir değer verilir ayrı bir saygı gösterilirdi.O güzel insanlardan bazıları: Laloların İhsan Efendi, Lütfü Kitapçı, Karakellelerin Esat Usta, Zeki Güzel, Nazım Döğenli, Salih Perihanoğlu, İsmail Sipahioğlu, Musa Hallaç, Cemil Perihan, Salih Üzal, Süleyman Kuba, Mehmet Gökçe Mınco Memet, Nurettin Mumcuoğlu, Bedrettin Demirkan eski berberlerdi. Onlardan sonra kalfa olarak NevrettinÜzal, Hikmet Kuba, Yaşar Deliktaş, Hacı Çilngir, Turan Lazoğluve ben vardım. Bunlar hatırladığım isimlerdir.
Van'da esnaflar, sanatkârlar sosyal kültürel etkinliklere katılır mıydı?
Tatbiki. Van'da esnaf kültürün sanatın, hayatın içindeydi. Hepimiz Van'ı sever, memleketimiz için çabalardık. Van halk oyunlarına,  müsamerelere,  piyeslere katılır görev alırdık. Ben Van'ın en iyi halk oyunu oynayan isimlerinden Tango Ağa ile Halkevi salonunda sosyal kültürel faaliyetlere katılırdım. Berber olarak damattıraşına giderdik. Kapıda düğün sahibi tarafından davul zurna ile karşılanır, saygı sevgi görürdük. Damat tıraşı Van'da tören gibi geçerdi.
Vanlılar hangi stil tıraş tercih ederlerdi?
Geçmişte Vanlılar tıraş stili olarak.  Subay tıraşı, Alabuluz,(subay tıraşının bir üst modeli. Kafanın üst tarafının yarısı bir iki santim uzun kalır, diğer her taraf iyice kısa seçilir) Top ense,  Makine ile ferik tıraşı ve Natürel ense saç tıraşı olurlardı.
Yeni kuşak dediğimiz, bu mesleği sürdüren genç meslektaşlarınızınasıl görüyorsunuz?
Benim çok üzüldüğüm bir nokta var. Şimdiki kuaförler ya da berberler müşterinin yüzünü sildikleri havluları dışarıda, yolun kenarına, kaldırıma koyuyorlar. Buradaki askılıklara asıyorlar kurutmak için. Bu benim için çok üzücü oluyor. Çünkü yoldan gelen toz ve kirli hava bu havlulara konuyor. Bu basit bir örnek gibi görünebilir ama meslek adabı açısından doğru değildir. Özünü bilmeyen kişilerde burnunu siliyor bu havlularla. Bunu mesleğimiz adına vicdanım kabul etmiyor. Havlularını dükkanın içinde kurutmaya çalışsınlar ve temiz baksınlar. Diğer önemli bir nokta da ne yazık ki son dönemlerde bizim mesleğimiz korsanların elinde kalmış. Korsanlık başkalarının ekmeğine tecavüzdür. Ama maalesef korsanlık engellenemiyor. İlgili odalar ve kamu kuruluşları korsanlıkla mücadele etmelidir. Vergi vermeyen, hukuk dışı iş yapan korsanlık neredeyse her meslekte var. Bu işin ve sanatın, emeğin, birikimin onurunu ve saygınlığını korumak şarttır. Ben insanların çalışmasına karşı değilim. Ben işin saygısızlığına, kural tanımazlığına karşıyım.
Yıllardır bu mesleği sürdürüyorsunuz. Şimdi genç kuşaklarda yoğun olarak bu mesleği sürdürüyorlar. Onlara ne gibi önerileriniz var?
Bu meslekte müşteriyle olan samimiyet,  güven önemlidir. Bir berber önce müşterisine karşı saygılı olmalıdır. Müşterisine saygı göstermeyen biri bu meslekte başarılı olamaz. En önemlisi sebatkâr ve kanaatkar olmalarıdır. En iyi berber iş ortamında daima hoşgörülü, mesleğine ve müşterisine saygılı olan, insanlara yardım eden ve mütevazılığı ilke edinendir.Eskiden beri ustalarımız hep şunu derlerdi; " bir zanaatkar önce hürmet ve kanaat gibi şartları taşımalıdır."Bu meslekte yetişenler bunun bilincinde olmalıdır.
Eski ile yeni kıyasladığında berberlik mesleği  hangi aşamada? 
Eski ile yeniyi kıyasladığımızda eskide berber dükkânları birer okul niteliğindeydi. Buralarda yalnızca çalışanlar yetiştirilmiyordu. Buraya gelen halk burada bir şeyler öğreniyordu. Halk meclisi gibiydi buralar. Örneğin şehre gelen köylüler şehirde nasıl davranılması gerektiğini, bir resmi kuruma nasıl gideceklerini ve nasıl yapması gerektiğini hatta dilekçelerini ustalarımıza danışarak, ne şekilde yazacaklarını soruyorlardı ve öğreniyorlardı.  Müşterilere, yabancılara danışmanlık yapılıyordu. Ne yazık ki son zamanlarda insanlara yardımcı olma arzusu pek kalmamış. Yine son zamanlarda usta-çırak ilişkisi bilgeliğini yitirmiştir. Ne usta çırağa gereken şefkati ve merhameti gösteriyor, ne de çırak ustaya gereken saygıyı gösteriyor. Eskilerin deyimiyle usta-çırak ilişkisi kaybolmuştur. Berberler ve kuaförler bunu çok iyi okumalılar. Sözlerime kulak vermeleri gerekir. Bir insan yapamayacağı, sevmediği işe başlamamalı. Bunu bilhassa rica ediyorum.
Van'ını vatanını, insanları mesleğini, kültürü edebiyatı seven,  şiir okumaktan,  türkü söylemekten keyif alan, dünün Van'ını bugün gibi hatırlayan Seyfettin Usta'ya sağlıklı uzun ömürler diliyoruz.
Seyfettin Ustadan bir dize:
Hamdu Minnet ol hudayaVerdi bize bu lutfu
Hz. Salmanı paktır, pirimiz şöhreti
Hem resulü berberi ol hem muhteremSati pak
Gafil olma, gel tıraş ol eyle sünneti
Seyfettin Ustadan bir anı:
Berberlik yapan meslektaşımız o dönem mebusluğa adaylığını koymuştu. Müddeiumumi (Savcı)  Vanlı Kemal Yörük vardı. O da,dükkana giderek, "Zeki Usta, senin mebusluğa aday olduğunu duydum doğrumu?"  diye sormuş. Zeki Usta'da  " Evet doğrudur, beyim"  Kemal Bey'de "  O zaman sana güzel bir dize hazırladım dinle;"Van'ın mebusu bundan sonra berber Zeki'dir/Eşi yoktur, eşeklerin tekidir"  demiş. Dizeler üzerine Berber Zeki'de mebusluktan çekilir.
Van'ın mebusu bundan sonra berber Zeki'dir/Eşi yoktur, eşeklerin tekidirVan'ın mebusu bundan sonra berber Zeki'dir/Eşi yoktur, eşeklerin tekidir

Bakmadan Geçme