İŞİNİN ERBABI Terzi Metin Atacan

'Mesleğe adanmış bir ömür'

Terzilik; tarihi çok eskilere dayanan bir meslektir. İlk insan ve ilk peygamber Adem Aleyhisselam zamanından beri insanlar giyinme ihtiyaçlarını dokuma, deri ve buna benzer şeylerden elbiseler dikerek karşılıyorlardı. Kur'an-ı kerimde ismi geçen, ilk defa kalemle yazı yazan İdris aleyhisselam, ok ve yay kullanmanın yanında terzilik mesleğini de insanlara öğretti. Bunun için İdris Peygambere (aleyhisselam), terzilerin ve alimlerin piri denildi. Van'da ise terziliğin geçmişi Osmanlı dönemine uzanır. Vanlı terzi ustalarının ünü Osmanlı Saray'ına kadar uzandığı rivayet edilir. Terzilik mesleği; "biçki" ve "dikiş" denen iki ana kaideye dayanır. Terzilerin mesleklerinde yükselebilmesi ve iş yapabilmeleri için, bu iki kaideyi iyi bilmeleri şarttır. Bunu iyi bilen, mesleğini seven Metin Atacan çıraklıktan ustalığa terzilikte yükselişinin öyküsünü terzi titizliği ile özetliyor.
Kendinizi tanıtır mısınız?
1951 yılda Van'da doğdum. 4 çocuk, 3 torunum var. 
Terzilik mesleğine ne zaman başladınız?
1966 yılında ilkokulu bitirdikten sonra babam beni " sanat altın bileziktir" anlayışıyla meslek öğrenmem için eski Sümerbank terziler sokağında dükkânı bulunan terzi Orhan Göloğlu'na teslim etti. Mesleğe ilk girişim böyle oldu. 


Çıraklıkta ilk iş neydi?
Çırak olarak ilk işim, kömürlü ütü için kömür seçmek ve hazırlamak oldu. Terziliğe başladığımız yıllar odun fırınından çıkan kömürün marsık olanını yani tam yanmamış ve duman yapmayanını seçerdik. Çünkü seçtiğimiz kömürü terzihanede duman ve koku yapmamasına özen gösterirdik.  Aynı zamanda soğumasın diye ütünün kömürünü sık  sık kontrol ederdik.
Daha sonra?
İş öncesi yüksükle elimi bağladılar. Daha sonra iğne çekmeye başladım. İğne çekmeyi öğrendikten sonra garabiliğe başladım. Ustamız orijinal ismiyle overlok görevi yani garabilik işi verdi.  Bu iş el marifeti ile yapıldığı için bu işleme garavilik denilirdi. Ortalama 1 yıl boyunca bu işi yaptım. Ardından pantolonların düz dikişlerini sökme ve ütü işini yaptım. Ustam Orhan Göloğlu  bize işimizi hızlı yapalım diye çay ısmarlardı. O zamanlar ortalama 1,5 saat'te bir pantolon dikerdik.


Ustanız neye önem verirdi?
İşi öğrenmekten önce müşteriye karşı saygı ve sevgiye önem verirdi. Biz müşterilerin yanında asla konuşamazdık, sohbete katılamazdık ve müşteri geldiğinde ayağa kalkardık. Ustamızın kaş göz işaretiyle ne yapacağımızı anlardık.  
Çıraklık süresi ne kadar sürdü?
5 yıl sürdü. Sonra Orhan Göloğlu'nun yanından ayrıldım daha sonra terzi Sıtkı Görgülü'nün yanınd 3 yıl çalışarak dikiş makinesine geçtim. Burada çalıştıktan sonra askere gidinceye kadar Kemal Nergiz'in yanında kalfa olarak çalışmaya başladım. Askere gittim. Döndükten sonra terzi Fetullah Gültepe ile çalışmaya başladım. Terziliğin esnaflığın bütün inceliklerini, müşteri ilişkilerini tam anlamıyla Fetullah Gültepe'den öğrendim. 


Ustalığa hangi aşamada geçtiniz?
Pantolon dikişini öğrendikten sonra ceket dikimini geçerek usta oldum. 
Terzi terimleri nelerdi?
Ceket dikiminde bütün terimler İtalyancaydı. Mesela ceket dikiminde satafotra, rabatifto, kaynarizma ve mostura yapmayı öğrendik. Kaynarizma yakanın üst dikişiydi. Rabatifto ceketin ön dikişleri yakanın mostura ile yani elle işlenen yeriydi. Satafotra ise tela ile kumaşın üst üste birleşmesine verilen isimdi. 
O dönemler hangi model ceketler dikilirdi?
En çok iki düğmeli ve ince yakalı ceketler tercih edilirdi.  Daha sonra kruvaze ceketler çıktı. Pantolonda ise pileli ve golf pantolonlar dikilirdi. Golf pantolonların dizden aşağı olan kısmı ve paçaları düğmeliydi. Bunlar özel dikilirdi. Bunların dışında yelek, İngiliz kilodu dikerdik. İngiliz kilodu genelde köyden gelen vatandaşlarımız ata binmeleri için giyerlerdi.  Van'daki vatandaşlarımız ise genelde dar ve duble paçalı pantolonlar giyerlerdi. Daha sonra ise İspanyol paçaya, ondan sonra cekette şal yakaya geçtik. Ardından üç düğme moda oldu.

Kendi iş yerini ne zaman açtın?
1978 yılında kendime ait terzi dükkanımı açtım.
Van'ın en ünlü terzileri kimlerdi?
 Fehmi (Sarhoş lakaplı) usta vardı. Müşterinin boyuna, enine bakar, ölçü almadan elbise dikerdi. Celal Kaplanoğlu,  Şamil Perihan, İbrahim Aysan, Siirtli Fahri usta, Hamdi Erözmen, Şemsettin Altay, İbrahim Şeker, Cemal Aytok,  Fetullah Gültepe, İskender Usta, Cemal Perihanoğlu, Hamit Ünal, Ahmet Konuk, Naif Babacanoğlu vardı.
Terziliğin en güzel yılları hangi dönemdi?
1960-1985 yılları arasıydı.
Bir terzi günde kaç takım elbise diker?
Bir terzi ortalama 1,5 elbise dikerdi. Yani ayda ortalama 40-45 takım elbise dikilirdi. Günde ortalama olarak 12-13 pantolon dikerdik. Şimdi ise günde bir pantolon,6-7 günde bir takım elbise dikebiliyoruz.
Marka terzi kim vardı?
Şamil Perihanoğlu ustalığının yanında esnaflık, Vanlılık anlayışı olan örnek terziydi. 10 yıl Şamil Ustanın başkanlığında terziler derneğinde görev aldım. O başkan ben yardımcısıydım.


Van'da terzide elbise diktirme geleneği var mı?
Elbise diktirme geleneği eskiden genelde vardı ama herkes pahalı elbise diktiremezdi. O yıllarda yeni elbiselere süvari atardık. Elbise yıpranmasın diye pantolonun arka ve dizlerine büyük yama atılırdı buna süvari denilirdi. 
Kaliteli kumaşlar hangileriydi?
Altın yıldız, Kula, Aksu, Bossa vardı.
Terziler hangi dönemler yoğunlaşırdı?
En çok bayramlarda elbise yapılırdı. Bayrama doğru bazen 3 gün 3 gece çalışırdık.
Terzilerde ortalama kaç kişi çalışırdı?
5 ceketçi, 3 pantoloncu 2 tane el işçisi ve çırak vardı.
Ölçü alma nedir?
Vücudu tanımadır. Yani müşterinin fiziği nasıl, dik mi kambur mu, hangi omuzu düşük ya da yüksek mi bunlar ölçülürdü. Eskiden düşük olan taraf pamuk ile kapatılırdı ama şimdi kesimle orantılanıyor.  
Ölçü kaç provadır?
Toplam 3 provadır.
Provasız elbise dikilir mi?
Elbette dikilir. Ancak tecrübe birikimi olan bir terzi bunu yapabilir. Yoksa mümkün değil provasız elbise dikmek.
Terzi hangi tip insana elbise dikerken keyif alır?
Fiziği düzgün, uzun boylu insanlara elbise dikmek keyif verir elbette. Ancak terzilikte en güzel sanat ve başarı elbiseyi o insanın fiziğine uydurmaktır. Damat elbiselerinin dikiminde  çok keyif alırdık.

Malzemeleriniz nelerdir?
Tela, astar, pamuk, ibrişim (ipliklerin görülmemesi kullanılırdı), dikiş makinesi, ütü. Makas,  yüksük, iğne, cetveller ve mezura kullanılanlardır. Terziliğin temel malzemesi mezura ve yüksüktür.  Bunların yerini de hiçbir şey almadı. Eskiden elle ve  ayakla çalışan  mekanik  makineler  kullanıldı. Daha  sonra   motorlu modern dikiş makineleri çıktı.  Son olarak Almanya'dan  Paf marka dikiş makinalar ve Japon malı Juki makineler çıktı.
Türkiye'de terzilik sanatı bakımında Van'ın yeri neresidir?
Güven,  ustalık ve sağlamlıkta ve sanatta Van ilk sıralarda yer alır diyebiliriz. Van terziliğinin geçmişi Osmanlı  dönemine uzanır.
Van'da bugün kaç terzi vardır?
Fazla değil. 20 yıl önce Van'da 150 terzi vardı. Şimdi ise yaklaşık olarak 10 terzi kaldı.
Bir takım elbisenin maliyeti ne kadardır?
Takım elbise dikiş ücreti kumaş hariç 300 liradır. Kumaşıyla toplam 450-500 liraya mal oluyor. Bu takım elbise çamaşır makinasında deterjanla yıkanmasa 5 yıl rahat giyilebilir.
Terzi mesleği neden geriledi?
Mesleğimize, bizlere yetkililer maalesef sahip çıkmadı. Dünyada en geç yetişen işçi terzi işçisidir. Terzi mesleği yerinde durmadı, sürekli gelişti ve ama bizde usta her zaman bir çırak kaldı. Çünkü çalışacak, mesleğe hevesli eleman da bulamadık. Konfeksiyonların, hazır elbise çıkmasıyla terzilik büyük darbeyi o zaman yedi. Ucuz elbise atölyelerde seri olarak dikilmeye başlayınca bizi olumsuz etkiledi.
Terzilik ileride lüks bir mesleğe döner mi?
Az sayıda özel insanlar için elbise dikse bile meslek yaşar. Yani bu meslek ölmez. Ancak belki ileride terzi yani elbise diken kalmayabilir. Çünkü çırak yetişmiyor. Artık aileler sanata değil paraya bakıyorlar.
Terzinin meslek hastalığı nedir?
En çok göz görme bozuklukları, kamburluk gibi eklem hastalığı oluşur, beyin yorgunluğu olur.
Mesleği seviyor musunuz?
Bu mesleğe aşığım. Elbise dikmekten, insanları güzel giydirmekten haz alıyorum.
Valilere, Emniyet Müdürüne, Alay komutanına elbise diktim. İngiliz kumaşını ilk olarak ben Van'a getirdim ve diktim. Bu kumaşları daha çok valilere dikerdim. Çok parlak kumaştı
Kumaş nasıl yıkanmalı?
Deterjanla yıkanmaması lazım. Genelde ılık suda yıkayacaksın, cepleri dışarı çıkarılmalı, pantolonlarda ters çevrilmeli ve fermuar kapanmalıdır.
Terzinin esnaflıkta yeri neresidir?
Esnaflıkta bize çok değer verilirdi. Elbise diktirenlerin terzisi ile dostluğu vardı.
Her ailenin bir terzisi vardı
Çıraklara bahşiş verilir miydi?
Çırakken heyecanla beklediğimiz bahşişti. Elbiseyi sahibine teslim eder hayırlı olsun derdik ve bahşiş verirlerdi genelde. Özellikle ilk makası attığımız zaman makas kesmez derdik ve müşterilerimiz çay ısmarlardı. Hiç unutmam Diyarbakırlı bir müşterimiz bahşiş olarak çeyrek altın vermişti. verdi.
Yetiştirdiğiniz ustalar oldu mu?
Ortalama 25 usta yetiştirdim. 
İğne ipliğe geçirme olay nedir?
Bir zamanlar bunun iş yerlerinde yarışması yapılırdı. İğneyi ipliğe kim erken saplayacak yarışmaları yapılırdı. Bu terzilikte çok önemliydi bu.
Yanlış ölçü aldınız mı?
Meslek hayatım boyunca bir defa başıma geldi. Pantolon ölçüsünü 26 santim ölçmüştüm.  23 kestim. Özür dileyerek müşterime pantolon parasını geri verdim ve o pantolonu da kendim için tekrar diktim giydim.
Meslek anınızı anlatır mısınız?
Sonbahar mevsimiydi. Ramazan bayramına da 3 gün kalmıştı. 3 gün gece gündüz elbise dikerek çalıştım. Tek başıma Ramazan boyunca 24 takım elbise dikmiştim.
Bayram sabahı eve giderken yolda yürürken ayakta uyumuş su kanalına düşmüştüm. Daha sonra beni bu şekilde gören arkadaşlarım kıyafetimi değiştirerek eve götürdüler. Uyudum 2 günde ancak uyanabildim.

Vansesi Özel Haber

Bakmadan Geçme