İslami STK'lar nerede?

Alman Federal Meclisi geçen hafta 1915 olaylarını 'soykırım' olarak nitelendiren tasarıyı kabul etti.

Tasarıya, Yahudilere  sistematik soykırım uygulayan  Alman Parlamentosu'nda yer alan 11 Türkiye kökenli vekil de destek verdi.

Almanya'da siyasi amaçlarla gündeme taşınan  " soykırım" kararına Türkiye genelinde meslek odaları, sivil toplum kuruluşları adeta sessiz kaldı.  Karar karşı duyulan rahatsızlığı yansıtan demokratik tepki gösterilmedi!

Unutulmaz büyük acılar, yıkımlar yaşayan 1915'in özeti olan Van'da Saadet Partisi, Birlik Vakfı ve Asılsız Soykırım İddiaları ile Mücadele Derneği'nin  basın açıklamaları dışında  karardan rahatsızlık duyduğunu açıklayarak tepki gösteren başka STK  olmadı.

Van'ın haklarını korumak, sesini duyurmak gibi bir sorumluluğu olan meslek odaları Almanya'nın kararına karşı Van'ın   tepkisini içeren  açıklama yapma gereği hissetmediler.  Bizim meslek odalarımız Almanya'nı incitici, yaralayıcı adımını  'normal' karşılayarak  görmezden geldi sanki.

 Meslek odalarına kayıtlı 1915'te ailesi acı görmüş, muhacir olmuş,  çile çekmiş binlerce Vanlı esnaf, tüccar var. Odalar üyelerinin ve Van'ın duygu ve düşüncelerini dile getirmeleri gerekirdi.  Uluslararası platformlarda kentimizi ilgilendiren konular gündeme geldiğinde en başta meslek odaları cesurca duruş sergilemesi gerekir. Ama olmadı.

Gelelim İslami, muhafazakâr STK'lara.

Soruyorum:

1915'te Van şehri, camiler, medreseler, Müslümanların evleri, iş yerleri  yakılıp yakılmadı mı?  Zeve de ve Van'ın dört bir yanında  toplu katliamlar gerçekleştirilmedi mi?

Entelektüel birikimi olan Said Nursi, 1918 sonrası  Van Kalesi'ne çıktığında yangın yerine dönerek dumanları yükselen Van ve hayatını kaybeden arkadaşları için gözyaşı dökmedi mi? Yakınında bulunanlara mealen  "Van'da bastığınız yerlere dikkat edin, her yerde şehit var"  tespitinde bulunarak Van için " Belde-i Şuheda" Şehitler Beldesi tanımını yapmadı mı?  Van'da on binlerce Müslüman Ermeni çetelerince katledilmedi mi?

Siz, Van'ın İslami STK'ları olarak Zeve'de bugüne kadar her hangi bir etkinlik düzenlediniz mi?

 1915'te hayatını kaybeden Vanlı Müslümanlar için dini ve sosyal etkinlik gerçekleştirdiniz mi?  Kurumlarınızda, yurtlarınızda 1915'e ilişkin tarihi ve kültürel bilinç oluşturdunuz mu?

Efendiler, Van Müslüman kenti değil mi?

Evet, diyorsanız o zaman Ermeni sorunu gündeme geldiğinde, Van'ın acıları tazelendiğinde sizler neden ortalarda yoksunuz? Sizler neden suskun, tepkisiz kalıyorsunuz?  Avrupa ülkelerinin son olarak Almanya'nın  kabul edilemez,  Müslüman mağdur ailelerini inciten siyasi kararı karşısında neden sorumluluğunuzun varlığınızın imanınızın gereği yaparak tepki göstermiyorsunuz?  Neden duymadım, görmedim, konuşmuyorum tavrı sergiliyorsunuz? Yoksa Osmanlı dönemi de yaşanan sorun sizi ilgilendirmiyor mu! İslami ya da muhafazakâr olarak adlandırılan siz STK'lar;  bilmem hangi Arap ülkesinde, sıradan olay karşısında örgütlenerek sokaklara dökülerek anında  basın açıklamaları yaparken Van'ı ve ülkemizi ilgilendiren tarihi konuda neden pasifsiniz?

Sessiz kalmak bir anlamda  ithamları kabullenmek değil mi! Tepki vermemek 'beni ilgilendirmiyor' demek değil midir?

Yoksa sizler sesiz kalarak " soykırım" iddialarını kabul ettiğiniz mi ima ediyorsunuz? Eğer bilerek veya bilmeyerek böyle bir yaklaşım içindeyseniz Almanya'da  kararı destekleyen 11 Türkiye kökenli milletvekillinden farkınız kalır mı?

Vanlılar Ermeni sorununda meslek odalarının, İslami STK'ların suskunluğunu manidar buluyor.  Tarih ve toplum bütün bunları not ediyor. Bilginiz olsun.

Bakın, dünyadaki konuyla ilgili bütün tarihçiler 1915'i tartışırken sözlerine Ermenilerin 1. ve 2.  Van isyanları ile başlarlar,  Ermenilerin Van'da Ruslarla işbirliği, Müslüman katliamları ve memleketimizin yakılıp yıkılmasıyla sözlerine noktayı koyarların.

Birinci Dünya Savaşı sırasında Ermeni çetelerinin başkaldırı ve katliam merkezi olan Van'ın  1915'e dair  söyleyecek sözü, dile gelecek acı  gerçekleri  var. Sizler sessizde kalsanız, tepki de gösterseniz  Ermeni sorunu karşısında Van bugünde, yarında,  gelecekte de konumu değişmez. Van 1915'in tarafıdır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Yıldırım "Almanya'nın kararına tepkisiz kalmayacağız" diyorlar. Gel gör ki birçoğu devletle organik bağı olan bu kuruluşlar, devletten destek alan STK'lar iş başa düştüğünde  sırra kadem basıyorlar.

STK'lar  ortak sorunlara öncelikle  'bana ne faydası var' ardından 'bana ne zararı var'   mantığıyla yaklaştıkları sürece ilgisizlikleri  sürer gider.

Müslüman olmak yetmiyor.

Tarih bilincini kavramış, vizyon sahibi, entelektüel, yurtsever duyarlı Müslüman olmak gerekiyor.

 

Fatih Terim farkı

Fransa'nın ev sahipliğinde 10 Haziran - 10 Temmuz tarihleri arasında düzenlenecek 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası'nda (EURO 2016) mücadele edecek A Milli Takımımı son hazırlıklarını yapıyor.

Türkiye Spor Yazarları Derneği Antalya seminerlerinin birinde konuştuğumuzda annesinin Adilcevazlı olduğunu öğrendiğim Futbol Köyü için birkaç kez Van'a gelen Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim, milli takımda ve futbolda bir ilke imza attı.

Terim, A Milli Takımın Antalya kampında futbolcular için bu güne kadar görülmemiş, duyulmamış sürpriz hazırladı.  Taşıdığı  sorumluluğun bilenciyle harekete eden İmparator, futbolcular eğlensin diye  dansöz, sanatçı falan getirmedi.

Terim bakın ne yaptı.

Türk tarihi bilimcisi Prof. Dr. İlber Ortaylı'ya telefon açan Terim, "Hocam sizi kampımızda görmek istiyoruz" dedi.  İlber Hoca da, " Emriniz olur" diyerek İstanbul'dan Antalya'ya giderek ay yıldızlı teknik heyet ve futbolcularla milli takım kadrosu açıklanmadan önce öğle yemeğinde bir araya geldi.

Futbolcularla keyifli zaman geçirerek Fransa için  başarılar dileyen, Ortaylı, futbol olgusu, futbolun toplumlara etkisi ve Türk tarihi konularındaki bilgilerini futbolculara aktardı.

 Futbol bir sanattır; futbolcu da sanatçı diyen İlber Hoca, " Modern dansçılar, tiyatroda akrobasiyi kullananlar ve pantomimciler ne kadar zekiyse günümüzün futbol yıldızları da öyledir; hatta önde koşanıdır. Her an orijinal bir futbolcu doğuyor. Kariyerinin devamında yaşamını sürdürmek için aklını kullanmaksa ayrı bir yetenektir. Zeki insanlara hitap etmek de kolay değil…" sözleriyle futbolcuları engin birikimiyle bilgilendirerek motive etti.

"Milli Takım'ı desteklemek için İmparator'un emrini iki etmedim, koştum. Zor bir gündü" diyen Ortaylı-Terim ikilisi futbolda fark yaratarak tarih yazdılar. Van'da sezon öncesi bir araya gelen futbolculara Van'ın tarihi futbol geçmişi ile ilgili iki satır bilgi verildiğini  bu güne dek hiç duydunuz mu?

 

Terör ramazan dinlemiyor

Ramazan gibi kutsal bir ayda kan döktüler, can aldılar.

İstanbul Vezneciler'de dün çevik kuvvet otobüsünün geçtiği sırada teröristler tarafından bombalı araçla düzenlenen saldırıda  ilk belirlemelere göre 7 polis şehit oldu, 5 sivil hayatını kaybetti. Hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara şifalar diliyorum. Terör saldırısı nereden, kimden gelirse gelsin kınıyorum.

Kaos yaratmak, korku yaymak isteyen terör saldırısı aynı zamanda ülke ekonomisine, toplumsal yaşama yapılan saldırıdır.  Terör saldırılarını  destekleyenler, gerçekleştirenler kan dökerek  endişe yaratabilirler,  ancak hayatın doğal akışını değiştiremezler.  Teröristler saldırdıkça masum  insanlar korkudan korkmamaya başlıyor. Gelinen nokta budur.

Bakmadan Geçme