İstanbul sözleşmesi bir utanç belgesidir…
11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul'da imzaya açılan kadınlara yönelik şiddet ve ev içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadele hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi, kısa adı ile 'İstanbul Sözleşmesi' 14 Mart 2012 tarihinde oylanmış, 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul'da imzaya açılan kadınlara yönelik şiddet ve ev içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadele hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi, kısa adı ile "İstanbul Sözleşmesi" 14 Mart 2012 tarihinde oylanmış, 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Avrupa birliği üyesi olmamız için bu utanç belgesini imzalamak mecburiyetinde kalmamız bir acizliğin göstergesidir. Bu gün dünyanın en önemli ülkelerinden birisi haline geldiğimiz için, bu belgenin iptal edilmesinin zamanının geldiğini görmeliyiz ve bu utanç belgesinden bir an önce kurtulmalıyız.
Nedir bu belgenin içeriği;
Aile kavramının yok edilmesi,
Kadınına, kızına sahiplenmenin yasaklanması,
Evlilik denen müessesenin ortadan kaldırılması,
Dileyenin dilediğinden çocuk yapabilme imkanının yasal anlamda sağlanması,
Eş cinselsellerin birbirleri ile evlenmesine izin verilmesi,
Bir anlamda bu sözleşme; ahlaki ve kültürel toplum değerlerini bitirerek, Avrupai bir medeniyetin kuklası haline getirilmemizin adeta yazılı belgesidir.
Bilindiği gibi siyonizm protokollerinde aile kavramını yok ederek ülkeleri içten çökertme planları vardır.
Unutmayalım ki; bir ulusu ayakta tutan güç, fertler ve bunların oluşturduğu ailelerdir.
Söz konusu sözleşme, aile kurumunun altına konulan bir dinamit niteliği taşımakta ve en küçük sorunlar güya devlet garantörlüğünde aileyi birbirinden kopararak, çözüme kavuşturulmaktadır.
Oysa; Anadolu toplumu ailesi için canını siper eden, ailesi için her zorluğa göğüs geren bir toplumdur.
Ancak bu sözleşme toplumda olumsuz etkiler yayarak her bireye sözde ayrı haklar tanımlayıp aile hukukunu çökertmektedir.
Özellikle cinsiyet ayrımını ortadan kaldırma planlı bu sözleşme çocukları dahi cinsel serbestliğe itmektedir.
Eşlerin başkaları ile cinsel ilişkilerini korumakta, namus ve aile kavramını yok etmektedir.
Ne hazin ki kocası, kumandayı vermedi diye ya da kocası diş macununu ortasından sıkıyor diye sözde hürriyeti yakalamaya çalışan kadınlar polisi arayarak kocamdan şiddet görüyorum diyebilmektedir.
Kadının beyanını esas alan bu sözleşme, o tür kadınlara "Hanımefendi, yapma, etme, yuvanı dağıtma" diyen bir kimseyi de iki buçuk yıl hapis cezasına mahkum edebilmektedir.
Değerli okurlarım, 100 yıl önce Emperyalist güçler, ülkemizi işgal ettiler. Ordumuzu esir aldılar. İstanbul'u sevk ve idare ettiler. Birçok illerimizi de işgal etmişlerdi. Bu işgal girişimleri onlar için çok büyük bir risk oluşturuyordu. Bu riski göze alamadılar. Çünkü Türk milleti bu işgalcileri eninde sonunda kovacaktı. Bunu çok iyi biliyorlardı. T.C.'nin sınırlarını çizerek ve bizimle 100 yıllık çıkar anlaşmaları yapıp def olup gittiler ama bizi bizimle yalnız bırakmadılar.
Çünkü; yüz yıl önce bu alçaklar çok önemli bir bilgiye ulaşmışlardı.
"Bir ulusu, bir milleti yok etmenin tek bir yolu vardır. O da, o milletin kültürel değerlerini yok etmekle mümkündür"
Bu anlamda emperyalizm, işgal yöntemini değiştirdi.
Ülkeleri askeri anlamda işgal edeceklerine yerli iş birlikçilerini yönetime getirerek istediklerini yapabilecek ortamı hazırlamış oldular.
Yüz yıldır ülkemizi sömürdükleri gibi ahlaki anlamda kültürümüzü yozlaştırmada da önemli ölçüde başarılı oldular.
15 Temmuz işgal girişimine karşı koyarak, canları pahasına direnen on binlerce kahramanlarımızın sayesinde kendimize gelme imkanını bulduk.
Bu ülke emperyalizme ve onun yerli uşaklarına teslim edilmeyecektir.
Kültürümüze sahip çıkacağız.
Ahlakımıza sahip çıkacağız.
Ailemize sahip çıkacağız.
Bizi yozlaştırmalarına izin vermeyeceğiz.
Yerin dibine batsın, Avrupa birliğiniz.
Avrupa Birliği yokken biz vardık.
50 yıldır bizi oyalayan bu alçak haçlı teşkilatına girmeyelim.
EKSİK OLSUN.
Cumhurbaşkanımız şu anda İslam İşbirliği Teşkilatı başkanıdır. Hem İslam ülkelerinin hem de mazlum ülkelerin umududur.
Osmanlı İmparatorluğuna bağlı onlarca ülke halen gelenek ve göreneklerini devam ettirmektedirler.
Türki Cumhuriyetlerinde yaşayan bu değerlerimizi gördüğümüzde mutluluğumuzu tarif edemiyoruz.
600 yıl Cihana hükmetmiş bir ecdadın torunlarıyız.
Çok mükemmel ve çok zengin bir kültüre sahibiz.
Hiç bir güç bizi ÖZ değerlerimizden vazgeçiremez.
Avrupa Birliği'nin bir utanç belgesi olan "İstanbul Sözleşmesi"nin bir gaflet sonucunda imzalandığını düşünüyorum.
Eminim bu belgenin varlığından Cumhurbaşkanımız da en az bizim kadar rahatsızdır.
Toplumumuzun adına Sayın Cumhurbaşkanımızdan talebimizdir; Bu belgenin yasal anlamda hayatımızdan çıkarılması için ilgili kurumlara gerekli talimatları vererek, Avrupa Birliği nezdinde iptali için gerekli girişimlerde bulunmanızı arz ederiz.
Saygılarımla…