“Önce yağla sonra dağla”
Amigo Nimet
Yıl 1982 ve Van ayağa kalkmış vaziyette. Neymiş efendim terfi ligi ihdas edilmiş ve bunun neticesinde Türkiye Ligine çıkma şansı doğmuş bize. Tabi yalnız bize şans doğmamış aynı grupta Siirt, Bitlis Güzel dere, Bingöl Spor, Ağrı spor, Kahraman Maraş Spor da var işin içindeki. Yalnız efkarı umumiyenin görünüşe bakarak dediği şu: Kahramanmaraş bu işi götürür. Basın da aynı şeyi söylüyorken ama biz bu koroya katılmıyor ve biz bu işi götürürüz diyoruz. Ve de çok umutluyuz. Maçlarımızı oynayacağız ama sadece tek taraflı tribün karşı ve kale arkaları bom boş ve oturma şansınız yok maçı ister istemez ayakta seyredeceksiniz.
Takım derseniz bizim şehrin uşağları, Rahmetli Azmi Oğuz, Vahap Türkcan, Köksal, Mehmet Tuğrul, Nevzat Şipal ve diğer bizim gençler. Sadece dışarıdan Elazığ ve Erzurum’dan takviye yapmışız burada Kaleci Yavuz başta olmak üzere küçük paralarla alınmış bir avuç futbolcu ile biz bu mücadeleye başlayacağız. Allah o Elazığlı ve Erzurumlu futbolculardan razı olsun hayırlı ömürler versin gerçekten Van spor forması altında çok ter döktüler ve canla başla oynadılar.
Biz Vanlılar takımımıza güveniyoruz ama başkaları bize hiç şans tanımıyor. Spor otoriteleri ve basın Kahramanmaraşspor bu gruptan kesin çıkar ve hem de fark atarak çıkar diyor ve basın en çok yer alan da Kahramanmaraş. Bizim haberlerimizi de paylaşan fazla yok işte arada bir araya sıkıştırıyorlar hepsi o kadar. Maraş yeni Teknik Direktör getirmiş ikinci lig seviyesinde futbolcularla takviye edilmiş. Kısacası çok para dökmüşler bu işe. Biz de işte bir avuç fedailer mangasıyla bu gazaya çıkacağız.
Derken Refik Özvardar diye bir hoca takımın başına geçince daha çok inanmaya başladık. Refik Hoca o zamanlar isminden sitayişle bahsedilen bir hocaydı ve Van halkı o zaman ona çok inandı.
İşte derken maçlar başladı artık Van halkı genciyle yaşlısıyla Van Spor diyor başka bir şey demiyordu. Artık şehrimizde büyük takımlar ünlü futbolcular görme hayali ile yatıp kalkıyorduk. İçeride maçlar iyi gidiyordu taraftarın cansiperane desteği ve futbolcularında üstün gayreti ile her maçtan galip çıkıyor ve her galibiyet sonrası daha bir umutlanıyorduk. Sezon Eylül gibi açıldı ve Ocakta bitecekti. Tabi mevsim sonbahar ve kışa denk gelince işler biraz zorlaşır gibi olsa da taraftar inanıyordu ve takımının hem Van da hem de deplasmanda arkasındaydı. Van maç günleri Bayram gibi oluyordu. Seyirci sadece Vanlı değildi Erciş, Gevaş diğer kazarla birlikte Hakkari’den gelenler oluyordu. Artık davul zurnalar çalıyor tribünlerde olsun ayakta seyredenler olsun apayrı bir coşku içindeydi.
İçeride kazanırken bazen dışarı da vurgun yediğimiz oldu Siirt ve Bingöl ile oynanan maçlarda önce üzüldük daha sonra maçlardaki lisans vs. derken o maçları da sepetimize koyduk. Bizim için en önemlisi bizim grubun favorisi denilen ünlü ve namlı denilen Kahramanmaraşsporla ne yapacağımız çok merak ediliyordu. Ve Van spor o Gün Maraşı Maraş’ta Tekinin golüyle yendiği zaman Van ayağa kalktı. Galibiyetle dönen takımı Van halkı krallar gibi karşıladı. Kadınlar kızlar bile Van spor Kafilesi şehre girerken Maraş Caddesindeki evlerinden Van spor kafilesini selamlıyordu. Annelerimiz nenelerimiz bile ellerinde tespih Van spora dua ediyorlardı o günlerde.
Derken öyle böyle iş geldi en son maça. Son Maçımız Ağrı da Ağrı spor ile. Herkes ununu elemiş eleğini asmış geriye iddiası olan tek iki takım kalmış Van spor ve Kahramanmaraşspor.
Bize bir puan yetiyor yeter ki Ağrıdan tek puan alıp yenilmeden dönelim kafi. Ama söylentiler ayyuka çıkmıştı. Maraş para göndermiş futbolcuları paraya boğmuşlar gibi.
Ama ben de o gün gidenlerle beraberdim. 3 Ocak 1983 günü kar buz fırtınayı geçerek Ağrıya vardık. Ve maç başladı son 90 dakika adamlar gelince gol yiyeceğiz yenileceğiz ve emeklerimiz zay olacak diye ödümüz patlıyor. Bir yandan soğuktan bir yandan da heyecandan tir tir titriyorduk. Heyecan son haddine her geçen dakika ağlarımız sarsılmasın buradan en az beraberlikle dönelim diye için için duadayız.
Hakem düdüğü çalıp maçı bitirdiği zaman oradaki sevinci ancak yaşayanlar bilir. O heyecan anlatılmaz. Yaşamak lazım. Ben bu heyecanı o gün yaşadım. Dönerken o otobüs taksi dolmuş konvoyundaki sevinç anlatılmaz bir şeydi. Böyle vara vara şehre vardığımızda soğuk kar buz dinlemeyen herkse sokaklarda ve coşku içindeydi. Davullar çalıyor ve halaylar çekiliyordu .
El mi yaman bey mi yaman demişler ve Kahramaraşspor favori diyenleri yanıltarak İkinci lige biz çıkmış onlar ise hava almışlardı.
Şimdi o günlerdeki Van spor Yönetimi Refik Özvardar Hocamız ve Futbolcularımızın, taraftarların emeği kadar da Van spor olayında Amigo Nimet Anlar, Köfteci Şefik, Çimento, Naci Şahin kardeşimizin de emeklerini ve gayretlerini hiç unutmadık ve onları her fırsatta da yad ettik.
Ancak bu gün aramız da değil Rahmeti Rahmana giden Amigo Nimeti Van halkı hiç unutmadı ve her zaman da hayırla ve rahmetle anmaktan da geri kalmadı. Bizim Terfi liginde olsun diğer 1.lig maratonun da da büyük emeği vardı rahmetli Nimetin. Biz ilk amigo olarak onu gördük. Onun talimatlarıyla onun yönlendirmesiyle üçlü yaptık, Siyah Kırmızı çektik, En büyük Van spor dedik. Çünkü eski yıllarda amigo olayı yoktu. Bazen uymayıp maça dalsak da o bizi uyandırırdı.Amigo Nimetin yanı sıra birde Şefik gardaş vardı o da stada köfte getirip satar ondan sonra hafiften bi amigoluk yapardı. Bir de Çimento Fabrikasında çalışan şaşma göbekli bir vatandaş vardı bizden yaşlıydı. O da amigoluğu fazla beceremese de kapalı bir tribünün bir tarafını idare etmeye çalışırdı. Şefik gardaş rahmete gitti onu rahmetle anıyoruz. Çimentocu amcamda göçtüyse Allah rahmet etsin kaldıysa sağlıklı ömürler dilerim. Naci Şahin kardeşimle alakalı ayrı bir yazı yazacağım için onu şimdi burada yazıma fazla dahil etmedim.
İşte sonunda Amigo Nimet’te rahmete gitti geriye sadece maç anıları kaldı.
Biz Terfi liginden şampiyon olarak çıkıp 1.lige adım atınca ilk maçımız kendi sahamızda İskenderun spor ileydi. Bizim grubun iki favorisi vardı İskenderun ve Malatya. İskenderun sporun başın da Rahmetli Kadri Aytaç Vardı. Kadri Hocada o yıllarda çok ünlüydü, el attığı her takım bir üst ligde oluyordu.
İskenderun sporda Beşiktaşlı Şaban da vardı ve kadrosu da çok iyiydi. Ve Biz o maçta ilk yarıda İlhami’nin kafayla attığı golle umutlansak da maç 1-1 bitti.
İskenderun spor sahaya hocalarıyla çıktığında bende Amigo Nimetin olduğu taraftaydım. İskenderun tezahüratla çağırdı Kadri Aytaç hoca da geldi kendisi ve takım alkışlandı amigo nimet kibar kibar onları övdü hoş geldiniz dedi. Ve onlarda mutlu şekilde ayrıldılar.
Bende oradaydım Nimete dönüp aynen şöyle demiştim:
-Vıle gardaş bunlar bizim rakiplerimiz sen bunlara neye bele bu geder yağ çektin. Dediğimde Rahmetli bana döndü aynen şöyle dede:
-vıla babam bu işler beledir önce yağlayacağsan sonra dağlayayacağsan
Tabi o maç bitti zaman da geçti Nimet de göçtü. Ama ben o anıyı hep hatırlarım ve Nimet’in o sözleri hala kulağımda çınlar:
“Önce yağla sonra dağla”
Nimet gardaş ruhun şad mekanın cennet olsun inşallah.