Kaçak madenler onlarca işçiye mezar oldu
Zonguldakta 177 yıl önce taşkömürünün bulunmasıyla başlayan madencilik sektörü, 5 bini aşkın maden şehidi verdi. İş güvenliğinden yoksun kaçak madenler ise onlarca işçiye mezar oldu.
Uzun Mehmet’in kömürü bulmasıyla başlayan madencilik sektörü, emeğin başkenti Zonguldak’a acı günler de yaşattı. Yerin metrelerce derinliğine giren kaçak ocaklardaki işçiler, ‘kara elmas’ diye tabir edilen taşkömürünü ekmek parası uğruna yeryüzüne çıkartabilmek için adeta canını hiçe sayıyor.
Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun yanı sıra özel maden şirketlerinin de faaliyette bulunduğu Zonguldak’ta, binlerce ton rezervli taşkömürü işlenerek yer üstüne çıkartılmayı bekliyor. Zaman zaman ekonomik krizin yaşandığı sektördeki iş kazaları, yeni madencilik kanunlarının hayata geçirilmesine neden oldu.
ÖZEL OCAKLARIN KAPANMASI, KAÇAĞA RAĞBETİ ARTIRDI
Geçen yıllarda yürürlüğe giren Maden Yasası, kentte faaliyet gösteren birçok özel işletmeye ek yük getirdiği gerekçesiyle işçilere zor günler yaşattı. Yaklaşık 4 bine yakın madenci doğduğu ve büyüdüğü memleketinden; Zonguldak’tan göç etmek zorunda kaldı. Maden şirketlerinin de kapanmasıyla birlikte geçimini yalnızca madencilikle yapan birçok işçi ise geçim derdi nedeniyle kaçak madenlere girerek ekmeğini kazanmanın yollarını aradı.
İş güvenliğinden yoksun, gaz izleme cihazlarının dahi olmadığı tahmin edilen kaçak madenlerde, evladının okul masraflarını karşılamak ve evine getireceği ekmek için kazanacağı paranın hesabını yapan onlarca işçi, zaman zaman göz göre göre yaşanana iş kazalarında yaşamlarını yitirdi.
Güvenlik güçleri ve TTK yetkilileri tarafından tespit edilen; acı hatıraların yaşandığı kaçak maden ocaklardan bazıları dinamit usulüyle çökertildi. Bazı ocakların girişi ise yetkililerce mühürlenerek içeriye giriş engellendi.
KAÇAK MADENLERDE EN ACI HİKAYELER
Kilimli ilçesine bağlı Gelik beldesinde 11 Şubat 2016 tarihinde kaçak maden ocağında metan gazından zehirlenen iki maden işçisi hayatını kaybetti. Kaçak ocakta ölen işçilerden Hasan Ay’ın üvey ağabeyi Salih Yanık bir gün önce yaşadığı iş kazası nedeniyle kardeşiyle birlikte çalıştığı ocağa girmedi. Ağabey evinde istirahat ederken kardeşi Hasan Ay ise kaçak olarak işletilen madene girdi. Mesai arkadaşı Saim Kalkan ile madene giren Hasan Ay, üretimin sonlandığı bölümde önceden kurulan demir teçhizatı toplamak istediği sırada gazdan etkilenerek yaşamını yitirdi. 18 yaşındaki kardeşinin acısını yaşayan Salih Yanık’ın ise, kardeşi ile ekmek parası uğruna çalıştığı kaçak ocakta bir gün önce geçirdiği iş kazası sayesinde hayatı kurtuldu.
TEK FARK HİKAYELER
Kazalarda ölen işçiler arasında fark yaşam hikayeleri olsa da ölümlerinin tek ortak mekanı çalıştıkları kaçak maden ocakları olmaya devam ediyor. Kaçak ocaklar, sağ olarak çıkabilenin ekmek teknesi oluyor.
Adeta canlı canlı mezara giren işçiler ise ardında hep “Acaba sağ çıkar mı” endişesiyle umutla bekleyen yürekler bırakıyor.
DEMİRCİ: “KAÇAK OCAKLARA KARŞIYIZ”
Genel Maden İşçileri Sendikası olarak ruhsatsız ocaklara karşı olduklarını ifade eden GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci, "Zonguldak’ımızda TTK ve özel sektör ile birlikte kaçak ocak diye tabir ettiğimiz yerler elbette var. Madenlerde hayatını kaybeden kardeşlerimiz oldu. 5 bine yakın özel sektörümüzle birlikte şehitlerimiz var onlar haricinde kaçak ocakta çalışan kardeşlerimiz var. Son zamanlarda bu yaşanan olaylar artık yaşanmıyor inşallah olmaz. Şu an eskisi gibi kaçak ocaklarda bilhassa özel sektörde çalışma yok. ’Soma’ yasasından sonra çıkan kanunlardaki ücretlerin artması nedeniyle fazla çalışma yok. Yaşanan azalma ondan kaynaklanıyor. Kaçak ocaklardaki şeyler kar amaçlı olduğu için emniyette suistimal oluyor. Bu nedenle kaçak ocaklarda ölümler meydana geliyor. Biz kaçak ocaklara karşıyız. Özel sektörde çalışan arkadaşlara biz hiçbir zaman karşı değiliz ama özel sektörde çalışan arkadaşlarımızın iş güvenliğine, insanlara yakışabilecek şekilde çalışmasında taraftarız. Hiçbir zaman iş güvenliğini boşa çıkartmadan iş güvenliği önlemini alarak çalışırlarsa hem işçi arkadaşlarımız hem kentimiz mutlu olur hem de analarımız ağlamaz” şeklinde konuştu.