Kadim Şehri Yeniden Keşfetmek
Prof. Dr. Gülsen Baş Terzioğlu ile Eski Van Kazıları Üzerine Bir Röportaj
Röportaj: Ümran ÖZTÜRK
Eski Van Şehri’nde başlatılan kazı çalışmaları, yalnızca Van halkını değil, tüm bölgeyi heyecanlandırmış durumda. Kentin derinliklerinde saklı kalmış tarihî izlerin gün yüzüne çıkıyor olması, adeta bir zaman yolculuğunun kapılarını aralıyor. Eski Van’ın toprakları, bir yandan kadim hikâyeleri dile getirirken, diğer yandan Van’a ait değerlerin korunarak geleceğe taşınmasının önünü açıyor. Bu kazıların, şehrin tarihî mirasını doğru bir şekilde gün yüzüne çıkarma ve geleceğe aktarma amacını taşıyor olması, çok büyük bir anlam taşıyor. Ancak bu süreç, benim için daha da özel ve anlamlı bir noktaya sahip: Kazı başkanının bir kadın profesör, Prof. Dr. Gülsen Baş Terzioğlu olması. Bir kadının liderliğinde yürütülen bu tarihi keşif süreci, yalnızca akademik bir başarı değil, aynı zamanda toplumsal bilincin ve değerlerin yeniden canlanmasına olanak tanıyor.
Eski Van, tarih boyunca farklı kültürlerin izlerini üzerinde taşıyan, her köşesiyle hikâyeler anlatan kadim bir şehir. Ancak bu tarihi miras, yıllar içinde tahrip olmuş ve unutulmuştu. Prof. Dr. Gülsen Baş Terzioğlu’nun önderliğinde gerçekleştirilen kazılar, sadece bu kaybolan yapıları gün yüzüne çıkarmakla kalmıyor; aynı zamanda Van’a özgün bir kimlik kazandırma yolunda önemli bir dönüm noktası oluşturuyor. Şehrin geçmişi, yeniden canlanırken, bu projeyle bölgeye kültürel ve turistik açıdan da büyük katkılar sağlanması hedefleniyor.
Bu röportajda, kazı başkanı Prof. Dr. Gülsen Baş Terzioğlu ile gerçekleştirdiğimiz sohbet, geçmişin sırlarını derinlemesine keşfederken, Eski Van’ın geleceğine dair umut verici bir ışık yakalıyor. Van halkı, bu kazılarla kentin tarihî mirasına sahip çıkma sorumluluğunu anlayacak ve kendini bu mirasa sahip çıkarak bir parçası olarak hissedecek. Çünkü bu kazılar sadece bir akademik başarı değil, aynı zamanda kültürel bir uyanışın habercisi… Bu uyanış, Van’ın geçmişinden aldığı gücü, geleceğine aktararak şehirdeki tüm yaşamı şekillendirecek.
Eski Van Şehri’nde kazı çalışmalarına başlanmasının amacı nedir ve bu kazıların şehre nasıl bir katkı sağlaması bekleniyor?
Eski Van, M.Ö. 3000’lerden 20. yüzyılın başlarına kadar kullanılan kadim bir Anadolu şehri. Erken Tunç çağından Osmanlı’nın son dönemlerine değin farklı kültürlere yaşam alanı oluşturan bu şehir, Van’ın 20. yüzyıl öncesine ait geçmişi ve hafızası..
19. yüzyılın sonlarından itibaren yaşanan Ermeni ayaklanmaları, I. Dünya Savaşı ve Rus işgali gibi olaylarla büyük bir tahribata uğrayan ve fiziksel olarak kullanılamaz hale gelen Van’daki bu olumsuz süreç, kentin fiziki ve sosyal yapısında derin izler bırakmış, bunun üzerine halk eski şehir yerine, yeni yaşam alanı olarak kentin doğusundaki "bahçeler" bölümüne yönelmiştir. Bu sebeple, Eski Van uzun yıllar boyunca terk edilmiş ve unutulmuş bir alan haline gelmiştir. Zamanla toprak altında kalan kültürel ve mimari doku, doğal tahribatların yanı sıra kaçak kazıların da etkisiyle yok olmaya yüz tutmuştur.
2024 yılında Cumhurbaşkanlığımızın kararı, Kültür ve Turizm Bakanlığımızın resmi izin ve destekleriyle başlatılan kazıların temel amacı, toprak altındaki mimari ve kültürel dokunun ortaya çıkarılarak bu alana tarihî açıdan hak ettiği değeri kazandırmaktır. Kazılar sadece yapıları gün yüzüne çıkarmakla kalmayacak, aynı zamanda Van’ın kültür tarihine dair önemli ipuçları sağlayacaktır. Van’ın kent kimliğini oluşturan bu tarihi alanın sadece yerel halk tarafından değil, bölgeye gelen turistler tarafından da tanınması sağlanacaktır. Bu çalışmalar, Van’a sadece tarihî bir değer katmakla kalmayıp, kültürel turizme de büyük katkı sunacaktır.
Eski Van’daki kazı çalışmalarının tarihi süreci hakkında bilgi verebilir misiniz?
Eski Van şehrinde gerçekleştirilen kazı çalışmaları, 1930'lu yıllarda Avrupalı araştırmacılar tarafından gerçekleştirilir. Bu kazılar daha ziyade kentin tarih öncesi evreleri ve başkentlik ettiği Urartu dönemini aydınlatmaya yönelik olarak kale ve kuzeyinde yapılır. Aşağı şehir alanında gerçekleştirilen ilk kapsamlı kazı çalışması ise 1970'li yıllarda Sanat Tarihçi bilim insanı Oktay Aslanapa tarafından Ulu Cami ve çevresinde gerçekleştirilir. Devam eden süreçte, 1980'li ve 1990'lı yıllarda bir dizi sınırlı çalışma daha yapılır ki Taner Tarhan ve Abdüsselam Uluçam yönetimindeki kazılar ilk planda zikredilmesi gerekenlerdir. 2010'lu yıllarda İstanbul Üniversitesi adına Erkan Konyar’ın başkanlığında yürütülen Van Kalesi Höyüğü kazıları, kısmi olarak Eski Van şehri alanına da kaydırılır.
2022 yılında Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı tarafından, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Cazibe Merkezlerini Destekleme Programı kapsamında başlatılan “Eski Van Şehri’nin Canlandırılması” projesinde bilimsel danışmanlığımda kentin surları üzerine yoğunlaşan bazı kazılar gerçekleştirildi. Ardından 2024 yılında, Cumhurbaşkanlığımızın kararı ile Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi adına başkanlığımda yürütülen sistematik kazılara başlandı. Bunun yanı sıra Eski Van’ın, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından kültürel mirasımızın korunmasına yönelik başlatılan “Geleceğe Miras Projesi” ne dahil edilmesiyle birlikte kentin bütünsel olarak korunması adına oldukça önemli bir adım atılmış oldu.
2024 yılında başlayan kazı çalışmalarının gelecekte hangi aşamalara ulaşması planlanıyor? Eski Van Şehri’nde yapılan kazılar sırasında ortaya çıkan yeni buluntular hakkında bize bilgi verebilir misiniz?
2024 yılında başlayan kazı çalışmalarıyla kentin tarihi mimari dokusunun ortaya çıkarılarak canlandırılması ve geleceğe taşınması hedeflenmektedir. Özellikle Orta Çağ ve sonrasında yoğun bir kullanıma sahip olan kent dokusunun kazılarla belirginlik kazanmasının ardından ören yerine dönüştürülerek teşhire açılması amaçlanmaktadır.
Bunun yanı sıra kazıların bir diğer hedefi Van’ı Van yapan tüm kültürel kodların saklı olduğu bu mekanda kültür tarihine yönelik bilimsel sonuçlara ulaşılmasıdır. Özellikle o dönem yaşayan insanların nasıl bir fiziki ortamda yaşadıklarını ortaya koymak, birbirleriyle olan çok yönlü ilişkilerini anlamak, toplumsal, siyasal, inançsal özelliklerine dair yeni yorumlar yapmak ve bunları doğru biçimde sergileyerek bir taraftan tarih bilincini canlı tutmak, öte taraftan kentin tarihi değerlerini geleceğe taşımak amaçlanmaktadır.
2024 yılı kazı çalışmalarında kentin özgün yol ağının ortaya çıkarılmasına yönelik bazı çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Ayrıca Osmanlı’nın son evrelerine yönelik bazı mimari dokular gün yüzüne çıkarılmıştır. Bu anlamda bir pazar alanının yanı sıra taş döşemeli dar sokaklar ve bu sokakları iki kenardan sınırlayan kerpiç sivil yapılara yönelik izler dikkat çekicidir. Elde edilen buluntular ise toplumsal yaşama özgü renkliliği ve çeşitliliği yansıtacak niteliktedir.
Kazı çalışmalarında elde edilen buluntuların korunması ve sergilenmesi nasıl sağlanacak? Bu eserlerin gelecek nesillere aktarılması için ne tür planlamalar yapılmaktadır?
Gerek geçmişte yapılan gerekse dönemimizde gerçekleştirilen arkeolojik kazılarda çok çeşitli buluntu gruplarıyla karşılaşılmıştır. Bu buluntular şehrin sosyal yapısının canlılığına, yaşam koşullarına, alanın sınırlılığına rağmen getirilen mimari çözümlemelere, farklı bölgelerle kurulan çok yönlü ilişkilere işaret edecek niteliktedir. Osmanlı toprakları dışından gelen ticari ürünlerin yanı sıra özgün yerel üretimler ve çözümler son derece ilgi çekicidir.
Kazılardan elde edilen bütün buluntular, bilimsel açıdan titiz bir bakım, onarım ve kayıt işleminin ardından Van Müzesi’ne teslim edilmektedir. Tabii bizim açımızdan vurgulanması gereken ya da öneri olarak dile getirilmesi gereken belki de en önemli husus, yakın zamanda ören yerine dönüştürülecek olan alanda, restorasyonu tamamlanan yapılardan birinin “Eski Van Şehri Müzesi”ne dönüştürülmesi ve kazı buluntularının burada sergilenmesidir. Müzecilik anlayışının ileri boyutlara taşındığı günümüz Türkiye’sinde, Eski Van'ın da son teknolojik yöntemler kullanılarak farklı boyutlarıyla sergilenmesi anlamlı olacaktır. Bir taraftan eski Van'ın şehir olarak sergilenebileceği dijital alanlar oluşturulması, diğer taraftan kazılardan elde edilen buluntuların sergileneceği müzelerin kurulması bu açıdan önem teşkil etmektedir.
Devam edecek.
Bakmadan Geçme


