Kadın
Ayşe, Fatma, Sultan, Emine… İsimleri fark eder mi? Varlığı sadece yemek pişiren, çamaşır yıkayan, çocuk bakan olan, kadın olarak ayrıca bir değer görmek isteği olmayan, ama insan olduğu için değer görmek istediğinden, kendisine dayatılan hayatı kabul etmediği içindir ki, ülkemizde hala çocuğunun gözü önünde boğazı kesilen, sokak ortasında bıçaklanan, dayak yiyen kadınlar varken, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlamaları ne kadar karşılığını bulur, anlamlı olur bilemiyorum…
Ayşe, Fatma, Sultan, Emine…
İsimleri fark eder mi?
Varlığı sadece yemek pişiren, çamaşır yıkayan, çocuk bakan olan, kadın olarak ayrıca bir değer görmek isteği olmayan, ama insan olduğu için değer görmek istediğinden, kendisine dayatılan hayatı kabul etmediği içindir ki, ülkemizde hala çocuğunun gözü önünde boğazı kesilen, sokak ortasında bıçaklanan, dayak yiyen kadınlar varken, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlamaları ne kadar karşılığını bulur, anlamlı olur bilemiyorum…
8 Mart Dünya Kadınlar Günününüz nasıl kutlanmaya başlandığını az çok herkes biliyordur.
1857 tarihinde Amerika'da kendileri için daha iyi çalışma şartları oluşturulmasını isteyen kadınların mücadelesi ile başlanmış, Birleşmiş Milletler tarafından 16 Aralık 1977 tarihinde kabul edilmiş ve Ülkemizde de 1921 yılında kabul edilerek kutlanmaya başlanıştır. "8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü"
Ve yaşamı boyunca kadının her günü emektir, hayatı ilmek ilmek işlemektir kadınlık…
8 Mart'ta ne istemiyorum kırmızı karanfil istemiyorum, hele hele "kadınlar bir çiçektir" sözünü hiç ama hiç duymak istemiyorum. Kadınlar günüz kutlu olsun diyen klişe, ruhsuz mesajları istemiyorum.
Ne istiyorum erkeklerin dünyasında var olmaya çalışan kadınlarımızın sesini duyan olsun istiyorum.
Adam gibi yaşamak değil insan gibi, kadın olarak insan gibi yaşayabilmek istiyorum.