Kadınların yerel yönetimden beklentileri

Cumhuriyet döneminden günümüze kadar kadınların, gerçekleştirilen reformlarla birlikte pek çok kazanımlar elde etmelerine rağmen, eşitliğin uygulamada yaşamlarına çok fazla yansımadığı görülmektedir.

Cumhuriyet döneminden günümüze kadar kadınların, gerçekleştirilen reformlarla birlikte pek çok kazanımlar elde etmelerine rağmen, eşitliğin uygulamada yaşamlarına çok fazla yansımadığı görülmektedir. Bunun en büyük nedeni Toplumsal ve Kültürel kalıplaşmış yargılardır. Kadınlar siyasal hakları, çıkarılan kanunlarla 1930'da yerel seçimler, 1934'te ise genel seçimlerde elde etmiş, seçme ve seçilme hakkına sahip olmuşlardır. Bunda Türk kadınının verdiği mücadelenin yanı sıra Türk Devriminin önderi olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün büyük payı olmuştur.

 

Kadın ilk kez siyaset sahnesinde Şadiye Hanım'ın 1930 yılında Artvin'in Yusufeli İlçesi Kılıçkaya Kasabası Belediye Başkanı seçilmesiyle yerini almıştır. Böylelikle Şadiye Hanım (daha sonra Savcı soyadını aldı) Türkiye'nin ilk kadın belediye başkanı olmuştur. 1935 milletvekili genel seçimlerinde 18 kadın milletvekili Meclis'e girmiş, kadınlar parlamentoda 4.5 oranında temsil edilmişlerdir.

 

Böylelikle kadınlarımız TBMM'ne adım atmışlardır. Kadınlarımız toplumsal hayatta zaten varlar, ancak istenilen düzeyde değillerdir. Biçimsel temsilden ziyade gerçek temsille var olmaları gerekir. Zira toplumun yarısını oluşturan kadını görmezden gelmek nüfusun yarısını yok saymak anlamına gelmektedir. Ülkemizde kadın, tam manasıyla toplumda aktif bir varlık gösterememiş, daha çok özel alanından çıkamayıp pasif bir rol üstlenmiştir. Bunun birçok sebebi vardır.

 

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ...

Bakmadan Geçme